KÜL| 21. Bölüm

Start from the beginning
                                    

"Babam herkesi, hepimizi kandırdı," dedi Tonemun. Öfkesini kontrol edemediği için ses tonunu da kontrol edemiyordu. "İğrenç bir cadıyla iş birliği yapmış, kendine ordu kurmuş. Hasta falan değilmiş! İki gündür beni ikna etmeye çalışıyor! Onunla birlik olacağımı nasıl düşünür!" Fazla yükseldiğini fark ettiğinde birkaç saniye duraksadıktan sonra daha sakin devam etti. "Sen nasıl yakalandın? Diğerleri nerede?"

Bella olan biteni mümkün olduğunca üstü kapalı bir şekilde Tenomun'a anlattığında, Tonemun sinirden kudurdu. Hücrenin içinde volta atarken bir yandan da bağırıyordu. "Onu öldüreceğim! Sonra diriltip, seni buraya attığı için tekrar öldüreceğim! Tüm ülkelerin krallarını çağırıp şölen havasında öldüreceğim hem de!"

Şu anda sakinliğe ihtiyaçları vardı ama Tonemun bir türlü sakinleşemiyordu. Buradan çıkacaklarsa burayı iyi bilen birine ihtiyacı vardı ve o da köpürmüş durumdaydı. Onu duyacağını düşünmüyordu ama yine de denedi.

"Tonemun?"

Tonemun bir anda durup ona baktı. Bella umursanmayacağını sanmıştı ama işe yaramıştı.

"Sakin olmalısın," dedi, ihtiyacı olan sakinliği sesine yansıtarak. Hücrenin demirlerine iyice yaklaştığında, aynısını Tonemun da yaptı. Bella, sesini iyice alçalttı. "Buradan çıkmak istiyorum ve bunun için sana ihtiyacım var. Sakin olmana, öfkeden çıldırmana değil."

Tonemun alnını demir parmaklıklara yaslayıp gözlerini kapattı. Umutsuzca soludu. "Buradan kaçmamız imkânsız Bella."

Tonemun ile tanıştığı andan itibaren hep sinir bozucu bir özgüvene sahip olduğunu düşünmüştü Bella. Diğer kızlar da bu konuda ona katılmışlardı. Ama şu an o halinden eser yoktu. "İmkânsız denilen birçok şeyi başardık Tonemun. Burayı en iyi sen bilirsin. Bana işimize yarayacak bir bilgi vermen yeterli."

Kafasını kaldırıp Bella'ya baktı. "Sana önemli bir bilgi vereyim. Hiçbir sihrin ve gücün işe yaramadığı bir çukurdayız ve üstümüzde binlerce askerle dolu bir saray var."

Bella umutsuzluğa kapılsa da ara ara küçük bir umut filizleniyordu içinde. Şimdi o da yok olmuştu. Bir şey söylemedi. Birkaç saniye sessizce birbirlerine baktılar. Tonemun üstündeki kürkü çıkarmaya giriştiğinde, Bella ne yaptığına anlam veremeden onu izledi. Tonemun, kürkü parmaklıkların arasından geçirirken, "Al, bunu giy," dedi.

Yabancı bir krallıkta zindana atılmış, karşı hücreye krallığın veliaht prensi kapatılmış ve daha da tuhafı veliaht prensten centilmenlik görüyordu. Daha neler göreceğim acaba diye geçirdi içinden. "Saçmalama," dedi, şaşkınlıkla kürkü parmaklıkların arasından geçirmeye çalışmasını izlerken. "Kürkün olmadan donarsın."

Tonemun, kürkü geçirdiğinde Bella'ya baktı. "Ben Relinan soğuğuna alışığım, ayrıca kıyafetlerim beni idare eder."

Bella her ne kadar birazcık sıcaklık için ölse de kabul etmemekte kararlıydı. "Olmaz, Tonemun. Burası normalden çok daha soğuk."

"Evet ve sen de titremekten ayakta duramıyorsun. Al şunu." Kürkü karşı hücreye attığında Bella daha fazla ısrar edemeyerek aldı. Üstüne geçirdiğinde bir anda soba gibi ısındı. Tonemun'un sıcaklığı hâlâ üzerindeydi.

"Teşekkür ederim," dedi. Sıcaklık kalp atışlarını hızlandırmıştı. Hemen dönüp zifiri karanlığa karıştı. Tonemun, "Rica ederim," derken ona bakmadı. Yere çöküp, sonrasında uzandı.

"Biraz uyuyacağım."

"Ben buradayım."

Bella birazcık gücü olsa Tonemun'un yaptığı espriye gülebilirdi. Aynı zamanda ağlayabilirdi de. Gözlerini karanlığa dikip içinde bulunduğu durumu hızlıca değerlendirdi. İlk ihtimal olarak Tonemun'un doğru söylediğini kabul ederse, saflarına önemli biri katılmış demekti. Bunun yanında karşıdaki kişi Tonemun bile olmayabilirdi. Şekil değiştirenler buraya girebiliyorlardı. Eğer böyle bir durum söz konusuysa, ya Bella'nın ağzından laf almaya çalışacaktı ya da onun kaçmasına yardım edip Elena'ya kısa yoldan ulaşacaktı. Risk alıp bunu denemeye değip değmeyeceğini düşündü. Kaçtıktan sonra ormanda kolaylıkla izini kaybettirebilirdi ama yine de büyük bir tehlikeydi. Tek başına kaçmanın bir yolunu bulmalıydı ki bu da ilk ihtimal yüzünden kendini kötü hissetmesine neden oluyordu. Ne olursa olsun, diye düşündü gözlerini kapatırken. Tonemun doğru söylüyor olsa bile kimse arkadaşlarından daha değerli değildi. Buradan çıkarken onu arkasında bırakmak zorundaydı.

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLWhere stories live. Discover now