bir/bir

37K 2.5K 2.4K
                                    

selamlaaarrr

aslında ben uzun bir süre bir şeyler yazmayı planlamıyordum üniversite sınavına odaklanabilmek için ama bir kitap okurken şimdiye kadar kitaplarıma eklemek istediğim hatta birilerinden okumak için kudurduğum şey geldi aklıma veee yıl sonu da gelmişken sizlere ufak bir şey hediye etmek istedim:')

çok çok çok sevmeniz dileğiyle,

iyi okumalar❤️🍓

***

"bebeğim, sence de artık zamanı gelmedi mi?"

"hyungie... ben buna h-hazır olduğumu sanmıyorum-"

"beklemekten sıkıldım ama ne olacak ki izin versen-"

"canım acıyacak ya istemiyorum!"

"acımayacak canın y-yani belki! bilmiyorum işte uf, alışırsın sonra hadi lütfen-"

"yah kim taehyung! hayır dedim işte ısıramazsın yanaklarımı!"

"mızıkçı," söylenerek yerimden kalkarken tişörtüme tutunan parmaklar sendelememe neden oldu. yerimde kaldım fakat dönmedim ona yüzümü. küsmüştüm işte, bakamayacaktım yüzüne. "bırak tişörtümü, gidip yanaklarını ısırmama izin verecek birini bulaca- a-ah! bıraksana kulağımı ruh hastası!"

"seni öldürürüm kim taehyung, duydun mu beni öldürürüm seni o güzel dişlerini de sökerim yerinden ısıramazsın kimseyi," demişti ve kulağımı çekeleyerek mor koltuğumuza geri oturtmuştu beni. "benden başkasına mı değdirecektin dudaklarını- görürsün şimdi sen!" sonra aceleyle kucağıma yerleşmiş ve yüzümü ufak avuç içleriyle yakaladığı gibi kendine çekerek dişlerini iki dudağıma birden geçirmişti. canımı yakmıyordu çok fazla zaten bana kıyamazdı ama ufak bir sızı hissetmediğimi söylersem de yalan olurdu. ses çıkarmadığımı fark edip geri çekildiğinde yüzümü asmıştım hemen. dudaklarım büzülmüştü ve gözlerinin içine bakıyordum üzerindeki etkimin farkında olarak. "ya- ya ne oldu? çok mu acıdı?"

aramızda duran kollarımla kucağımdaki cılız bedenini kaldırıp yanıma bırakırken lila saçları arasından tepkilerimi izliyordu endişeyle. "git konuşmuyorum seninle." dedim koltuğa uzanıp ve yastığıma sarıldım sevgilimin olduğu tarafa bakmadan. duygu sömrüsü yapmaya bayılıyordum ona çünkü her seferinde kanıyordu bana ve ben onunla eğlenmeyi her şeyden çok seviyordum.

"uf hyungie ya özür dilerim tamam yapmayacağım bir daha söz," demişti kollarımın arasındaki yastığı çekip kendi bedenini o ufak boşluğa sıkıştırırken. bir anda dibimde beliren güzel yüzüyle bakakalmıştım ona. kollarını belime dolayıp yüzüme öpücükler kondururken de, tatlı tatlı özür dilerken hala somurtkan yüz ifademi korumaya çalışıyordum ama olmuyordu işte, karşımdaki çocuk 19 yaşında olmasına rağmen benim gözümde ufacık bir bebekti ve ben bu bebeğin yüzünü asık görmeye asla dayanamıyordum.

"ödeşirsek affederim seni sadece." demiştim ve anında irileşen gözleriyle kollarımdan sıyrılmaya çalışmıştı.

belini daha sıkı tutan kollarımla oflayıp göğsüme vurmuş, "hyung olmaz ya iz bırakıyorsun sonra herkes yine taehyung yemiş seni diye dalga geçiyor benimle!" diye sızlanırken dudaklarını büzmüştü.

gülerken uzanıp burnuna kocaman bir öpücük kondurdum. "ne güzel işte, benim olduğunu hatırlatıyorum onlara güzel bir şey değil mi bu?"

"kim taehyung'a aidim diye bir alnıma yazmadığım kalmadı zaten sevgilim herkes biliyor seni,"

ellerimden biriyle yanaklarını yakalayıp sıkıştırdım. "shh, hyunguna karşı gelmek yok," dudakları büzülürken kaşlarını çatıp konuşmaya çalıştı fakat ona izin vermeden uzanıp dudaklarını ısıra ısıra öpmeye başladım. ben gülerken o sızlanıp duruyordu ve ben dudaklarını sıra sıra emmeye devam ediyordum. dudak parlatıcısının tadı vardı dilimde ve benim onu hiç bırakasım yoktu.

isn't he lovely . taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin