1.Bölüm-Emirler-

1.2K 210 165
                                    

'Kai'yi öp ya da sonuçlarına katlan.'

Sehun mesajı gördüğünde, yaslandığı lavabo mermeri olmasaydı sertçe yere düşebilirdi. Alnında birkaç ter damlacığı belirmişti. Göğsü hızla inip kalkıyor, kalbi göğüs kafesini her an parçalayakmış gibi atıyordu. Sehun bir adım sendelediğinde Kai kafasını çevirip kısa bir süreliğine onu süzmüştü. "İyi misin?" Yumuşak, kadifemsi bir ses Kai'den çıktığında Sehun nefesini tuttu. Kai, Sehun'un çokta iyi görünmediğini düşünerek sormuştu. Hasta gibi görünüyordu ve her an yere yığılacakmış gibi derin derin soluyordu. Sehun'un zihninde şimşekler çaktı. Şimdi ne yapacaktı? Eğer dediğini yapmazsa bu sefer karşılığında yapacağı şeylerin riskini alamazdı. Belki de Baek'in bacağını kırdığı gibi Kai'ye de bir zarar vermeye çalışırdı. Bunu göze alamazdı. "İyiyim." Dedi Sehun. Kai başını sallayıp geri önüne dönmüştü. Sehun bir süreliğine Kai'nin sırtını izledi. Takımın mavi,yeşil ceketini giyiyordu. Ceketin aksında takımının ismi ve şahsına ait numarası yazıyordu. Sehun kaşlarını çattı. Bu şerefsiz kimse artık dikkate alması gerektiğini biliyordu. Ayakları titrerken birkaç adımda Kai'ye yaklaştı. Şuan tam arkasında duruyordu. Tanrı şahit ya neredeyse düşüp bayılacakmış gibi hissediyordu. Kai arkasındaki gölgeyi farkedip önüne döndüğünde Sehun'un arkasında kendisine yakın bir şekilde durup kendisini tereddütlü gözlerle izlediğini görmüştü.

"Evet?" Kai söylediğinde tek kaşını kaldırmıştı. Büyük ihtimalle Sehun'un ona bir şey söyleyeceğini sanmıştı. Ellerini arkasındaki lavaboya yaslamıştı. "Ben şey..." Sehun ne söylerse söylesin işin içinden çıkabileceğini düşünmüyordu bu yüzden yüreği ağzında atarken gözlerini sıkıca kapatıp Kai'nin dudaklarını öpmek için eğildi. Öpücük hızlıydı, Sehun saniyesinde geri çekilmişti ama geri çekildiklerinde ikisininde gözleri şaşkınlıktan kocaman açılmıştı. "B-bu ne.." Kai konuşmadan önce birkaç kere ağzını açıp kapattığında Sehun endişeli gözlerle esmeri izliyordu. Ellerini birbirine bastırıp ağzının içinden kısa bir 'Özür dilerim.'dedikten sonra hızla tuvaletten kaçtı.

**

Sehun yangın merdivenine oturmuş gerginlikten dudaklarının etlerini yiyordu. Şimdi ne yapacaktı? Kai'yi öpmüştü üstelik esmerin adını bile bilmediğinden emindi. Sehun yüzünü eliyle ovuşturarak ayakları altındaki demir merdivenleri tekmeledi.Telefonu titrediğinde kızgın bir ifadeyle gelen mesajı okudu.

'Görev tamamlandı.' Siktir, siktir ve bir kez daha siktir.

**

Sehun hastane odasından içeri girdiğinde elinde Baek'in en sevdiği şekerli donatlardan tutuyordu. Yüzündeki samimi gülümsemeyle yatağında ayağı alçılı bir şekilde yatan Baek'e baktı.

"Hey dostum. Nasılsın?" Sehun kapıyı arkasından kapattığında sordu. Carl, Baek'in yatağının başında durmuş sürahiyle bir bardağa su dolduruyordu.

"Nasıl olacak, sabahtan beri odasına gelen tüm hemşirelerle flört ediyor." Baek yerine Carl cevaplamıştı, diğeriyle alay ettiği çok açıktı. Söylerken Baek'e suyu uzattı.

"İyi olduğuna sevindim." Sehun Carl'ın söylediklerine gülerken konuşmuştu. "Bana ne aldın?" Baek heyecanla sordu. Sargılı ayağı yukardan sarkan iplerle havada duruyordu. Yüzünde hafif yaralanmalar vardı ama çokta önemli değillerdi. Sehun donat paketini Baek'in kucağına koyarken açıkladı."En sevdiğin donat dükkanından aldım."

"Sen bir tanesin. Bazıları gibi değilsin." Baek yalandan Carl'ı iğnelediğinde diğeri iç çekmişti.

"Para biriktiriyorum biliyorsun. Söz kameramı aldıktan sonra sana yemek ısmarlayacağım."

Do It! (SeKai)Where stories live. Discover now