4-Soygun

7 1 0
                                    

Haru ve Suki uyanmıştı.

Suki : "Ben dışarı çıkıp mutfağı arayacağım sende üstüne güzel bişeyler giy. Ama sakın kılıcını takmayı unutma.

Çok havalı duruyor"

Haru : "Tamam sen git ben giyineceğim"

Suki: "Kraliçe Mei karşı odada duruyor aranızda sadece bir koridor var. Ne tatlı"

Haru: "Hadi git mutfağı ara sen"

Haru tekrar utanmıştı yüzü domatese dönmüştü. Mei nin karşı odada kalması onun hoşuna gidiyordu. Deri çantasını açtı ve kıyafetleri dolabına yerleştirdi. pijamalarını çıkarttı. Siyah pantalonunu giydi ve kemerine kılıcını taktı.

O sırada karşı odadan bir çığlık sesi duyuldu. Ve Haru koşarak karşı odaya girdi. Kraliçe Mei yerdeydi. İki haydut odayı arıyordu. Birinin elinde Mei'nin tacı vardı. Haru hızlıca ikisinide kılıcı ile öldürdü. ve eğilerek ;

Haru : " Buyrun tacınız , Kraliçem"

Mei: "Teşekkürler"

Mei'nin  gözleri Haru'nun baklavalarına takıldı. Haru bunu fark edince sırıttı. Bu sefer Mei kıpkırmızı kesildi.

Mei: "İyi ki seni karşı odaya almışım. "

Haru: "Teşekkür ederim.  Siz iyimisiniz"

Mei: "İyiyim. Şey senden birşey rica edebilir miyim? "

Haru: "Tabii "

Mei : "Benle 'siz,sayın,Kraliçe' gibi saygıyla konuşmasanız sorun olmaz değil mi? Adımla hitap edebilirsin "

diyerek gülümsedi.Haru nun kalbinin atışları hızlandı. ikiside yüzü kıpkırmızı yerde oturuyorlardı.

Haru: "Tamam,Mei" dedi ve gülümsediler

O sırada Şövalyeler içeri girip Haru nun üstüne yürüdüler.

Mei: "Siz ne yapıyorsunuz size kim emir verdi!" diye sert bir şekilde bağırdı

Şövalyenin bir tanesi: "Çığlık atmıştınız"

Mei : "Ama bir saat önce . Yuh yeni geliyorsunuz.KOVULDUNUZ!"

Şövalyeler yalvarıp durdular. Ama Mei kararlıydı ve hepsini kovdu.

Mei: "Bundan sonra baş şövalyemsin dışarı her çıktığımda benimle geleceksin. sana uyar mı? "

Haru: " Tabikide"

Mei: "Harika.  Ben seraya gideceğim. Şimdi üstüme kalın birşeyler giyeyim.Sende hazırlan üstüne birşey giy falan" dedi ve göz kırptı. Haru odasına gitti çok sevdiği bir kazağı vardı. Siyahtı. Onu giydi. Parfüm sıktı.Saçlarını düzeltti. Kapının önüne çıktı ve Mei yi bekledi.

Mei de saçlarına bigudi sardı siyah kırmızı bir elbise giydi. Önü kısa arkası kabarık kuyruklu  bir elbiseydi. Saçları gibi kırmızı bir ruj sürdü. Rimelini sürdükten sonra göz kalemi çekip odadan çıktı.

Mei: "Çok bekletmedim değil mi?"

Haru: "Yok"

Haru Mei'yi süzüyordu.Çok güzel olmuştu. Seraya doğru gittiler

Mei: "Burayı çok seviyorum. Tüm çiçekler var .Çok güzel kokuyorlar. "

Sera kocamandı ve çok yüksekti. Haru ve Mei serada gezdiler.

O anda Mei'nin ayağı sarmaşığa dolandı ve Haru'nun üstüne düştü.Haru da Mei'yi  sıkıca kavradı. İkiside kıpkırmızı kesildi. Uzunca bakıştılar ve sonra öpüştüler.

Mei: "Olamaz. Bak bu olanlar aramızda kalsın olur mu?"

Haru'nun yüzü düştü.

Mei: "Kraliçe olduğum için ve sen şövalyesin.."

Haru ağlayacak gibi oldu.

Mei: "Ama ben s-seni se-seviyorum."

Haru: "Bende seni çok seviyorum."

Mei: "Evlenelim kral ol Ame Mura'yı yönetelim."

Haru: "Ciddimisin?"

Mei: "Evet"

AME MURAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin