ENTERESAN OLAYLAR

445 18 0
                                    


Alelacele derse anca yetişebildim. Çocuklarım yine benden önce sobayı yakmışlardı. "Çocuklar sobayı yakıp sınıfı ısıtmanız çok güzel ama bu sizin için çok tehlikeli" bir öğrencim "Ohooo örtmenim biz evimizde de yakmaya alışığız" deyince bir şey diyemedim çünkü haklılardı yeri geldiğinde soba yakıyorlar, yeri geldiğinde tarlaya çalışmaya gidiyorlar, yeri geldiğinde ise okumak için kilometrelerce yol yürüyorlardı.. Hemen aklıma Zehra geldi ve Zehra hakkında bilgi almasını istediğim öğrencime sordum "Ayşegülcüm, Zehra'dan haber aldın mı?" diye sordum. Ayşegül "Öğretmenim, Zehra artık okula gelemeyecek" "Neden peki?" diye sordum. "Gelin olacak çünkü yakında düğünü varmış anam öyle söyledi" deyince, hani bir laf vardır 'Başımdan kaynar sular döküldü' diye sanki o söz şu an benim için yazılmış gibiydi. Kanım donmuştu, gözlerim yuvalarından çıkacakmışcasına Ayşegül'ün gözlerine dikilmişti, dünya sanki bir anda dönmeyi bırakmış, herkes hareketsiz kalmıştı. Kendime gelince kekeleyerek "Na..na..sıl düğünü varmış, o daha küçücük" Ayşegül mahzun bir şekilde "Bilmiyorum öğretmenim" dedi. O an ne yapsam bilemedim çocuklarımın bazıları kilometrelerce yol yürüyüp buraya eğitim almaya geliyor. Kalıp ders mi işlesem yoksa Zehra'nın durumunu araştırmaya mı gitsem bilemedim. Olabildiğince hızlı hızlı işledim dersi bir an önce bitirmek için. Çocukları normal ders bitiş saatinden bir saat önce eve gönderdikten sonra hemen soluğu öğretmenler odasında aldım. Eşyalarımı topladıktan sonra müdürden öğrencilerin ev adreslerinin kayıtlı olup olmadığını sordum. Müdür yıpranmış bir defterden istediğim adrese baktı. Bir kaç dakika sonra Zehra'nın adresini bulduk. Bir an önce gidip öğrencimin akıbetini öğrenmek istiyordum. Dışarı çıktım kar her zamanki şiddetiyle yağmaya devam ediyor, hava ise dondurucu soğuğuyla insanın iliğine kadar dondurmayı başarıyordu. Yağan yoğun kardan dolayı gözlerim biraz zor görüyordu. Elimdeki adres kağıdı yırtılmasın diye şalımın altından bakıp hafızama kaydetmeye çalışıyordum. Yoldan birilerine adresi sorduğumda oraya 1 saate anca gidebileceğimi ve eğer geri döneceksem, dönüşümün zor olacağını söylediler. Kar sanki inadına yağıyormuş gibi daha da fazla hiddetini artırıyordu. Elimden geldiğince hızla eve gelip, kendimi içeri attım. Fidan abla "Kar içinde kalmışsın ablam, üşütmezsin inşallah" dedi. Sesim titreyerek"Fidan abla boşver beni şimdi çok kötü bir şey oldu" "Hayırdır inşallah!" ciddi bir tavır takınarak. Gözlerim dolu bir şekilde "Abla benim bir kız öğrencim vardı ne zamandır okula gelmiyordu, ben de arkadaşına ondan haber almasını söyledim. Kız bana Zehra'nın düğünü olacağını söyledi abla inanabiliyor musun? Küçücük kızın yakında düğünü olacakmış!". Fidan abla şaşırmış bir ifadeyle elleriyle ağzını kapadı. "Abla be..benim oraya gitmem, Zehra'nın evine gitmem gerek abla nolur yardım et". Fidan abla "Git git de ablam sen ne yapabileceksin seni dinlerler mi hiç? Elinden ne gelir be güzelim" dedi. "Abla benim ne olursa olsun oraya gidip, Zehra'yı görmem gerek!".  Akşam olunca Ramazan abi eve geldi olan biten her şeyi ona anlattım ve ondan yardım istedim. Yarın cumartesi olduğu için okul yoktu bu yüzden sabah olur olmaz hemen Zehra'nın evine gitmek için yola koyulacaktık. 

ÇOCUK GELİN!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin