ÜVEY ABİM

6

''Yok anne elimdekiler ağır gelince Alev'i çağırcaktım da sonra farkettim ki fazla bağırmışım'' dediğimde Alev daha yeni geliyordu ''Noldu kanka'' 

''Şunları al herkes geldi on saatte duyuyon'' dediğimde elimden bi kaçını alıp odaya çıkmıştı. Anneme dönüp ''Tamam bir şey yok işte geç odana anne'' 

''Korkuttun kızım ondan tamam iyi geceler''

''İyi geceler'' dedikten sonra bende odama çıkacakken Doruk önümü kesip ''Sessiz ol bidahakine!''

''Emriniz olur Doruk bey!'' Ukala. Pislik. Camış! 

''Dalga geçmeyi kes, anlatırım anne yaptığın şeyi''

''Napmışım ben söylesene!''

''Naptın öyle mi? Elin adamıyla dansa ben mi kalktım Melis hanım? He! Elin adamı seni odaya davet etti be!''

''Lan bilerek mi oldu? Biliyomuydum ne bok olduğunu da isteyerek çıkmışım gibi beni tehdit ediyosun sen? Hem sen kimsin ya ''

''Üvey abin''

''Aa üvey abimmiş şuna bak senden olsa olsa öküz olur! Pardon ama ya hayvana hakaret bu!'' diyip çıkmaya başladım merdivenleri. Odama girecekken kolumdan tutmuştu dengemi sağlamasaydım elimdekilerin hepsi pat yere düşecekti tabi ki bende! Abi camış diyorum inanmıyorsunuz işte bakın! Öküz! 

''öküz müsün'' diye ağzımdan kaçtığında sinirlenmişti sanırım. 

''Melis sabrımı sınıyorsun!''

''Napcaksın ya senin derdin ne benimle? Kurtarmasaydın abiciğim o zaman!''

''Aa sevgili üvey kardeşimi öylece bırakamazdım ama'' diye dalga geçiyordu pislik herif

''Öküzsün! Öküz işte!''

''Bir daha öküz dersen annenin yanına iniyorum ikinci tokatıda bu yüzden yeme istersen'' diyip gülmüştü. Ve ben o an iptal. Çok güzel gülüyordu pislik , ama banane bundan!

''Sen var ya çok kötüsün'' diyip odaya girdim kapıyı yüzüne kapattım. Alev yanıma gelip elimdekiler alığ masama koyarken ''Noldu'' diye sormuştu.

''Bir şey yok'' diyip banyoya doğru ilerledim. Başım dönüyordu ve gözlerim kararıyordu sanırım bayılıcaktım. Alev bunun farkına varıp yanıma gelmişti ''Melis iyi misin'' diye hafif sesli sormuştu odanın kapısı açılmıştı. Doruktu. O pisliği görmek istemiyordum. ''Çıkar şunu odadan Alev'' dediğimde Alev Doruk'a bakıp ''Çıkar mısın'' diye nazikçe sormuştu korkuyordu sanırım Doruktan. Doruk öküzü ise ''Hayır'' diyip bana yaklaşmıştı. Bir adım geri atacakken sersemledim. Yavaş yavaş banyoya ilerliyordum sonunda banyoya vardığımda elimi yüzümü yıkayıp çıkmıştım. Bugünü bu geceyi berbat etmeyecektim. Doruk'a bakıp ''Çıkar mısın odamdan''

''İyi misin''

''Çıkar mısın Doruk odamdan? ''

''İyi misin dedim sana!''

''İyiyim çık!'' dediğimde sinirle odadan çıkmıştı. Pis ukala öküz. Alev ise bizi izliyordu. 

''Noluyo be size bu haliniz ne''

''Bi şey olduğu yok bi insan öküz olursa sonuç bu''

''Neyse konuşucaz bunu hadi''

***

''Of Alev saçmalama''

''Kıskanmışsın işte Melis''

''Hayır ben kıskanmadım tabi ki neden kıskanayım ki? Neden yani hiç bir şeyim olmuyo''

''Bir şeyin olmasına gerek yok bir şey hissediyorsan zaten kıskanırsın''

''Ben o öküze hiç bir şey hissetmiyorum nefret ediyorum ondan!'' Kimden bahsettiğimi anlamışsınızdır. Öküz dediğime göre kim olabilir? Doruk tabiki! Ondan başka öküz mü var? Hayır.

''O nefretten aşk doğarsa şaşırmam'' diyip gülüyordu pis pis. Kafasında neler kuruyordu şuna bak. Konuyu Doruk'a getirmeyi nasıl becermişti anlamıyorum. 

''Ömer noldu''  sorduğum gibi suratı düşmüştü. Ömer'i çok seviyordu biliyorum ama Ömer aldatmıştı Alev'i. En son yazıyordu özür diliyordu ama Alev yediremiyordu kendine.

''15 gün önce falan kapıya çiçek yollamış bide not yazıyordu yine özür diliyordu tabi affetmemi istiyordu sarhoşmuş kafası yerinde değilmişmişte hatırlamıyomuşmuş her zaman ki gibi özür diliyo hala yazıyo ama cevap vermiyorum ne mesajlarına ne aramalarına'' diyip kafasını öne eğdi. Sesi titreyerek konuşmuştu ve ağlıcak gibiydi. Çok seviyordu biliyorum ama hiç bi kadın kendine yediremezdi aldatılmayı. 

''Alev seviyorsun dimi hala? Hayır deme sakın bari  bana yalan söyleme seviyorsun hala çok biliyorum''

''Hayır demeyeceğim zaten evet seviyorum hemde hala çok seviyorum ama yediremiyorum Melis bunu aldatılmayı yediremiyorum kendime. Her şey çok güzelken birden bire aldattı neyin nolduğunu anlamadım bile ne zaman bu duruma düştük bilmiyorum ben''

''Güzelim herkes ikinci bir şansı hak eder bence Ömer'e ikinci bir şansı vermelisin ha ne dersin?''

''Bilmiyorum Melis''

''Neyi? Daha çok kaybetmeyi mi? Yoksa başkasına gitmesini mi?''

''Deme böyle canım yanıyo başkasıyla görmeye dayanamam ben. Kaybetmek istemem''

''Bak gurur yapmakta yedirememekte haklısın tamam mı ama sen zaten fazlasıyla süründürdün onu. 2 aya yaklaşık çocuk peşinde zaten be''

''Doğru diyosun''

''Tabi ki de doğru bi düşün derim''

''Düşünürüm. Immm neysee gelelim Doruk'a''

''Of Alev başlama Doruk'a yine'' dediğimde yataktan kalkıcaktım ki kolumdan tutup ''Tamam tamam'' diyip sustu. Hain. Ben iyiliği için konuşuyorum o gelmiş bana Doruk diyor ya! 

''Aa Melis bir şey söylemem lazım sana yani emin değilim ben sadece kendim gözetlediğim kadarıyla''

''Ne anlamadım?''

''Ya Kaan''

''Nolmuş Kaan'a''

''Bence sana bişeyler hissediyomuş gibi geliyor bana'' Oha! Cidden oha yani. Alev neyin kafasını yaşıyordu acaba? Hayır verdiğim yiyecek içecekler mi kafa yaptı desem bende yiyip içtim yani. Olamaz. Kaan ve ben. Bingoo durun orda! İyi güldürüyolar ya. Cidden komikmiş çünkü Kaan bana bir şeyler hissedemez hissetmez yani. Buda nerden çıkmıştı böyle? 

''Derken? Alev ne dediğinin farkında mısın kanka?''

''Evet farkındayım bence öyle yani''

''Ne alaka peki''

''Her şeyine fazla karışmıyor mu sence? Doruk'u kıskanmalar, sana karışmalar, fazla ilgiler falan işte''

''Kanka Kaan böyle biri kardeşim gibi o benim kardeşim diyoruz sonuçta ve bende ona öyle yapıyorum yani yanlış düşünüyosun boşver sen o düşünceyi''

''Bilemedim söyliyim dedim yani'' 

''Amaan neyse hadi yatalım'' dememle silah patlaması bir oldu. Cam yere inmişti ve biz Alev ile birbirimize sarılıp kalmıştık. Kapı açıldığında ise daha da korku bastı. Bu da neydi neler oluyordu! Korkudan gözlerimi büyütüp Alev ile banyoya koşmuştuk. Kendimizi banyoya kitlemiştik. Sanırım tek çare buydu. Allahım sen yardım et! Kapı tekmeleniyordu. Ve kırılmak üzereydi. Kapı kırılmıştı ve biz öylece olduğumuz yerde kalakalmıştık.