Sevmeye,sevilmeye,sevgiye,güvenmeye hiç inancım kalmamıştı benim.

Bunu da sırtını çeviren adama açık yüreklilikle izah etmiş,yüreğimde biriktirdiklerimi ama dillendirmeye korktuğum şeyleri bir çırpıda ona söyleyivermiştim.

Ben söylemiştim söylemesine ama bana karşıdan öyle bir cevap gelmişti ki kendimi sorgulamadan edememiş,ayak üstü akşamın ilk saatlerinde işıttigim sözleri düşünmeye başlamıştım.

"Sevmekten vazgeçme.Unutma ki sevmekten nefret ettirenler kadar sevmeyi bilen,sevmeyi sevdiren adamlarda var bu hayatta"

*****
Sözleri zihnimin her bir köşesinde kendine yer edinirken karşımda ki adama baktım.Belki de ilk kez  bu kadar detaylı bakıyordum ona.Benim yaşlarım da belkide benden bir kaç yaş küçük..

Uzun boylu,geniş omuzlu,renkli gözleri ve kumral saçı ile kim bilir hangi kızların hayalini süslüyordu.

"Tekrar özür diliyorum beyim.İsteyerek olmadı" dedim düşüncelerimi bir kenara bırakarak.Başka diyecek sözüm yoktu çünkü.Hiç tanımadığım bir adama kendim hakkında bir çok şey anlatmıştım zaten.

"Ufak bir sıyrık için bu kadar üzülmeye değmez."

"Ama kaşınızda ki yara ufak değil "dedim utanarak.

"O zaman müsait bir günde özrünü kabul edebilirim"

Sözler üzerine hemen olduğum yerde dikleştim.Ne demek istediğini anlamamıştım.

"Bakma öyle.Şuracıkta müsait olduğun bir gün kahveni içerim"

Ağzından çıkan her bir kelime ile öyle rahatlamıştım ki ister istemez gülümsemiş, başımı aşağı yukarı olumlu anlamda sallamıştım.Bu durum kendimi yaramaz,utangaç bir çocuk gibi hissettirmişti...

"Hadi daha fazla karanlık çökmeden içeri gir"

Tekrar başımı salladım ve onun gitmesini bekledim.Tahta kapıyı kapatıp karanlıkta gözden kayboluncaya kadar ardından baktım ve sonra hızlı adımlarla eve doğru ilerledim.Kenarda bekleyen yumurtaları ve ekmeğimi alarak demir kapıyı kilitlediğim de nedensiz bir şekilde ayakta dikilerek bir kaç saniye boşluğa baktım.

Eski kocam hiç beklemediğim bir anda karşımda bitmiş,sonra da yüzünü en fazla üç kez gördüğüm o adam birden ortaya çıkmıştı.

Tüm bunların bir güne sığması galiba bende fazlasıyla şok etkisi yaratmıştı.

Derin bir nefes alıp mutfağa doğru ilerledim.Elimde ki yumurtaları beton tezgahın üzerine koyup boş boş bir kaç saniye de onlara baktım...

Bundan dakikalar önce o yumurtalarla kek yapıp kendimi ödüllendirmek istiyordum ama o hevesimde kaçmıştı artık..Bir çırpıda ellerimi yıkayıp,naylon sebzelikten bir baş soğan çıkardım ve küçük tavaya doğramaya başladım.Daha sonra da ocağa koyup dakikalar sonra kavrulan soğana iki yumurta kırdım.Bir kaç dakika ya hazır olan akşam yemeğimi sofra bezinin üstüne koyarak yere oturdum.

İnsan böyle zamanlarda ne çok istiyordu yanında bir yoldaş...Eskidendi  her şey.Gülmek,kalabalık sofra da oturmak,sevmek,sevildiğini sanmak.Meğer yıllarca ucu bucağı olmayan bir yalanın koynunda günlerimi geçirmişim.

Son lokmamı da ağzıma koyup yerimden kalktım..Ne bulaşık yıkamaya halim vardı,ne de sofra silkelemeye.Hepsini tezgahın üstüne bırakıp diğer odaya geçtim.Duş almak için kıyafetlerimi hazırlayıp hemen banyoya girdim.Yaklaşık on beş dakika kadar banyoda durduktan sonra kurulanarak tertemiz,mis gibi kokan kıyafetlerimi giyip soluğu üzerinde uyuduğum divanın üstünde aldım.

FERİDEजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें