"Sakat değilim,biliyorsunuz değil mi?"

"Bıraksak yığılacaksın şuraya,artistlik yapma." Güldü.

"Kim yaptı bunu?" Boran'ın sesiyle bakışlarımı yerden aldım.

"Hırsızdı herhalde ya,cüzdan falan istediler ama yanımda olmayınca hırpalandık biraz."

"Polise gitmeyecek misin?"

"Tanık falan yok,kamera olduğunu da sanmıyorum.Yani bir işe yaramayacaktır." Çaresizce başımızı salladık.

"Ee,siz nasılsınız?" Dedi yere bakarken.Boran'a baktım.Gözlerindeki çaresizlik can yakıcıydı.

"İyiyiz." Dedim sadece.O da hafif ve yorgun bir gülümsemeyle yeri izlemeye devam etti.

"Annenler falan evde mi?Bir sorun olmasın."

"Evde değiller,düğüne gittiler.Evde olsaydılar da bir sorun olacağını sanmıyorum." Annemin Batuhan'dan haberi vardı fakat onunla bu konu hakkında pek konuşmamıştık.Yakalanınca itiraf etmek zorunda kalmıştım,o kadar.Babama söylemeyeceğini,işin seviyeli olması gerektiğini söylemişti.Ayrıldığımızda ise kısa bir konuşma geçmişti aramızda.

Anneme Boran'dan bahsetmeye karar verdim.Bu sefer yakalanmadan,kendi isteğimle bu konu hakkında konuşacaktım.

"Esila." Başımı yerden kaldığımda eve gelmiş olduğumuzu fark ettim.Boran'a gülümsedikten sonra cebimden anahtarı çıkardım ve Batuhan'ın kolunun altından çıkmadan kapıyı açtım.

"Tut onu güzelim." Diyerek yere eğildi Boran.

"Gerek yok Boran,ben çıkarırım." Batuhan'a aşağıdan uyarıcı bir bakış atarak ayakkabılarını çıkardı.Daha sonra kendininki çıkardı,elimle içeriyi işaret ettiğimde önden girdiler.

"Yukarı kat ilk kapı Boran,dolapta malzemeler vardı." O başını salladığında ben de mutfağa girerek ağrı kesici buldum.İçeri geri döndüğümde Batuhan başını geriye doğru atmış,gözlerini kapatmıştı.Fazla yorgundu.

"Batu." Elimdeki su bardağını ve ilacı uzattım.Gözlerini açtı,elimdekileri alırken minnet dolu bir ifade ile yüzüme baktı.Bardağı elinden alırken Boran aşağı indi.

"Bunlar değil mi?" Başımı salladım.

"Nasıl yapılacağını biliyor muyuz?" Dudağımı büktüm.

"Kısmen." Çantanın içindeki malzemelere göz atarken işimize yarayacakları seçtik.Daha sonra internetten yardım aldık.

"Keşke hastaneye gitseydik."

"Gerek yok,gerçekten." Elimdeki yara bandını kaşının üstüne yapıştırırken kısa bir anlığına aşağıdan bana baktı,daha sonra ise gözlerini kaçırdı.

"Sev-Esila,şuraya da krem sürsek ya." Gösterdiği morluğa bakıp başımı salladım ve birkaç adım geri çıktım.Boran,vücudundaki diğer morluklara da krem sürerken sessizce bir kenarda oturdum.

"Acıktım ben.Yemek için bir şeyler hazırlayacağım." Mutfağa geçtim.


*Boran

Parmağımın ucuyla kremi sürmeye devam ederken Batuhan'ın bakışları yerdeydi.

"Nasılsın?"

"İyiyim.Sen?"

"Ben iyiyim de,Sen pek öyle gözükmüyorsun." Bir şey demedi.

"Kendine zarar vermek hoşuna mı gidiyor Batu?" Alttan bir bakış attım ona.Aramızda uzun bir sessizlik yaşandı.

"Ben her şey için özür dilerim Boran.Geçmişte yaşananları değiştiremem,biliyorum ama çok üzgünüm.Senin Esila'dan hoşlandığını bile bile,bir iddia için onunla çıktım." Bakışları bana döndü fakat yutkunarak başındaki yarayla ilgilenmeye başladım.

"Sen öyle iyi bir arkadaştın ki,ben sana ihanet ettiğim halde benden nefret etmedin.Ne zaman yardıma ihtiyacım olsa yanımda oldun."

"Sonra ayrıldım ondan.Benden daha iyi,hatta mükemmel biriyle çıkmaya başladı.Öylesine kızmıştım ki,sizi ayırmak için aptal aptal şeyler yaptım.Esila sadece bana yardım etmek için oradayken fotoğrafımızı çektirdim,sana yazdım.Bunlar o kadar saçma şeyler ki...Utanıyorum Boran.Bir de size hiçbir şey yapmamışım gibi burada bana yardım ediyorsunuz.Pişmanlığım,utancım kat kat artıyor." Dolu gözlerimi saklamak için ona bakmamaya devam ettim.Birden ayağa kalktığında başındaki iki elim boşta kaldı.

Birden ayağa kalktığında başındaki iki elim boşta kaldı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Boran." Tam karşımdaydı.Bakışlarımı yerden çekerek dolu gözlerine sabitledim.

"Çok özür dilerim." Sarıldım ona.Başını omzuma koyarak ağlamaya devam etti.Onun ağlamasıyla gözlerimden birkaç yaş firar etti.Daha fazlasının akmaması için büyük bir çaba harcadım.

"Artık içmek,gece dışarı çıkmak,okulu aşmak yok,tamam mı?Daha iyi olmaya çalışacaksın,kendin için."

"Söz." Gözlerim mutfak kapısına kaldığında Esila'nın kapı pervazına yaslanmış ağlıyor olduğunu gördüm.

"Esila,ne oldu güzelim?"

"Ay ben sizi böyle görünce çok şey oldum." Diyerek gözlerini elinin tersiyle sildi.

"Ya ben de sarılacağım." Koşar adımlarla yanımıza gelip bir kolunu bana,bir kolunu Batuhan'a sardı.

"Sevgilim ölüyoruz yalnız."

"Tamam ya,yeter zaten bu kadar." Diyerek ayrıldı.Batuhanla adeta yapışmış olduğumuzu gördüğümüzde biz de ayrıldık.

"Makarna yiyeceğim.Tabi siz de." Mutfağa doğru adımladı.

"Ben çok güzel makarna yaparım biliyor musunuz?" Arkasını dönüp bize dediğiyle güldüm.

"Sen zaten bir tek makarna yapabiliyorsun." Batuhan gülerken Esila gözlerini kısarak bana,ardından Batuhan'a baktı.

" Batuhan gülerken Esila gözlerini kısarak bana,ardından Batuhan'a baktı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Yumurta ve patates kızartması da yapabiliyorum."

"Geçen gün mısır tenceresini nasıl yaktığını da anlatsana sevgilim."

"Ya tuvalete gitmiştim ondan yandı diyorum." Söylene söylene mutfağa gitti.














Esila|TextingWhere stories live. Discover now