Kerem:
Naber?
Zeynep:
Aşkım.
( Sarılırlar )
Kerem:
Ufuk arkamızda mı?
Zeynep:
Hı hı.
Kerem:
İstersen katıl bize Ufuk?
Hı?
Zeynep:
Ya ben böyle sonsuza kadar kalabilirim.
Kerem:
Bende.
Zeynep:
Hımm
Kerem:
Nasılsın?
Zeynep:
Eh işte sen?
Kerem:
Fena değil.
Ne biliyim dün akşam hiç uyuyamadım hep seni düşündüm.
Zeynep:
Bende. Ama sonra işte yorulmuşum tabi biraz uyuyakaldım.
Kerem:
Yaa uyudun, çok güzel.
Nedense bende hep şey düşündüm.
Seni kaybediceğimi düşündüm.
O yüzden de uykum kaçtı.
Zeynep:
Gerçekten mi?
Kerem:
Hıı yani düşünsene gerçekten manyak birşey atlattık.
Zeynep:
Farkındayım.
Kerem:
Ya bak ne dicem özür dilerim. Ve yani dünden önceki konu içinde özür dilerim.
Zeynep:
Yani yanına gelmediğim için kızgın değil misin?
Kerem:
Yoo hala kızgınım, o kadar kolay kurtulamayacaksın. Ama ne biliyim yani seni önceden bir dinlemem lazımdı.
Zeynep:
Bak ne dicem biz bunları unutsak artık. Tamam evet yani çok kolay değil, zor biliyorum ama en azından unutmaya çalışalım.
Kerem:
Okey unuttuk.
Zeynep:
Tamam.
Kerem:
Tamam.
Zeynep:
Hadi.
Gerçi tabi benim ayağım her dakika hatırlatıyor bunu ama.
( Kerem Zeynep'i kucağına alır )
Zeynep:
Haa!
Napıyorsun Kerem bırak.
Lütfen bırak saçmalama napıyorsun okuldayız.
Kerem:
Tamam ben okulun sahibiyim.
Zeynep:
Ya bırak tamam yeter, yeter bırak.