İkinci Zarf!

56.7K 3.5K 159
                                    

O gece Luke 'la ormanda gezerken birden o vampiri hissettik.
Ben
"Ben gidiyorum. Sen burada dur."
"Olmaz buna izin vermediğimi önceden de söylemiştim."
"Ama-"
Beni susturdu. Biraz düşündü.
"Lily! Nasıl şimdiye kadar akıl edemedim. O hayvana yaptığın koku saklamayı beni hissetmesini engelleyecek şekilde yapabilir misin?"
"Waww! İlginç bir fikir. Deneyelim,  görelim."
Sonra onun iki elini tuttum. Gözlerimi kapattım ve hissettim. Ona aktardığım enerjiyi hissedebiliyordum.
Ben
"Yarım saat dayanır. Bize yeterde artar bile. Hadi gidelim!"
Vampir bizi hissedememişti. Cidden onu köşeye sıkıştırmıştık. Bir taraftan Luke diğer taraftan ben vampiri tuttuk. Elimizden kurtulmaya çalışıyordu. Bir eliyle beni fırlattı. Ağaçlardan birine çarptım. Kafam kanıyordu. Ben tam bir vampir olmadığım için Yaralanabiliyorum ve yaralanan yerlerimde kan akıyor. Ve şimdi kafam kanıyor.  Hiç durmuyordu. Kolye sayesinde kan kokusunu alamıyordu. Luke beni fark etti ama vampiri tutmaya çalışıyordu. Onu da bir ağaca fırlattı. Bende kaçmasın diye ani bir hareketle elimi kaldırmamla vampiri görünmez bir çemberin içine aldım. Yumrukluyordu , tekmeliyordu. O görünmez çembere vurdukça canım yanıyordu ama kaçmasın diye direniyordum. Gözlerimi vampirden başka bir yöne çevirdim. Yerde hareketsiz yatan Luke gördüm. Diğer elimi de ona doğru tutarak bir büyüyle yanıma çektim. Diğer elimle hala direniyordum. Luke' a sesleniyordum. Ama beni duymuyordu. Gözlerimde yaşlar boşalıyordu hıçkırarak ağlıyordum. O anda diğerleri geldi. Vampirin etrafını sarmışlardı. Ben de boşta ola elimi Luke 'un üstüne koydum. Yine içimden hissederek onu iyileştirmeye çalışıyordum. Ama gücüm yetmiyordu. Göz yaşlarımı sildiğim sırada diğerlerini duydum. Bana bağırıyorlardı.
"Bırak biz hazırız." Görünmez çemberi kaldırdım. Yere devrildim. Son bir direnmeyle tekrar ayağa kalktım. Luke 'a yaklaştım. İki elimi göğüs kafesinin üstüne getirdim. Son bir direnmeyle içimden 'Ne olur iyileşsin' ve o an Luke 'a aktardığım enerjiyi hissettim. Çok güçlüydü. Son gördüğüm şey Luke' un gözlerini açtığıydı. Sonra o kadar güçsüz düşmüştüm ki gözlerim kapandı. Her şey karanlıktı. Rüya görüyor olmalıydım. 'Genç ve güzel bir kadın vardı. Yüzünü bir anlığına gördüm sonra kayboldu. İçimde bir korku vardı. Korkuyordum.' ve gözlerimi açtım. Benim odamdaydım. Etrafımda oturanlara baktım. Önce tanıyamadım sonradan onların David, Layla China, babam olduğunu gördüm. Hemen kendimi oturur pozisyona getirdim. Etrafıma tekrar baktım. Luke yoktu. Neredeydi? Ya diğerleri. Yataktan kalktım. Başım döndü. Layla ve China koştular beni oturttular. Elimi başıma götürdüm. Sargı besi vardı.
China
"Daha yeni gözlerini açtın.  Ne bu acelen?"
"Luke.. Luke nerde? İyi mi?"
"Sakin olur musun o iyi. Şimdi oda senin gibi dinleniyor. Uzan şuraya." İstemeye istemeye uzandım. Başım zonkluyordu.
Ben
"Ne oldu?"
Layla
"Vampiri yakaladılar. Luke'a gelince eğer büyü yapmasaydın." duraksadı. "Ölmüş olurdu. Senin sayende iyileşti. Kemiklerin çoğu kırılmış. Ama nasıl bir büyü yaptıysan bütün kemikleri iyileşmiş."
"Onu görmek istiyorum. İyi olduğundan emin olmak istiyorum. "
China
"Önce bir iyileş sonra gidersin."
"Ama-!"
Babam
"Bu arada annen yani üvey annen buraya geliyor."
"Neden?"
China
"Birileri ağzından kaçırdı." babamı gösteriyordu.
"Off! Baba şimdi bir ton soru soracak. Ne diyeceğiz?”
"O zaman bir şeyler buluruz."
Babam
"İyi! Uyandığına göre benim gitmem gerekiyor. Akşam görüşürüz." Babam gitti.
Ben China ya bakarak
"Ben ne zamandır baygınım?"
"İki gündür."
O sırada içeri Peter girdi. Şaşırarak
"Demek uyandın. İyi misin?"
"Evet!"
Peter Layla'ya bakarak
"Diğerleri merak ediyorlar. Lily'nin uyandığını söyler misin?"
Layla
"Tamam."
China
"Senin için meyve suyu kutularına ka doldurduk. Getireyim mi?"
"İyi olur."
China odadan çıktı.
Ben Peter’e bakarak
"Luke! O nasıl?"
Biraz bozulmuşa benziyordu.
"İyi! Oda bu gün gözlerini açtı. Kemikleri sızlıyormuş hareket edemiyor."
China geri geldi. Layla ise telefonu kapattı. China bana kan dolu meyve suyu kutularını uzatırken Layla’da
"Uyanmana sevindiklerini söylediler."
Kan dolu kutuları içerken hepsi yavaş yavaş odayı boşalttı ve gitti. Bende kan kutularını bitirmiştim. Tekrar uzandım. Kafam şimdi daha az zonkluyordu.  Biden rüyayı  hatırladım. Rüyamdaki kadını hatırlamaya çalışıyordum. Ama hayır hiç hatırlamıyordum. Ama onun güzel biri olduğunu hissediyordum. Belki bir ihtimal o benim annemdi. Olabilir miydi?
Pencereden dışarıya baktım hava kararmıştı. Lambaya ulaşamadığım için yanımdaki gece lambasını açtım. Kolyemi izliyordum. Gerçek annem nerde olabilirdi şimdi. Merak ediyordum. O sırada China odaya girdi.
"Nasılsın?"
"İyiyim."
Biraz düşündüm rüyadan bahsetmeli miydim? Sonra anlatmanın daha iyi olacağını düşündüm.
"China!"
"Efendim?"
"Ben bir rüya gördüm. Bir kadın vardı. Çok güzeldi.  Ama yüzünü şuan hatırlayamadım.  O annem olabilir mi?"
China biraz düşündü sonra bana bakarak
"Demek seni kurtaran oydu."
"Ne demek seni kurtaran oydu? Ne oldu ki bana?"
"Bak sana söylemeyecektim ama. Sen Luke' u kurtarırken bilmediğim çok güçlü bir büyü kullanmışsın. Buda Luke' u iyileştirmiş. Ama senin ölmene neden olacaktı ki mucizevi bir olay oldu. Sen birden nefes almaya başladın. Büyü olduğu belliydi. Ben kendi kendini iyileştirdiğini düşündüm ama demek annen yapmıştı. Demek yanında olmasa da seni koruyor. "
"Cidden beni koruyor mu?"
"Peki küçük hanım. İkinci zarfı açalım mı?"
"Tabiki de"
"Diğer resmi çıkart." Bende çekmeceme koyduğum resmi çıkarttım. China eliyle diğer iki zarfı sihirle getirdi. Yine havadaydılar. Elimdeki resimde havalandı ve diğer iki zarfın yanına gitti. Sonra havada duran açılmamış zarflardan biri avucuma geldi. Açmadan önce China ya baktım.
China
"Hadi aç." bir resim ve açılmamış diğer zarf havadaydı. Elimdeki zarfa baktım. Derin bir nefes aldım ve zarfı açtım. Gördüğüm resme şaşırdım. Bir kadın vardı. Bu rüyam da gördüğüm kadındı. Aynı kıyafetler ve rüyamdaki gibi aynı duruş. Resim hareket ediyordu. Bana gülümseyip el sallıyordu. 
"Bu resim neden hareket ediyor?"
"Bilmiyorum."
"Bu kadın rüyamdaki gibi aynı kişi."
"Evet o senin annen!"
"Peki üçüncü zarf onu ne zaman açacağım."
"Zamanı gelince. Hadi şimdi dinlenmelisin."
Bende yatağa tekrar girdim. Hemen uyumuştum. Dönüşümden beri İlk defa uyumuştum.
Ertesi gün geç kalkmıştım. China sargıyı açtı. Yara iyileşmişti. Yarabandı yapıştırdı. Sonra ben Luke'u görmek istediğimi söyledim. Oda arabayla beni oraya bıraktı. Emma bana sarıldı.
"İyi olduğunu görmek güzel. Hepimiz öldüğünü düşündük. Luke bizi parçalayacaktı."
"O nerde?"
"Bahçede yürüyor."
Hemen bahçeye gittim. Onu görünce hemen boynuna sarıldım. Çok sıkıyordum. Karşılıksız değildi oda bana sarılıyordu. Gözlerimden göz yaşı damlıyordu.
İkimizde aynı anda
"İyi misin?"
Gözlerinin içine baktım. İkimizde güldük. Sonra elleriyle gözlerimdeki yaşı sildi.
Ben
"Ben çok korktum."
"Bir daha benim paramparça olduğumu görsen bile iyileştirmeye çalışma. Kendine zarar verme."
"Ama-!"
"İstemiyorum. Anladın mı?" Tekrar bana sarıldı.
Bende
"Duruma bağlı."
Bana çok sıkı sarılıyordu.

~Bölüm Sonu~

Vote ve yorumları bekliyorum. Özellikle yorumları. :) ;) :*

Bir VAMPIRE Aşık Olmak!Where stories live. Discover now