İçeri Doğru

12 0 0
                                    


Ayın yeni yüzü kendisini göstermeye başlamıştı.. Geçen günlerin karanlığından sonra uzun zamandır yeryüzü soğukta olsa gökleri ışıklı görmek hepimizin içini ısıtıyordu. Ay 1 asra yakındır karanlıktaydı ve güneş artık doğmaz olmuştu. Bilinen gerçek Güneş'in yeryüzünü terk ettiğiydi. Ama asıl gerçek Güneş'i öldürdük.

"Halis aşağıya doğru çekmeye devam et."

Halis yukarı kafasını kaldırdığında Ramos'un tepeden koca sırıtışını görünce kızdı. Ramos çocukluk arkadaşıydı. Beraber geçirdikleri bu senelerin ardından Ay'ın parlaması ile arkadaşının aklına uyup zehirli topraklara gidip ışığın artık oraları iyileştirdiğini kanıtlamaktı amacı sadece. Ama şimdi bir çukura doğru yeniden karanlığa doğru sırtında koca bir ayna ile iniyordu. Altta kalmanın iyi bir fikir olmadığını anlamalıydı.

"Ramos ben aşağıda tüm yükü sırtımda hissediyorum. O gülen yüzün senin aynayı hiç tutmadığını düşündürüyor bana."

"Halis yapma ne olursun. Bana kızmak yerine aşağı daha hızlı inersen eğer sana bu dünyada görebileceğin en güzel manzarayı göstereceğim"

"Ramos senin yaptığın çizimlerin bir işe yaramadığını defalarca gördüm. Biz burada nefes alabiliyoruz bu yeterli sadece geri dönüp bunu herkese söyleyelim, artık yeter."

Birden bire Halis'in ayağı kaydı ve aşağı doğru kayarken Ramos güç bela aynayı sağlama alabildi. Aşağı kaydıklarında aynada kırık yok, iki arkadaşta sağlam görünüyorlardı. Halis üzerindeki tozları sirkelerken bağırarak,

"Ramos senin yüzünden 10 defa bu çukura inip durdum. 10 tane aynayı indireyim derken bu çukurda ölüp gidecektim. Yeter artık ben gidiyorum."

"halis dur bak bak ne olacak şimdi bekle."

Ramos indirdiği aynayı bir yere doğru çekti. Oraya aynayı yerleştirdiği gibi tüm çukur bir mucize ile doluyordu. Halis bu mucize karşısında dizlerinin üstüne çöktü. Ramos eski bir teknik denemiş. Cılız Ay ışığını aynalar ile daha da çoğaltmış çukura gün doğmuştu adeta. Ramos çılgınlar gibi gülüyor ve yaptığı işi başarma heyecanı ile dönüp duruyordu. Birden bire aynalardan biri devrildi. Halis arkadan gelen sesin etkisi ile Ramos 'a doğru koştu. Mağarada hiç fark etmedikleri bir kapı açılmıştı sanki. Kimse görünmüyordu. Ramos'un dona kaldığını gören Halis onu sarsmaya başladı.

"Ramos kendine gel. Neler dönüyor burada?" diye bağırmaya başladı. Sadece bir ses konuşuyordu.

"Katiller. Burayı da kirletiyorlar."

Halis sesi duyunca ürpererek Ramos'a sarıldı. Ramos'un donukluğu gitmiş sese sanki büyülenmiş gibi kulak kesilmiş, nereden geldiğini anlamaya çalışıyordu.

Ses yaşlı ve güçsüzdü. Bir o kadar ses hınçla geliyordu. Ramos sese doğru yrüyerek ;

"Nesin sen?"

"Bu bitten ses mi geliyor?"

"Bit mi?" Ramos yaratığın ışığa doğru eğilişi ile bir dev ile konuştuğunu anladı. Muzip bir kahkaha ile "Tanrı'nın unuttuğu bu çukurda bir devin yaşayacağı kimin aklına gelirdi Halis" diyerek arkadaşına döndü. Arkadaşı kendinden geçmiş ve Ramos'un ayakları dibine çoktan düşmüştü bile. "Halis kardeşim devler gerçek." Demesi ile dev öfke dolu bağırışıyla "Sizi katiller burayı kirletemezsiniz." Demeye başlamıştı.

Ramos deve doğru yaklaşma eğilimi göstermeye başlamıştı Halis ondan ayrıldığını görünce ayaklarını tuttu. "Kaçalım buradan Ramos bizi ezecek, yiyecekler bizi." Ağlamaya başlamıştır çoktan.

"Yiyecekler mi bizi?" Ramos Halis'in dediği ile çevresine bir bakınca gözler aydınlanmaya başlamıştı. 

Ay'ın Yeni YüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin