YARA İZİ 🚬 BIZE SEN KALA 2

Kör olsun

"İşin bittiyse odama çık. Yatağımın üstüne ütülenecek gömlekleri bıraktım..." Nasıl? Gömlek mi ütüleyecektim. Ne olduğumu anlamadan Raşit Beye baktığımda başıyla onayladı. O da onaylayınca bende sessiz merdivenlere yöneldim. Anlaşılan o masayı Kartal Bey dağıtmış siniri de banaydı. İyi ama neden eminim ki Raşit Bey olanları anlatmıştır.

Odasına geldiğimde yatağındaki on kadar gömleğe baktım. Bildiğin bana garezine yapıyordu. Bu eve geleli kaç gün olmuştu ki bana işkence etmeye çalışıyordu. Hepsini kucakladığımda dudak büzdüm. Keşke bir fırsat bulup o sözleşmeyi inceleseydim. "İncelesen ne olacak Lina, cay payı bulursan işten mi ayrılacaksın. Mecbursun çalışmaya özellikle de şu saten sonra eli mahkûm çalışacaksın." Elimdekilerle birlikte merdivenlerden ağır adımlarla inmiştim. İnerken Kartal Bey bana bir bakış atmıştı.

"Lina ütünü beğenirsem benimkilere de el atamanı söyleyeceğim." Raşit Beyin söylediği nedense bana itici gelmiyordu. Biliyordum ki beni seviyor şakayla karışık söylüyordu. Peki, ya o garezine yapıyormuş gibi davranıyordu.

"Elimdekileri bitirdikten sonra sizinkileri de ütülerim..."

"Bak işte buna hayır diyemeyeceğim. Kahvaltıdan sonra ayarlar sana veririm." Başımı olumlu anlamda sallayarak ütü odasına yürüdüm. Allah'tan çamaşır odasının yerini biliyordum bir de ütü arayışına girmemiştim. Odaya girdikten sonra ütü masasını ayarlayarak ütüyü fişe soktum. Elime ilk olarak mavi gömleğini almıştım. Onu daha önce hiç renkli gömlekle görmemiştim. Kapıya baktıktan sonra gömleğini buruma doğru getirerek kokusunu içime çektim. Kör olsun aşkın gözü... Adamın parfümü dahi şahaneydi... Bende ilk maaşımla buna benzer bir parfüm alacaktım.

Henüz üçüncü gömleğe yeni geçmiştim ki kapı aralandı. Kapıda Kartal Beyi görmemle elim ayağıma dolaşmıştı. Küçücük odaya girip üstüne de içeriye sığmak için kapıyı kapatınca kalp atışımı duyar hale gelmiştim. "Ne yaptın hepsini ütüleyebildin mi?" Hepsi mi? Heyecanla öne atılarak askıda ütülü olan iki gömleği elime alarak ona dönecektim ki ayağım ütünün fişine takılmış ona doğru düşeyazmıştım ki kollarımdan tuttu. Az önce kokladığım parfüm kokusunun iki katını ciğerlerimde hissediyordum. Yüzüm göğsünde dayalı şekilde kalırken beni itekleyerek doğrultmuştu.

"Üstümde abanıp kalmayacak sın değil mi? Yalnızca ütü bitti mi diye sordum bu ne heyecan?" İşte bu heyecandı bana öyle keskin bir tonla sorarsanız benim ayaklar bil titrer ayakta duramaz hale gelirdim... "Şey ben..." Elimdeki gömlekleri gösterirken alt dudağımı dişlemiştim. "Ben ütü işinde yemekte olduğu kadar hızlı değilim yalnızca ikisini ütüleyebildim."

Kartal Bey burnunu çekiştirip havayı koklarken ani bir hamleyle ütüyü eline aldı. "İki gömlek ütüledin birini de yaktın öyle mi?" Çıkışır gibi koşunca zoruma gitmişti. Zaten psikolojim yerinde değildi. Tıpkı Aysima gibi dudak büzüp elindeki ütüyü almaya çalıştım. "Ah!" Kahretsin çok yandı. Ellerimi sağa sola sallarken gözümden yaş geldi. Kartal Bey Ütünün fişini çektikten sonra yerine koyarak bileğimden tuttu.

"Aptal kadın aklın nerde neden doğru düzgün iş yapamıyorsun?" Hem söyleniyor hem de çekiştiriyordu. Beni yan taraftaki lavaboya soktuğunda elimi suyun altına tutarak öfkeyle yüzüme bakmış fakat ağladığımı görünce kelimeleri yutmuştu. "Burada bekle ben hemen geliyorum..." Kapıdan çıkarken sakın kıpırdama diyerek gitmişti. Bende aynada kendime bakıp akan gözyaşlarımı sildim. Neden ağlamıştım ki?

Su iyi gelse de yeterli değildi canım çok yanıyordu. Kızarıklığa bakacak olursak büyük ihtimalle baloncuk şeklinde şişecek benimde canım daha fazla yanacaktı. Bu acıyı çok iyi biliyordum. Birkaç kez daha başıma gelmiştim. Kartal Bey içeriye girip kapıyı çarptı. Elinde tutuğu kremin kapağını açtıktan sonraysa suyun altındaki elimi hışımla çekerek kızarık yere itinayla krem sürmüştü. Bende yutkunarak yara izine bakmıştım. Onda en sevdiğim detay belki de ona çeken en güzel şey geçmişin izini taşıyan yara iziydi.

Kartal Bey başını kaldırıp yüzüme baktığında hala eli elimdeydi. "Ağladığına göre canın çok yanıyor olmalı..." Bu acı tarif edilmeyecek bir acıydı.

"Tahmin edebileceğinizden daha fazla can yakıyor."

BAZI AŞKLAR YALNIZCA CAN YAKAR...