KÜL| 19. Bölüm

Start from the beginning
                                    

İçimde biriken stresi oflayarak dışarı atıp, ellerimle yüzümü kapattım. O kadar yorgundum, aklımı meşgul eden o kadar soru vardı ki, mantıklı düşünemiyordum. Bu ülkede neler oluyordu? Planları tam olarak neydi? Neden Orién'e saldıran, beni bir süreliğine de olsa öldüren cadıyla iş birliği yapıyorlardı? Arkadaşlarım neredeydi? Bella neden hâlâ dönmemişti? Örgüte güvenebilir miydik? Sonra ne yapacaktık?

"Biraz daha bekleyelim," dedim, sıkıntıyla.

Bir beş dakika kadar daha bekledik ama ses yoktu. Shanny daha fazla bekleyemeyerek ayağa kalktı. "Sanırım gitme vakti Elena."

Onunla birlikte ben de ayaklandım. "Bella'nın peşinden gitmen konusunda emin değilim."

Bana şaşkınlıkla bakakaldıktan sonra, "Onu bırakacak mıyız?" diye sordu.

"Kafam karmakarışık Shanny," dedim, sıkıntıyla. "Seni de kaybetmek istemiyorum. Tenomun'un Bella'ya ilgisi olduğu bariz. Buna tutunmak, ona ilgi duyduğu için zarar vermemesini ummak istiyorum."

"Ya o da bir oyunsa?"

Bir soru işareti daha... Diğerleri yetmezmiş gibi...

Lily'ye baktım. "Sen ne düşünüyorsun?"

Elnil'in yanında sessizce oturup bizi dinleyen Lily kalkıp yanımıza geldi. "Şu an tek umudumuz örgüt ama onlara güvenip güvenemeyeceğimizi bile bilmiyoruz. O yüzden yanlarına giderken ne kadar güçlü olursak o kadar iyi olacağını düşünüyorum. Ayrıca Bella'nın gelmemesi onun kesinlikle yakalandığı anlamına gelmiyor."

Ne Shanny, ne ben bir şey söylemedik. Hanru'nun, "Vaktimiz daralıyor," diyen sesini duyduğumuzda Shanny ile birbirimize baktık.

"Dinlenmeyi başardığımızda yapacağımız ilk şey Lily ile birlikte diğerleriyle iletişim kurmaya çalışmak olacak," dedim. Bazen yapmak istediği şeyler farklı olsa da en mantıklı şekilde hareket etmek zorunda kalıyordu insan.

Shanny, Bella'nın olduğu tarafa doğru baktıktan sonra Lily ve bana baktı. "Onları aramak için gücünüzü kullandığınızda sizi koruyacak birine ihtiyacınız var."

Tekrar yola koyulurken aramızda başka bir konuşma geçmedi aramızda. Bella'yı arkamızda bırakmak içimizde derin bir hüzne neden olmuştu. Onu tekrar görünceye dek de geçmeyecekti.

Orman yoluna vardığımızda, yolu görebilecek şekilde ağaçların arkasına gizlendik. Yol boyunca kimse tek kelime etmemişti. Beklerken belki biraz uyuklayabileceğimi düşünmüştüm ama adrenalin beni ayakta tutuyordu. Ve tabii şu kafamın içinde dönüp duran, bitmek bilmeyen sorular.

Yarım saat kadar bekledik ama geçen olmamıştı. Hanru'nun yanına gittim. "Kaçırmış olabilir miyiz?"

"Bilmiyorum."

O da endişeli görünüyordu. Eğer kaçırdıysak yeni bir plana ihtiyacımız vardı. Oradan oraya savrulup durmaya daha fazla devam edemezdik.

"Şehirde örgütle bağlantısı olan başka birilerini tanıyor musun? Geri dönüp bilgi alabiliriz. Belki yeni bir buluşma ayarlayabiliriz."

Hanru'dan önce Elnil konuştu."Hiç dinlenmediniz ve üstüne bu kadar yol geldiniz," dedi, titreyen sesiyle. Bizim için üzülüyordu. Torunu için nasıl endişeliyse bizim için de öyle endişeliydi. "Şimdi bir de geri mi döneceksiniz?"

"Eğer arabayı kaçırdıysak başka şansımız olmayabilir," dedi Lily.

"Biraz daha bekleyelim," dedi Hanru.

Ne düşündüğünü anlamak için bir kez daha Lily'ye baktım. Hanru'ya katılarak, "Biraz daha bekleyebiliriz," dedi.

Ayağa kalkıp ağaçların arasında bir sağa bir sola yürüdüm. Sabrım tükenmişti artık.

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLWhere stories live. Discover now