Bölüm 13: Bariz

Start from the beginning
                                    

Taehyung sırf ertesi sabah uyandıklarında avuçlarında birkaç bin won daha fazla olsun diye kendini satmıştı ve bunu bir sır olarak saklamayı planlıyordu, kendisi tam içine dalmadan önce.

Jimin göğsünde yatan kafanın saçlarına baktı, ne kadar dağınık olduğunu gördü. Uzanıp yavaşça kenara doğru taradı ve birkaç saniye sonra saç dibindeki derin kesiği gördü, şüphesiz dibinden bir avuç dolusu saç dökülmüş olan kesiği. Açık renkli derisinin üstünde kızgın küçük bir yaraydı, kökünden koparılıp henüz kabuk bağlamamış bir parça kalkmış deriydi, çiğ kırmızı renkti ve kenarları pembeydi. Jimin orayı antiseptikle hafifçe ovalayarak temizlemişti o yüzden enfeksiyon kapmayacağından emindi ve eğer bulunduğu yer saçında olmasaydı üstüne bir yara bandı yapıştırırdı ama şu haliyle imkansızdı. Kesiğe bakması çok korkunçtu ve bu en kötü kısmı bile değildi.

Jimin oğlanın üstündeki kanları temizlemesine izin vermeyeceğine ikna olmuştu, belki sürekli bağırıp duracak ve ne zaman ortalıktaki dağınıklığı toplamaya çalışsa babasının yaptığı gibi kafasının üstüne vuracaktı, ama öyle olmamıştı. Sadece zayıf bir şekilde çamaşırını tekrar yukarı çekmeye çalışmış ama ardından pes edip yapmasına izin vermişti. İlk başta biraz çocuk gibi davrandığını görünce Jimin arkadaşının bir tür şok geçirip geçirmediğinden korkmuştu ama çok geçmeden onun sadece kavga edemeyecek kadar fazla yorgun ve mahcup hissettiğini anlamıştı ve bu yüzden yumuşayıp ona acımıştı. Arkadaş oldukları yıllar boyunca Jimin onu ve diğerlerini bir çok kez çıplak görmüştü zaten. Gezilerde, birbirlerinin evinde veya otellerde edindikleri ve sözü edilmeyen bir alışkanlıktı bu. O yüzden Taehyung'un tişörtü dışında çıplak olmasından utanmıyordu, ama arkadaşının saklamaya çalıştığı şey çıplaklığı değil, tamamen farklı bir husustu.

Jimin yaraya baskı uygulamak dışında bir kanamayı nasıl durdurması gerektiğini bilmiyordu. Bu da en temel bilgiydi ve dün geceki durumda uygulayabileceği bir şey değildi. Önceki izlerini yavaşça silerken ara sıra baldırından aşağı tekrar damlayan kanı durduramamıştı, havluyla derisine bastırmaktan başka elinden bir şey gelmemişti. Bir şekilde onun bu kadar çok kanamaması gerektiğini biliyordu, bu da bardaki adamın ne kadar sert davranmasına izin verdiğinin işaretiydi. Yine de temizlerken Taehyung'un bu durumda yapacak bir şeyinin olmadığını fark etmişti; bu kadar incinmiş olması kendi isteğinin dışındaydı. Jimin bu tür bazı yaralanmaların dikiş atmak gerektirdiğini düşünüp durmuştu ama böyle bir şey düşünmesi bile saçmaydı. Dikiş için hastaneye gitmeleri, hastane için paralarının ya da sigortalarının olması gerekirdi, ki hiçbirine sahip değildiler. Eğer yaşadığı bu eziyetten sonra bir de kazandığının üç katı parayı tam tersine hastane faturasına ödeyeceğini bilse Taehyung kafayı yerdi. Sonra Jimin'in de bir iki bara gidip para kazanması gerekirdi.

Oğlan nefesinin altından yumuşak bir ses çıkararak yatakta kıpırdandı, daha çok inlemeye benzer bir ses çıkararak. Bunu duymak Jimin'e onun dün gece nasıl hıçkırarak ağladığını ve nasıl gerek olmasa da art arda özür dilediğini hatırlattı, ve bunu düşününce aniden üşüdü. Taehyung olabilecek en kötü pozisyonlardan birinde yakalanmıştı ve ona rağmen yaşadıklarını anlatmıştı, anlatmış ve ona her şeyini göstermişti ve bunun tek bir anlamı vardı: oğlan ona güvenmişti. Ama kendisinin her şeyi batırmakta uzman olduğunu düşünürsek belki de güvenmemeliydi? Ona başka bir seçenek bırakmadım ki, diye düşündü, aptal gibi işine burnumu soktum.

Ama bu sefer batırmayacaktı Jimin, çünkü aynı Yoongi durumunda olduğu gibi kimseye söylemeyecekti. Genç adamın dirseğinin altındaki yanık izi rahatsız edici bir şeydi ama bir sırdı ve her ne kadar gencin kendine kasten zarar veriyor olabileceği ihtimalini çıkarsa da bu durumla kıyaslanınca küçük kalıyordu. Yoongi'nin başına gelebilecek en kötü dert başkasının da bunu fark etmesi ve ona sorması olurdu, neredeyse Taehyung'un fark ettiği gibi, sonra da bunu konuşup hallederler ve derdini hafifletirlerdi ama bu durumda öyle bir şey mümkün değildi. Zaten kimse fark etmeyecekti çünkü ikisi de bu konuda konuşmayacak veya hiçbir şey yapmayacaktı.

Brotherhood | [Türkçe Çeviri]Where stories live. Discover now