Ahmed Arif'ten Leyla'ya Mektuplar

Start from the beginning
                                    

----

Tarihsiz

"Özlemektir seni, geberesiye. Ses etmektir, haykırmak 'Leyla!' bir tenha saatte geceler yarı. Ömrümüz çelimsiz, kısa. Çabamız korkunç ama. Ayaklarımızı bastığımız toprağın, kokladığımız havanın, şunun bunun en ibne, en akla gelmez derdini dert edinmek. Kendimizi duymaya, yaşamaya yönelmek bile yasak."

---

Leyla'nın her anında yanında olamayışını, hayalinde orada olduğunu anlatmaktan da geri kalmaz:

"Bak, yanında ben varım. Seninle olduktan sonra yapamayacağım ne vardır? Önce kendine inan, kendini sev, sonra bana bel ver, bana yaslan, bak yaşaman nasıl asli cevherini gösterecek. Üzme hiç kendini, ölürüm sonra. Ölmek hiçbir şey değil. Sen böyle canlı, sıcak, dost, aziz ve en güzeli sevgiliyken ölmek, acı da olsa katlanılır. Ama senin bu bedbin halini görmek... İşte mesele burada."

Böyle ne kırık ne de anlaşılmamış gitmek istemiyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Böyle ne kırık ne de anlaşılmamış gitmek istemiyorum. Dostluğumuz ki korkunçtu. Ve yaşanmaya değer. Bugünkü feci haline rağmen, birbirimizi tanıma hususunda pahasız bir değerdir. (...) Ha, sürgüne gitmeden – bugünler – bir mektubunu alırsam, sevinmem diyemem elbet! Bu da laf mı, uçarım belki! Ama yazmasan ne diyeyim...

-----

13 Nisan 1955

''Evleneceksin demek? Herhal çocuğu sevdin! İnşallah mesut olursun canım. Ama müstakbel kocan bana yazdığına kızmayacak cinstendir inşallah. Yoksa seni kaybetmek, sesini duymamaktansa gebereyim daha iyi olur."

-----

18 Mayıs 1955

''Daha doğrusu hoşa gitmekten başka, baskın, ayrılınmaz bir tutku. Seni anlatabilmek... Kime ama? Bu bok düzenin, bu dört boyut zindanın, kâinat, sonsuzluk falan dedikleri bu ölümlü şakalar kaos'unun nesine, neresine anlatmak?Oysa seni düşünmek, bu kokmuş erdemlerin çok uzağında..."

''Yaşamaların, umutlanmaların sahiden bir anlamı kalmazsa haber et bana, suskunluğa beraber gidelim. Benden önce böyle bir yolculuğa çıkamazsın zaten. Son tramvayı kaçırsam bile imansız, rahipsiz, merasimsiz gelir ulaşırım ilk durakta."

''Seninle bir sofrada, şiirden ve evrenlere dar bulan yüreklerimizden yalana, kötü, haram, suların için-için akmasına, budalaca korkulara karşı, çoğu zaman bizi de yoran, umutsuzlandıran, çabamızdan açıp, çarpılacak mıyız dersin?''

''Seninle bir sofrada, şiirden ve evrenlere dar bulan yüreklerimizden yalana, kötü, haram, suların için-için akmasına, budalaca korkulara karşı, çoğu zaman bizi de yoran, umutsuzlandıran, çabamızdan açıp, çarpılacak mıyız dersin?''

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Aşk MektuplarıWhere stories live. Discover now