Nazım Hikmet'ten Piraye'ye Mektuplar

En başından başla
                                    

"Biriciğim,

Üç gecedir rüyamdasın. Acaba ben senin hiç rüyana giriyor muyum? Girsem herhalde duyardım. Bu kadar güzel bir gezinti yapıp farkında olmamam kabil değil. Ne fena, demek, ben senin rüyana hiç girmiyorum. Çok bedbahtım, karıcığım.

Öyle çok şey söylemek istiyorum ki hepsini hemen söylemek için acelemden yazım berbat. Sen bile okuyamayacaksın diye ödüm patlıyor.

Ne zaman kavuşacağız? Bir masanın etrafında oturacağız. Bir yatakta yatacağız, yan yana dolaşacağız. Ben sana güzel yemekler pişirip, harikulade romanları ne zaman yazacağım. Artık çıkar beni burdan, karıcığım.

(26 Ocak 1939)"

Nazım Hikmet gibi şiirleri kendisinden sonra bile hislere tercüman olan bir şair, sevdiği kadına mektup yazar da, şiirleri sıkıştırmaz mı araya?

"Bir tanem!
Son mektubunda:
"Başım sızlıyor
yüreğim sersem!
diyorsun.

"Seni asarlarsa
seni kaybedersem,"
diyorsun,
"yaşayamam!"
Yaşarsın, karıcığım,
kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda;
yaşarsın, kalbimin kızıl saçlı bacısı,
en fazla bir yıl sürer
yirminci asırlarda
ölüm acısı.

Ölüm
bir ipte sallanan bir ölü.
Bu ölüme bir türlü
razı olmuyor gönlüm.
Fakat
emin ol ki, sevgili,
zavallı bir çingenenin
kıllı, siyah bir örümceğe benzeyen eli
geçirecekse eğer
ipi boğazıma,
mavi gözlerimde korkuyu görmek için
boşuna bakacaklar
Nazım'a!

Ben,
alacakaranlığında son sabahımın
dostlarımı ve seni göreceğim,
ve yalnız
yarım kalmış bir şarkının acısını
toprağa götüreceğim...

Karım benim!
İyi yürekli,
altın renkli,
gözleri baldan tatlı arım benim;
ne diye yazdım sana
istendiğini idamımın,
daha dava ilk adımında
ve bir şalgam gibi koparmıyorlar
kellesini adamın.

Haydi bunları boş ver.
Bunlar uzak bir ihtimal!
Paran varsa eğer
bana fanila bir don al,
tuttu bacağımın siyatik ağrısı.

Ve unutma ki
daima iyi şeyler düşünmeli
bir mahpusun karısı."

"Bir Cezaevinde, Tecritteki Adamın Mektupları" şiiri ise şöyle başlamaktadır:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bir Cezaevinde, Tecritteki Adamın Mektupları" şiiri ise şöyle başlamaktadır:

"Senin adını
Kol saatimin kayışına tırnağımla kazıdım.
Malum ya, bulunduğum yerde
Ne sapı sedefli bir çakı var,
(bizlere alatı katıa verilmez),
Ne de başı bulutlarda bir çınar."

Aşk MektuplarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin