DERİN ATEŞ (Basılı Kitap Raflarda)

1.BÖLÜM

Basılı kitaptır, ilk iki bölüm ön okuma şeklinde sunulmuştur.

     1.BÖLÜM

   Kötü İşaretler!

Bazen öyle sabahlara uyanırız ki o günün düzenini bozmaya çalışan bir olayla karşılaşınca, sanki bütün günümüzün ters geçeceğini düşünürüz. Derin’de işte bu sabah tam da öyle bir güne uyanmıştı; telefonunun alârmı çalmamış, bindiği taksi ufak bir kaza yapmış, araçtan indiği an topuğu demir mazgala takılmış ve tüm bunlar yeterli değilmiş gibi, anîden bastıran sağanak yağmur yüzünden de sinirleri alt üst olmuştu.

Kahretsin! Tüm işaretler bugünün onun için kötü geçeceğini gösteriyordu.
Elinde tuttuğu küçük şemsiyeyi neredeyse bavul büyüklüğündeki çantasına koyarak, başını yukarı kaldırdı. Kapalı havalardan oldum olası nefret eder ve böyle havaların, enerjisini çektiğine inanırdı. Ne yazık ki onun romantizm anlayışı yağmurlu sabahlar değil, sıcak yaz akşamları, sonu mutlu biten aşk filmleri ve yıldızlı gecelerdi.

Bakışlarını, az sonra adımını atacağı binanın dış yüzeyinde gezdirirken oldukça heyecanlı görünüyordu. Aslında heyecanın yanı sıra daha çok endişeli sayılırdı çünkü birkaç aydır işsizdi ve bu yüzden, bu görüşmenin onun için ne kadar önemli olduğunu biliyordu.

Uzunca bir nefesi içine çekerek merdivenleri hızla tırmandı ve kendisi için açılan kapıdan içeri girdi. Kapının önündeki görevliye gülümseyerek danışmaya doğru ilerlerken aklındaki tek şey, maddi sorunlarının bugün itibariyle son bulacağı düşüncesiydi.

Yani eğer işi alırsa!

Aslında Derin’i asıl endişelendiren şey bu işi alıp almayacağından ziyade, daha fazla işsiz kalma lüksüne sahip olmadığını bilmekti. Son üç aydır iş arıyordu fakat bir türlü istediği şartları sağlayan bir şirkette iş bulamamıştı. Kimi yer ona uzun çalışma saatleri ve düşük ücret vaat etmiş, kimi ise yeterince iş tecrübesi olmadığı için onu dikkate almamıştı. Ama artık her şeyi bir kenara bırakacak ve şartları ne olursa olsun, bulduğu ilk işe sarılacaktı. Ne yazık ki seçme sansını çoktan kaybetmişti ve neredeyse hiç parası kalmamıştı. Ayrıca bunlara ek olarak, bir de daha ne kadar süre ödeyeceğini bilmediği bir borcun altında can çekişiyordu.

Derin, birkaç ay önce kredi çekip erkek arkadaşına para vermişti. Derin’in kısa sürede güvendiği ve ileriye dönük hayaller kurduğu sevgilisi Berk Doğan, aldığı borç paranın yalnızca iki hafta sonrasında önce görüşmelerini azaltmış, sonra aramalarıyla mesajlarına geç dönmeye başlamış ve en sonunda ise onu daha fazla oyalamak istemediğini söyleyerek, ilişkilerinin bir yere gitmeyeceğini ve Derin’e vaat ettiği hiçbir sözün gerçekleşmeyeceğini açıklama inceliğini göstermişti.

Aldığı borç para mı?

Elbette onu ödeyecekti, yalnız şu ara mümkün değildi ve ne yazık ki bu ödemeyle ilgili herhangi bir tarih veremiyordu. Parayı birkaç gün içinde de ödeyebilirdi, birkaç ay içinde de… Hatta belki de bu süre birkaç yıla bile çıkabilirdi.

Ah, evet. Hiç değilse o kadar karakterli, vicdan sahibi ve sağduyulu bir adamdı!
Derin, önce Berk’e verdiği paranın üzerine bir bardak soğuk su içmiş, ardından işten çıkarılmış ve tüm bunların kaçınılmaz sonucu olarak da yaşadıklarını ailesinden saklamak zorunda kalmıştı. En kısa zamanda yeni bir iş bulacağına inandığı için ailesinden bu durumu gizlese de aslında asıl sebep, onlara Berk’ten hiç bahsetmemiş olmasıydı.

İlişkisi tam altı ay sürmüştü. 

Altı koca ay!

En çok da bu yüzden kızıyordu kendine. Bu süre içerisinde nasıl olur da onun gerçek yüzünü görememişti?
Hissettiği kızgınlığı bastırarak önünde dikildiği görevliye gülümsedi. Ne acı ki Berk’e gerçekten güvenmişti. Eğer bu kadar iyi niyetli olmasa ve onun hakkında birazcık araştırma yapmış olsaydı; Berk’in aslında bağımlılık derecesinde borsayla ilgilendiğini, çevresindeki birkaç kişinin daha parasını aldığını, sıkıştıkça yalan söylediğini ve çok da güvenilir bir insan olmadığını anlardı.