3.Bölüm: KARGA

En başından başla
                                    

"Sadece bir kişi görüyorum."

"Peki o nasıl görünüyor, ismi var mı?"

"Genç, uzun boylu ve yakışıklı. Adı Haris." Haris, anlamı neydi acaba? Kızıl gözleriyle uzun uzun baktı bana. Ne düşündüğünü merak ediyordum.

"Şu an burada mı?" Sorumla şöminenin yanındaki boşluğa baktı tekrar.

"Burada, bizi izliyor." Yutkundum, karşımdaki kadın için bu çok zordu. "Sana çok kızgın," dedi Karmen gözlerime bakarak. "Evimizde yabancıyı sevmiyoruz."

"Onu seviyor musun peki? Sana nasıl davranıyor?" Gözlerini kaçırdı.

"Seviyorum ama kızdığı zaman kötü olabiliyor." Tam ben konuşacaktım ki şöminenin ateşi savruldu, sanki yanından çok hızlı bir şey geçmiş gibi. Derin bir nefes doldurdum ciğerlerime, büyük camın bir kısmı açıktı, içeri dolan rüzgâr sebep olmuştu.

"Onu kızdırdım yine, seninle konuşmam hiç hoşuna gitmiyor." Birden ayaklandı, daha fazla konuşmama müsaade etmedi. Hızlı adımlarla çıktı salondan. Onun hakkında öğrendiğim şeylerle düğümlerin açılması en azından gevşemesi gerekmiyor muydu? Sanki ona her yakınlaştığımda başka bir düğüm oluşuyordu.

Sıkıntıyla saçlarımı karıştırdım, ona ulaşmanın bir yolunu bulmalıydım. Her seferinde kaçıp gitmesi ona ulaşmamı engelliyordu. Düşündüm, düşündüm ve düşündüm. Ona yakınlaşmanın, onun o karmaşık, yosun tutmuş zihnine nasıl gireceğimi düşündüm. Planlarım vardı ancak Karmen planlarıma uymayacak kadar hırçındı. Bazı anlarda çok hırçın bazılarındaysa inanılmaz uysal oluyor, küçük bir çocuk gibi davranıyordu.

Oturduğum koltuktan kalktım, mutfağa girdim. Yemek yoktu ve Karmen'in bugün hiçbir şey yemediğine dikkat etmiştim. Ne kahvaltı ne öğle yemeği yemişti. Yeme bozukluğu vardı, zayıf bedeninden de anlaşıldığı gibi.

Buzdolabını açtım ve neler yapabileceğime baktım. Evet, dolap tamamen doluydu. Uzun zamandır yemediğim bir şey yapmaya karar verdim: pizza.

***

Uzun süren yemek yapışımdan sonra mutfağı pizza kokusu sarmıştı. Fırından çıkardığım pizza oldukça lezzetli görünüyordu. Pizzayı masaya koydum, servis açtım iki kişilik. Üzerimdeki siyah tişörte un bulaşmıştı.

Odama çıktım, hızlı bir şekilde tişörtümü çıkardım ve dolabımdan kendime yeni bir tişört ararken birden kapım hiç çalınmadan açıldı.

"Bu kok-" Kafamı kapıya çevirdim: Karmen.

Bir eli kapının kulpunda, siyah elbisesiyle tam kapımdaydı. Gözleri çıplak sırtımda gezindi, ona döndüm bu sefer gözleri göğsümde gezindi.

"Bir şey mi vardı?" Sözlerimle afalladı, gözlerini kaçırdı.

"Pardon." Gülümsedim kendini rahat hissetmesi için.

"Neden gelmiştin?" Yutkundu.

"Bu güzel kokunun nereden geldiğini soracaktım," dedi alt dudağını dişlerinin arasına alarak.

"Senin için pizza yaptım." Gözleri irileşti çocuksu bir tavırla.

"Pizza mı?" Neden bu kadar şaşırmıştı ki?

"Evet, pizza. Sever misin?" Omuz silkti.

"Bilmiyorum, daha önce hiç yemedim." Bu sefer şaşırma sırası bendeydi. Gerçi o küçüklükten beri bu kalede kısılıp kalmış bir kadındı. Yine de dışarı hiç mi çıkmamıştı?

KALINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin