DÜĞÜM

113 11 0
                                    

    "Hayır bırakmayacağım " Johnny tartıştı. Ten'i sarmalamıştı, tutuşundan kurtulmak için mücadele ediyordu. Sonunda, Ten dövüşü kazandı ve sıkı tutuştan kurtuldu. Yolun karşısına koşuyordu ki...

    *Bip Bip*

    "TEN!"

    Johnny onu kamyondan ileriye itti. Johnny koşamıyordu çünkü orada yapışıp kalmıştı  (bu nasıl cümle amk shfknfgmgo), sadece Ten'e olabilecekleri düşünmüştü, kendini değil.  Bunu düşündü, belki, ölmesi onun için iyiydi.

    "Hayır Johnny! Koş! Lütfen koş!" Ten yalvardı. Johnny Ten'i ittiğinde aldığı  yaradan dolayı yürüyemiyordu. Çok geçti, her şey için çok geçti. Johnny çoktan yolun öbür tarafında uzanıyordu, vücudu kan ile kaplıydı. Kamyon sadece yoluna devam etti sanki şoför bir şeylere çarptığını hissetmemiş gibi. Ten Johnny'nin yanına gitmeliydi. Sol ayağı acısada Johnny'e doğru süründü. Johnny'nin yüzünü görmesiyle onu bir titreme aldı. Yüzü kanla kaplıydı. Onu gördükten sonra Ten tekrar ağlamaya başladı.

    "Hayır Johnny, beni bırakma!  Yardım!  Yardım!  Lütfen biri yardım etsin!" Yanlarına gelen ayak seslerini duyabiliyordu, Taeyong ve Taeil'di. Taeyong telefonla konuşuyordu, belki ambulansı arıyordur.

    Aniden, birinin yanaklarına dokunduğunu hissetti "T-Ten, üzgünüm hmm? B-biliyorsun nasıl çok--" (tövbe bismillah hortladı çocuk amk aisofnkg neyse dur şuan ciddi olmamız lazım çocuk ölüyor 😂) Johnny'nin eli yere düştü. (Vay amk saatlerdir ses yoktu çocuk özür dilemek için hortladı ) Ten panikledi ve kulağını Johnny'nin kalbinin üstüne koydu. Herhangi bir kalp atışı duymayınca bayılacak gibi hissetti.

    "Johnny, lütfen beni bırakma! Hayır! " Ten ağladı. Tek sevdiği öldü. Bu canını çok acıtıyordu.

    Ambulans vardı ve onu sedyeye yatırdılar. Ten ellerini Johnny'den ayıramıyordu, hâlâ yaşıyor olmasını umuyordu.
________

    Hastaneye çoktan varmışlardı. Ten'in acil odasına girmesine müsaade yoktu. Sanki görülecek ilginç bir şey varmış gibi boş duvarı izliyordu.

    Doktor yanına koşturdu " Sen Bay Seo'nun erkek arkadaşısın değil mi?" Ten kafa salladı "Çok üzgünüm kaybın için ancak Bay Seo yapamadı. Çok fazla kan kaybetti ve beyin kanaması geçiriyordu, üzgünüz. Elimizden geleni yaptık. " doktor açıkladı. Gözlerinden yaşlar süzülürken dizlerini güçsüz hissediyordu. Johnny öldü.

    "HAYIIIR! JOHNNY ÖLÜ DEĞİL! O ÖLMEDİ! " Ten uyandı,  bağırıyordu. Doyoung yanındaydı ve dedikleriyle şoka girmişti "Johnny kim? Ten?" Doyoung sordu. Ten kafasını olumsuzca salladı. Doyoung iç çekti ve Ten'in yanaklarında ki yaşları sildi. Ten burnunu çekerek Doyoung'a teşekkür etti. Doyoung kafa salladı ve yatağına geri döndü, Ten'e geri uyumasını söyledi.
_______

    Günler geçtikçe Ten artık Johnny adlı çocukla ilgili rüyalar görmüyordu. Ten bu çocukla olan rüyalarının hiç son bulmayacağını düşünmüştü. Her gece ağlamaya devam etti. Johnny'nin kanlı yüzü ve ölürken son dedikleri beyninde dönüp duruyordu. Daima Johnny'nin güzel gülümsemesini düşünüyordu.

    "Off. Neden onu düşünüyorum? O gerçek değil Ten! Her şey sadece bir rüyaydı! " Ten bağırdı, kendini avutmaya çalışıyordu ama bunların bir yalan olduğunu hissediyordu. Kendine sinirliydi, neden Johnny'i aşamıyordu?...
 💌💌💌💌💌💌💌

 💌💌💌💌💌💌💌

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.
Rüya İçinde RüyaOù les histoires vivent. Découvrez maintenant