"Çoklu kişilik bozukluğun mu var yoksa hobi olarak yalan mı söylüyorsun?" Kaşlarını çatmış suratıma bakıyordu.
"Uhm, ikisi de dersem gitmeme izin verir misin?" Bugünkü kırk dokuzuncu yapmacık gülümsememi yüzüme yerleştirdim.
"Yaptığın şey hoş değil, tamam mı? Beni de arkadaşlarımı da kandırdın. Olmadığın biriymiş gibi davranarak hem de." Derken biraz daha ciddileşmiş gibiydi. "Olmadığın biri mi dedim? Afedersin, birileri demek istemiştim."
"Niye bu kadar ilgileniyorsun? Kim olduğum ya da neden yalan söylediğim niye ilgilendiriyor seni?"
"Çünkü kandırılmaktan hiç hoşlanmam."
"Burası tam olarak korkmam gereken yer mi, yeşil göz?"
"Hayır, burası tam olarak dökülmen gereken yer, baş belası." Elini yavaşça kolumun üstünden çekip dramatik bir şekilde kollarını göğsünde birleştirdi. "Ve bu sefer yalan söylemezsen iyi edersin, Pinokyo."
![](https://img.wattpad.com/cover/182391764-288-k999222.jpg)
BẠN ĐANG ĐỌC
troublemaker «harry styles»
Fanfiction"Neden buradasın?" Yüzüme bakmıyordu ve eh, bunu hakettiğim söylenebilirdi. "Benimle takılmayı özlemişsindir diye düşündüm." Dedim yüzüme şirin bulmasını umduğum bir ifade koyarak. "Monopoly bile getirdim. Bilmem kaç yüzüncü kez yenilmeyi göze alabi...