Müzisyenlerin Aşkı

23 1 0
                                    

Yaşım 17'ydi.Artık lanet olası sınavlar sinir bozucu etütler beni bekliyordu.Hayatın bir sınavdan ibaret olması ne kadar da aptalcaydı insanların yeteneklerini sınavla ölçülen bir sistem.Herneyse konumuza dönelim bu yıl annemlerin ısrarıyla dersane gidiyor ve özel dersler alıyordum ailemin baskısıyla Diş Hekimliği Fakültesini kazanmalıydım çünkü annem ve babam birer dişçiydi ve benimde dişçi olmamı istiyorlardı lanet olasıca gelenekler ben dişçilikten ne anlardım ki hayatımda 2 defa dişçiye gitmiştim anneme dişçi olmayacağım konusunda her ısrar edişimde bana kan kusuyordu çocukluğumdan beri hep müzisyen olmak istemişiimdir ve bunu ailemle paylaştığımda ne kadar boş bir meslek ve aptalların dahi yapacağı bir iş diyerek beni vazgeçirmeye çalışmışlardı.Ben sanki çok zekiyim ya arada arkadaşlarla annemlerden gizli barlarda şarkı söyleyip gitar çalıyordum ta ki bi bok bilmediğim derslerin boğazıma kadar gelip beni sıkıştırana kadar artık derslerimin yoğunluğundan ne şarkı söyleyebiliyordum ne de gitar çalabiliyordum günlerim kahrolası etütler ve bir yığın tetsleri çözmekle geçiyordu bazen oturup film izleyebiliyordumhergün dersanem ve özel derslerim vardı neyseki bu çalışmalarım bitmişti sınav günü gelip kapımı çaldı sınava girmiştim yoksa sınav bana mı girdim bilmiyorum??? sonuçların açıklandığı sabah annem beni heycanla uyandırmıştı sonucuma bakmak için ve sonucuma baktığımda dişçilik fakültesine girecek puana sahiptim konservatuarada girecek puana sahiptim annemin yüündeki sevinç hiç bu kadar belirgin olmamıştı annemlerle yaptığım tercihleri yırtıp attım ve yeniden tek başıma tercihlerimi yaptım hepside konservatuardı annemler duysa beni öldürürlerdi ama banane benim hayatım deyip boşvermiştim tercih sonucum açıklanmştı Türkiye'nin en iyi konservatuar üniversitesine kabul edilmiştim.Annemler tercih sonucumu gördüklerinde küplere binmişlerdi ev sanki cehennneme dönmüştü ama annemlerde sonradan kabullenmişti artık yapacak bir şey yoktu ben ise hayallerime bir adım daha yaklaşmıştım okulum 1 haftaya kalmadan başlayacaktı artık 1 yılı arkamda bırakmıştım bu yıl reşit olmuştum artık 18 yaşındaydım ilkokuldaki gibi okul alışverişleri ve forma derdi olmayacaktı.okulun ilk gününde hiç kimseyi tanımıyordum ben derslerime girip eve geliyordum.birgün şan dersimden sonra elimde hocanın verdiği notlarla koridorda derse yetişmeye çalışmak için çok hızlı yürüdüğüm için koridorda birisine çarpıp kitaplarını düşürmüştüm.Kitaplarını yerden toplıycağına bana büyülenmiş gibi bakıyordu pardon çok özür dilerim acelem var deyip yanından ayrıldım çocuk ise bana arkamadan  adın ne telefonunu verseydin diye bağırmıştı.derse çok geç kalmıştım sınıfa geldiğimde hocadan özür dileyip yerime geçtim arkamdan o çocukta gelmişti.Çok şaşırmıştım yanıma oturmuştu.Bana özürünüzü kabul etmedim hanfendi benimle bir öğle yerseniz ancak o zaman kabul ederim demişti. ben ise ne diyeceğimişaşırmış bir biçimde ne yapmamı bekliyosun sonra seni öpüceğimi falan diyip terslemiştim tenefüs zili çaldığında sınıftan çıkarken kolumu sıkıca tutup bana bir özür borçlusun özürünü kabul etmiyorumöğle yemeğine çımamm için ısrar etti ve bende kurtulmak için onunla beraber öğle yemeğine çıktım.Kafeye geldiğimizde ona adını sormuştum adı Berke Yılmaz olduğunu söyledi bana adımı sorduğunda ise Melis Çelikoğlu demiştim.Tnıştığıma memnun oldum demişti aslında çocuk çok yakışıklıydı boyu 1.95 70 kilo ve şarışındı benim gibisine nasıl vuruldu anlamadım ama kendimi ağırdan sattım tipik türk kızıyım işte naparsınız?? baya samimi olmuştuk bana yarında benimle beraber öğle yemeğine çıkar mısın dediğinde sazan gibi olur demiştim amacım neydi benim??? günler böyle geçip gidiyordu artık sevgili derecesine gelmiştik ve bana cumartesi günü planın var mı diye sordu bende yok dedim o zamn seninle beraber boğazda çok güzel kafeler var oturmaya gidelim mi dedş bende tebessümle evet dedim.Cumartesi günü geldi giyceğim hiçbir şey yoktu kahretsin.Aslında gardorabım ağzıan kadar doluydu ama heycandan ne giyeceğime karar veremedim mevsim ilkbahardı. o yüzden güzel bir elbise ile hoş bir topuklu ayakkabı giymiştim ve üstüme serin olur diye ince bir ceket almıştım anneme bir bahane uydurarak evden çıkmıştım oraya geldiğimde beni bekliyordu ve bana ne kadar da güzel olmuşsun diye iltifatta bulunmuştu.Kafeye gelmiştik havadan sudan konuşuyorduk birden elimi tuttu ve bana aşkını ilan etti bende ondan hoşlandığım için kabul etmiştim evet dediğimde yüzündeki ışık hiçbir yerde kafeden sonra boğazda el ele yürüdük ve bir banka oturduk üşüdüğümü fark edip sarılmıştı neyseki hiç öküzlük yapmadı ve ayrılırken beni dudağımdan öpüvermişti ne kadar da hızlıydı tüm üniversite yıllarımda onunla sevgiliydik ve üniversite bitti ben radyo sanatçısı oldum o ise müzisyen çalışmaya başaldık artık ilişkimizi ciddileştirmek istiyordu gerçi bende bu fikre sıcak bakıyorudum ailemle konuştum ve Berki tanıştırdım.Berk babamla çok iyi anlaşmıştı bende Berk'in ailesiyle tanışmıştım hepsi çok iyiy insanlardı.Birgün kendi aramızda nişan yaptık ve nişandan 6 ay sonrada çırağan sarayında düğün yaptık.Düğün harikaydı herkes eğleniyordu.tabi bizde saat 1 olunca düğün bitmişti.Evimize gitmiştik o gün bir şeyler yapmamıştık berabe pes oynayıp maç izlemiştik.ve igünlerim böyle geçiyordu.aradan 4 yıl geçmişti aradan eviliğim hala mutlu mesuttu sabah içim fena bir şekilde bulanık uyanmıştım hemen tuvalete gidip kustum ve belimde çok kötü ağrıyodu eczaneye gidip hamilelik testi aldım.testi yaptığımda ise pozitif çıktı hamileğydim bunu Berke söylediğimde havalara uçmuştu doktora gitmiştik bebeğim daha 3.5 aylıktı zaman geçti ve nur topu gibi bir kızımız oldu adını Tuana koymuştuk Tuana yıllar geçtikçe büyüyordu 10 yaşına gelmişti bile 5. sınıfa geçicekti okulların açılmasına bir hafta vardı ailecek pikniğe gittik ve orda korkunç bir kaza meydana geldi Tuana'ya araba çarpmıştı 100 m ileriye sürüklendi oracıkta can vermişti dünya başıma yıkılmıştı hergün acı çekiyordum Berk'in desteğiyle kendime geliyordum ama nafile bir gün evde kafayı bulup 20 tane intihar edip öldüm ve benim hikayemde burda sona ermiş oldu Berek ne oldu derseniz bu acılara dayanamayıp benim ölümümden 2 hafta sonra kendini astı ve bu aileninde sonu gelmişti hepimiz ölmüştük aslında ölen bedenlerimiz miydi yoksa ruhlarımız mıydı????

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 08, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Müzisyenlerin AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin