Bölüm 7 : Garip Bir Adam

Start from the beginning
                                    

Trafik biraz açılınca onun yanına doğru arabayı sürdü ve o hızlı hızlı yürürken yavaşlayarak onun yanına geldi. Burada park edip onun arabaya binmesini bekleyemezdi. Biraz daha ileride durup onu arabaya alabilirdi ama hayır, Devrim park cezasını umursayan bir adam değildi. Gamze uçuşan saçlarının arasından dönüp ona baktı ve Devrim'i görünce yüzü şaşkınlıkla değişti. Birkaç saniye boyunca göz göze kaldılar. 

Devrim o anda arabayı durdurabilirdi, park cezası da umurunda olmazdı fakat arabayı sürmeye devam etti. Gamze'yi arkasında bırakarak ilerledi. Ancak otuz metre gitmişti ki vicdanı galip geldi ve arabayı durdurdu. 

Gözlerini sımsıkı kapattı. Dişlerini sıkarak uzandı ve yolcu koltuğunun kapısını açtı. Yağmur damlaları arabanın içine vururken, aynadan onun gelip gelmediğine baktı. 

Belki de bu aptalca bir fikirdi. Yoluna basıp gitmeliydi. Koskoca bir kadındı. Onun lansmana arabasıyla geldiğini biliyordu. Sevgilisi ile ayrı arabalarda ayrılırken onu görmüştü. 

Şuan neden buradaydı? Sevgilisi neredeydi? 

Bir dakika kadar sonra Gamze'nin koşarak arabaya doğru geldiğini gördü ve Devrim derin bir nefes alarak bekledi. Gamze arabaya bindi ve kapıyı kapattı. Sırılsıklam olmuştu. Saçlarından sular damlıyordu ve dönüp kendisine baktığında kirpiklerinin bile ıslandığını gördü. Gözlerini kırpıştırarak kendisine bakmaya devam etti ve elindeki çantayı kucağına koyarken boynundaki fuları gevşetti. 

Devrim arabayı çalıştırırken, onun, "Teşekkür ederim."  dediğini duydu.

Dişlerini sıkarak dilinin ucuna kadar gelen kelimeleri yuttu. Hiçbir şey söylemeden sadece başını eğdi ve yine sıkışan trafikte gıdım gıdım ilerlemeye başladı. 

*

GAMZE

Sessizlik boynuma geçirilmiş bir ip gibiydi. Arabanın içinde sessizliği dağıtacak bir müzik bile yoktu. Bu adam neden bu kadar gericiydi? Arabalar da ilerlemiyordu ve asıl sinir bozucu olan bütün vücudumun titremeye başlamasıydı. 

Elini uzatıp klimanın ısı seviyesini arttırdı ve hiçbir şey söylemeden önüne bakmaya devam etti. Tek bir kelime. Arabaya bindiğimden beri tek kelime etmemişti. Beni arabasına almasına bile şaşırmıştım. Ama en çok da onun arabasına bindiğim için kendime şaşırmıştım. Bunu yapmamalıydım. Durağa kadar yürümeli ve kendime bir taksi tutmalıydım. Ya da belki de o tentenenin altında yağmurun durmasını beklemeliydim.

Kardeşlerimden birisini arasam da olurdu ama şuan burada, bu adamın arabasındaydım ve havada boğucu bir sessizlik hakimdi.

Ben gerici sessizliklerden nefret ederdim. 

"Beni taksi durağına bıraksanız yeterli,"diye mırıldandım. Zaten çok bir şey kalmamıştı. En azından yağmurda yürümemiş olurdum. 

Bana şöyle bir baktı ve önüne döndü. "Taksi durağında ne yapacaksın?"

"Taksi tutacağım." Sorusu garipti. 

"Arabana ne oldu?" 

"Kaza geçirdi."

Başını bir kez daha benden tarafa çevirdi ve gözleri oturduğum koltukta baştan aşağıya vücudumda hızlı bir şekilde dolaştı. "Kaza?"

"Moda evinin önüne park etmiştim. Arkadan bir tır gelip arabama çarptı." 

"Neden oraya park ettin?" 

"Acil bir işim vardı, sadece girip çıkacaktım."

"Akıllıca bir düşünce olmadığı kesin."

PERİ ve KUZGUNWhere stories live. Discover now