KD-2 "Tesadüfler" (Düzenleniyor...)

5.6K 188 11
                                    

  Alışveriş merkezinden geldikten sonra, aklım o güzel gülüşteydi; hayatımdaki ilk güzel düşüş tanımadığım bir adamla gerçekleşmişti.

Yakışıklı bir adamla...

Yutkunarak bakışlarımı annemden çektim. Beni sorguya çekiyordu, bense gözlerimi ona dikmiştim fakat ruhum başka yerdeydi. Alışveriş merkezinde... Yerlerdeydi.

Kızarmış yanaklarımın yakıcılığını hissedebiliyordum.

"Sana diyorum? Saatin farkında mısın, ne sineması bu?"
Gözlerimi devirdiğimde yavaş yavaş ikimizin de sinirlenmeye başladığını fark ettim, benim hiç normal bir ebeveynim olmayacak mıydı?

O annemdi,tamam. Ama haklı olduğu yerlerde zaten ona haklı olduğunu söylerdim. Rahatsızlığımı bahane etmek istemiyordum, fakat bu tartışmalar bile doktorlara göre beni riske atmak demekti.

"Anne... İrem çok ısrar etti. Hem sınav haftası olmadan-" diyemeden kızgın bakışlarını diline bir zehir gibi yaymıştı çoktan.

"Sanki çok ders çalışıyorsun da! Ben anlamam Almila. Bundan sonra en geç  beşte evde olacaksın."

Beş mi? Gözlerim kızgınlıkla dolarken, kalbimin sinirle ezilip kasılmaya başladığını hissediyordum. Elimi bilerek kalbime götürmedim, bu acizlik olurdu. Sinirle ona bakarken gözlerimden iri bir damla savruldu, hışımla onu sildim.

Ama onun gözünü öyle bir sinir bürümüştü ki, ağlamamı bile görmediğinden emindim.

Bu kavgayı her seferinde yapıyorduk, ve yine her zaman pişman olan taraf o oluyordu; çünkü benim rahatsızlığım tepiyordu.

"Duydun mu?!"diye bağırdı birden. İrkilerek baktım sinirli yeşillerine.
Yanıma yaklaşırken tavrımı koruyarak çenemi dikleştirdim.

"Sana duydun mu dedim?!" Kapı sesi ikimizi de bulunduğumuz gergin ortamdan alırken, içeriye kahramanım girmişti. Sevinçle ona bakarken bir yandan da gözlerimden yaşlar boşanıyordu.

Kendimi babamın huzurlu kucağına attım, babam beni odama taşırken ne olup bittiğini az çok tahmin etmiş gibiydi; neyin bana iyi geldiğini biliyordu: Bu konuyu bir daha açmamak.

Beni yatağıma koyduğunda minnetle ona baktım. Şefkatli kollarından ayrılırken kendimi evsiz kalmış yalnız birisi gibi hissettim.

"Baba... Benimle uyur musun, tıpkı küçükken uyuduğumuz gibi..."
Gözlerime baktığında o anları hatırladığını görmek güzeldi.

Ve babamın güvenli kollarında kalbimin ezilip büzüldüğünü değil, kalkıp kuşandığını hissettim.

Gözlerimi yumarken son damla da firar etmişti...

.•●

Hastahanenin huzursuz ortamına adımımızı atmıştık, aslında randevum yarındı ama babam telaşlandığı için erkene atmıştık. Bu hiç zor olmamıştı, nedenini bilmiyordum. Yüzümü tekrar yıkama ihtiyacı hissettiğimde gözlerimi babama çevirdim.

"Ben lavaboya gidip geliyorum, baba."
Başıyla onayladı. Zaten doktorun gelmesini bekliyorduk, o yüzden gitmem sorun olmazdı.

Lavaboya geldiğim zaman bakışlarım aynaya değdi. Bugün yine özensizdim, kendimi süsleyecek kadar iyi hissettiğim söylenemezdi. Kısa kot şortum fazla kısa olduğu için üzerine kareli bir gömlek bağlamıştım, bedenime geçirdiğim sade beyaz tişört ile günlük bir sokak tarzı yaratmak istemiştim.

Lavaboya eğilip yüzümü yıkadıktan sonra peçeteyle kurulayıp ayrıldım. Hastahane koridorları bana küçüklüğümü, yaşadığım travmaları, yakarışlarımı hatırlatıyordu. Gözlerimi acıyla yumup tekrar açtım.

KALP DOKTORUM*Düzenleniyor*حيث تعيش القصص. اكتشف الآن