4.Bölüm: İNTİHAR

En başından başla
                                    

Cevap vermedi. "Peki, Karmen tek amacım seninle sohbet etmek, sen hangi konularda konuşmak istiyorsun?" Sert ifadesi kırıldı.

Gülümseyecek gibi oldu. "İstediğim şeyi mi konuşacağız?"

"Ne istersen."

Tam konuşacaktı ki ormanda bir noktaya takıldı gözleri, hevesli ifadesi anında kaybolurken kahvesini bıraktı. "B-ben gitmeliyim."

"Kal lütfen ve bana senin neyin bu kadar korkuttuğunu anlat." Ancak o hızla evin içine girdi. Sıkıntıyla arkama yaslandım, az önce onun baktığı noktaya baktım. Ormanın biraz ilerisine, gündüz olmasına rağmen içindeki ağaçların çokluğundan karanlık duran ormanı inceledim.

Kahvemden bir yudum daha alırken bir süre düşündüm. Dakikalar ilerlerken kahve kupalarını alarak yerimden kalktım. İçeri girecekken orman tarafında hissettiğim bir hareketlenme ve anlık olarak bir yüze benzettiğim sahneyle sertçe durdum.

Bakışlarımı tekrar ormana çevirdim, gözlerimi kısarak daha dikkatli inceledim. Hiçbir şey yoktu, az önce baktığım bölgedeki hareketlik devam ederken siyah bir kedi ağaçların arasından çıktı. Kahve bardaklarını geri bırakarak kediye yakınlaştım. Önümde durduğunda eğilerek siyah tüylerini okşayacaktım ki tıslayarak pençelerini çıkardı. Küçük pençesini elime derince geçirdiğinde elimi hızla çektim ve kara kedi de geri ormana koştu.

Elim uzun ve derin çizikle hafif sızlarken, kafamı kaldırarak karşımdaki ormana baktım. Sert bir rüzgâr esti.

***

Arabamın anahtarını, cüzdanımı ve sigara paketimi aldım. Hafta sonu gelmişti, evime gidecektim. Aşağı indim, Karmen'i gitmeden önce görmek istiyordum. Salona girdim, her zamanki gibi salonda şöminenin karşısında oturmuş sessizce, müzik dinliyor ve kahvesini yudumluyordu. Onun için bu kadar kahve iyi değildi, ona daha çok bitki çaylarını önersem de pek taktığı yoktu. Benim ona hazırladığımın aksine sütlü de yapmıyordu.

Ayakkabımın zeminde çıkardığı sesleri duymamış gibiydi. "Karmen." Sesimle kafasını yavaşça bana çevirdi. Koyu saçlarını bu sefer topuz yapmıştı, uzun ve pürüzsüz boynunu gözler önüne sermişti. Üzerinde uzun kollu bir elbise vardı bu sefer. Gözaltları şişmişti, rengi solmuştu yine, iyi görünmüyordu. "Ben çıkıyorum." Yüzüme ifadesizce bakmaya devam etti. "İyi misin?" Yine cevap vermedi. Yanına yakınlaştım. "Karmen, bir sorun mu var?" Kızıl gözlerini gözlerime dikti.

"Sorun benim, varlığım başlı başına sorun." Kaşlarım çatıldı. Onu ürkütmemek için yavaşça yanına oturdum.

"Neden böyle söylüyorsun?" Hüzünlüydü yine o kızıl gözleri. Ağladı ağlayacaktı sanki.

"Git," dedi sadece. Onu böyle bırakamazdım.

"Gitmesem de olur."

"Git, günlerdir benimle bu eve tıkıldın sen de." Sanki kendi suçuymuş gibi konuşuyordu.

"Seninle burada olmaktan memnunum." Sözlerime pek inanmadı. "Haris'le aran nasıl?" Gözlerime baktı yine.

"Kötü, sürekli kavga ediyoruz." Bana bu kadar kolay cevap vermesi şaşırttı ve devam ettim.

"Neden kavga ediyorsunuz?" Kaçamak bakışları üstümde gezindi.

"Senden hoşlanmıyor, bir doktora göre çok yakışıklıymışsın," dedi yandan yandan. Sözleri gülümsememe neden oldu.

KALINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin