Bölüm Üç: Çözülmeyi Bekleyen Düğümler

Start from the beginning
                                    

Yankı derin bir nefes aldı. Derdini Hakan'a anlatamayacağı aşikardı.

O sırada telefonu titreyince Yankı öne eğilip, Burcu'dan gelen mesaja baktı. Arkadaşının iyi olup olmadığını sorgulayan bir mesajdı bu. Yankı bir şeyler uydurup mesajı gönderdi. O sırada kadının gönderdiği mesajı okuyan Hakan, dikkatle Yankı'yı izliyordu. Yankı, Hakan'ın bir şeyler düşündüğünü anlayınca, ''Ne oldu?'' diye sormak zorunda hissetti.

''Burcu'yu gerçekten seviyor musun?''

Yankı soruyu anlamamış gibiydi. ''Sen sevmiyor musun?''

''Yani iyi kız ama ne bileyim,'' dedi Hakan, suratını ekşiterek. ''Senin arkadaşın olacak kalitede değil.''

Yankı'nın kaşları hayretle kalktı. ''Allah Allah,'' dedi. ''Bunu neden daha önce söylemedin? Aranız iyi sanıyordum.''

''Benim onunla konuşmamın tek nedeni senin arkadaşın olması,'' dedi Hakan. ''Yoksa ona bayıldığım söylenemez.''

Yankı ciddi bir şaşkınlık yaşıyordu. ''Neden böyle düşünüyorsun?''

''Yapma ama,'' dedi Hakan. Sanki Yankı, cevabı bariz belli olan bir soruyu sormuş gibi davranıyordu. ''En basitinden, lisede çıkmadığı erkek kalmamıştı. Üstelik bu durum devam ediyor.''

''Bak,'' dedi Yankı. ''Kim olursa olsun, insanların özel hayatlarıyla ilgili yorum yapamayız. Hayal kırıklığına ya da sonsuz mutluluğa ulaşacak olan o. Bu yüzden bunun üzerinde kafa yormanın anlamı yok.''

''Çıkacağı erkekleri maddi durumuna göre ayıklaması pek hoş değil ama,'' dedi. ''En azından bunu kabul edebilirsin.''

Bu konuda Hakan'a hak verebilirdi ama bunu sesli söyleyecek değildi. ''Hak verip vermemem konusunda düşünmüyorum,'' dedi Yankı. ''Çünkü söylediğim gibi, beni ilgilendirmez.''

Hakan mesajı almıştı. Teslim olan suçlular gibi ellerini yukarı kaldırdı. ''Tamam,'' dedi. ''Böyle bir tepki alacağımı bildiğim için bulaşmamıştım. Bir daha yorum yapmayacağım.''

Yankı, tartışmanın daha fazla uzamasını istemediği için gülümsedi. Hakan da kadının saçlarını karıştırdı.

''Bence ben bize bir film seçmeliyim,'' dedi Hakan, bilgisayarı televizyona bağlamak üzere ayaklanırken. ''Bu bahaneyle sana biraz sırnaşırım. Belki sonra sevişiriz.''

Yankı'nın gözleri kocaman oldu ve gariptir ki, bu kadar açıklık onu biraz utandırdı. ''Hakan!''

*

Ertesi sabah uyanıp birlikte güzelce kahvaltı ettiler. Erdem'in uçağı öğlen on bir gibi iniyordu. Hakan, yıllardır görmediği arkadaşını karşılamak için patronundan izin aldı ve birkaç saatliğine işi kaytarmayı başardı.

Saat on buçuk gibi Hakan'ın arabasına binip evden ayrıldılar. Yankı dün geceki konuşmanın üstüne Burcu'yla ilgili bir şey söylemek konusunda emin değildi ama, ''Burcu bize akşam katılabilecek,'' demesi gerektiğini hissetti. Hakan başını anladığını gösterir gibi salladı. Görünen o ki Yankı'ya verdiği sözü tutacak ve kötü bir yorumda bulunmayacaktı.

Hava limanına yaklaşırken Yankı avuç içlerinin terlediğini hissetti. Yıllar sonra Erdem'i ilk kez görecekti. Mezuniyet gecesi ona itiraf ettiği şeyden sonra Erdem ortalarda görünmemeye başlamıştı. Gökçe'nin ölümünün üstüne bir de Erdem'den duydukları ve bildiğini sandığı şeyin aslında tamamen gerçek olmadığını öğrenince ne yapacağını şaşırmıştı.

Balonun ağustos ayının sonlarında yapılacağını öğrenince Gökçe'nin verdiği tepki hâlâ kulaklarındaydı. ''Bu insanları diplomamı aldıktan sonra bir daha hiç görmeyeceğimi umuyordum,'' demişti. ''Hiç katlanmak istemiyorum!''

ÖLÜLER KONUŞAMAZWhere stories live. Discover now