4. Bölüm ''İlk''

En başından başla
                                    

''Bana geçmiş olan bir haftadan bahset o zaman, Kayra. Hayatında neler gittiğini merak ediyorum.''

Elimde duran kalemi parmaklarımın arasına yerleştirdim ve masadan bir A4 kağıdı aldım. Son bir haftamı zihminde taradığımda farklı manzaralar görememiştim. Hepsi benim çeviri yapmamla, kitap okumamla, okula gidip gelmemle doluydu. Birde... şu Erdem olayı vardı ama o konudan bahsetmek istemiyordum. Birinin özelini ihlal etmek gibi olacaktı, ne kadar yanlış şeyler duymuş olsamda.

''Bu odada konuştuğumuz hiçbir şey dışarıya çıkmayacak, Kayra,'' dedi Selim Bey sıkıntımı fark etmiş gibi. ''O yüzden asla kendini kasma.''

'BİR ÇOCUK VAR' yazdım utana sıkıla. Ellerim birden heyecandan dolayı titremeye başlamıştı. Hayır, olumlu duygular dolayısıyla değil. Korkuyordum. Erdem tehlikeli bir çocuğa benziyordu ve bu beni telaşa sokmuştu. Ondan bahsettiğim kulağına giderse beni öldürür müydü? Büyük ihtimalle. Ama bundan büyük zevk duyardım, şimdi de yaşadığım söylenemezdi.

Selim Bey, ''Ah, demek birinden hoşlanıyorsun. Bu çok güzel bir şey,'' dediğinde nefesim boğazıma takılmıştı. Hemen kafamı sallayarak Selim Bey'e baktım. Ellerimle olayın öyle bir şey olmadığını ona endekslemeye çalışıyordum ama onun daha çok kafası karışmış gibiydi.

'ÖYLE DEĞİL' yazdım büyük bir aceleyle. 'SADECE KORKUNÇ BİRİ GİBİ GÖZÜKÜYOR' .

''Korkunç biri gibi mi?'' dedi Selim Bey elini çenesinin altına koyarak. ''Biraz daha açar mısın?''

Birkaç saniye tereddütle yüzüne baktım. Ne diyecektim ki? 'Sanırım uyuşturucu satıyor' mu? Kafamı olumsuzca kendi kendime salladım ve tekrar kağıda yöneldim.

'BENCE GEREK YOK' yazdım. 'BEN ABARTIYOR OLABİLİRİM' .

''Kayra... Seni sıkan her şeyi bana anlatman için buradayım. İçinde tutman işimize yaramaz.''

Onaylarcasına kafamı salladım. 'HAKLISINIZ' yazdım kağıda. 'AMA BÜYÜK İHTİMALLE YERSİZ BİR KURUNTU YAPIYORUMDUR' .

Selim Bey anlayışlı sayılabilecek bir şekilde bana baktı ama tatmin olmadığını biliyordum. Neden böyle bir şeyden bahsetme gereği duymuştum ki? Gereksiz yere gereksiz bir muhabbet olmuştu ve eminim ki bu Selim Bey'in benim hakkımda notlarını aldığı deftere yerleşmişti bile.

''Bu konuyu kapattığımıza göre bana baban ile olan diyaloğundan bahsedebilirsin mesela.'' Gözlerimi kırparak Selim Bey'e baktım. Babamla diyaloğum diye bir şey yoktu... En son aramızda tatsız sayılabilecek bir olay geçmişti ama anlatmak istediğimden emin değildim. Selim Bey beni bir konudan sıkıştırmaktan vazgeçse bile en sonunda can alıcı bir noktaya değiniyordu ve bu ister istemez beni huzursuz etmişti. Yaşadıklarımı birileriyle paylaşmayalı uzun bir zaman olmuştu.

Ona çekingeli bir şekilde baktım. Alt dudağım dişimin arasında sıkışırken elimdeki kalem parmaklarımın arasından kaymaya yüz tutmuş gibiydi. Bu konuyu ret etmemi kabul etmeyeceğinden emindim.

''Hadi,'' dedi beni yüreklendirmek ister gibi. ''Ben sadece seni anlamaya çalışıyorum, Kayra. Ve bu şekilde gergin bakışlar atarsan o bağı yakalayabileceğimizden şüpheliyim.''

Anlık bir cesaret ile elimdeki kalemi önümdeki kağıtla buluşturdum. 'Ben evde kendi yemeklerimi kendim yapıyorum' yazdım bu sefer tercihimi küçük harflerden yana kullanarak. Nedenini çözememiştim ama aklıma gelen sahneler beni birden olduğum boyuttan daha çok küçültmüştü. 'Bundan bir hafta önce sadece kendime pratik bir şeyler yapabilmek adına şinitzel almıştım' .

BATAKLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin