3. Bölüm - KARŞILAŞMA

78 3 1
                                    

Rebecca korkuyordu. Ama bir şeyler yapması gerektiğini de biliyordu. Yerde kanlar içinde birisi gözlerini dikmiş ona doğru bakıyordu.  Yavaş adımlarla yaklaştı. Yaklaştıkça beyninde oluşan bilinememezlik daha da artıyordu. Biraz daha yaklaştı ve dizlerinin üzerine çöktü. Ona acılarla bakan adama doğru ellerini uzattı.

''Hey şimdi sakin ol tamam mı? Sana ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim bile yok ama durumun hiçte iyi gözükmüyor. Şimdi seni arabama bindiricem ve doğruca hastaneye gidicez.''

Tanrım bunu yaptığıma inanamıyorum diye düşündü Rebecca. Ama başka yapacağı bir şey yoktu. Çaresiz olan birini öylece bırakamazdı.  Bu düşüncelerden sıyrılıp adamın bir şeyler söylemeye çalıştığını duydu. Konuşmaya çalışan adamın ağzına kulağını yaklaştırıp ne demek istediğini anlamaya çalıştı. O ara burnuna adamın parfüm kokusu geldi ve ne kadar güzel kokuyor diye düşündü. Sonra bu düşüncesinden utanıp tekrar söylemeye çalıştığı şeye odaklandı.

''Has-taaanee o-ooolmmaa-zzz.''

Adam acı çekerek konuşuyordu belliydi. Ve bu da Rebecca'nın daha da üzülmesine sebep oldu.

''Lütt-feenn yar-dımmm et.''

''Hey sana yardım edicem tamam mı?  Ama öncelikle bana neden hastaneye gitmek istemediğini söyle.''

Rebecca'nın bu soruyu sorması üzerine adam birden baygınlık geçirdi. O anda Rebecca lanet okudu. Şimdi ne yapacağı konusunda en ufak bir fikri bile yoktu.  Hastaneye gitmek istemediğine göre bu işte kesinlikle bir şey vardı. Ama nasıl bir iş olduğuna dair bir şey bilmediği için onu evine götürüp götürmemek konusunda büyük bir ikilem de kaldı. Sonuçta güvenemezdi. Hele ki burda böyle bu şekilde bulduğu birisine. Adamın yüzüne tekrardan baktı ve süzdü. Üzerindeki kıyafetler gayet modern ve pahalı şeylerdi. Kolunda ki saatte pahalı olduğuna dair bağırıyordu resmen. Daha sonra kararını evine götürmekten yana kullandı. Çünkü şuanda başka yapacağı hiç bir şey yoktu.

Adamı zar zor tutuyordu. Bu kadar ağır olmasından dolayı bir kez daha lanet okudu. Kıyafeti zaten batmıştı. Gömleği adamın yüzünden akan kanlarla iğrenç bir hal almıştı. Büyük bir zorlukla adamı nihayet arabasına bindirdi. Ardından kendisi de binerek gazı kökledi.  Rebbeca hala bu yaptığına inanamıyordu. Kendisini aksiyon filminde gibi hissetti. Bunları düşünürken birden adamın bir şey söylediğini farketti.

''Teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim.''

''Buna gerek yok. Kendini yormamalısın.''

diyerek Rebecca bu tanımadığı adamı sakinleştirmeye çalıştı. Ardından telefonunu alarak arama tuşunu bastı.

''Alex, yardımına ihtiyacım var!''

...

''Çok fazla darbe almış ve tabi bu da biraz sarsıntı yaşamasına neden olmuş.  O yüzden onu bir süre uyutmaman lazım. Uyursa bu bilinci için hiç iyi olmaz.''

''Çok sağol Alex. Bu yaptığını asla unutmıcam.''

''Sorun değil Rebecca. Teşekkür etmene gerek yok. Bu arada kim bu?''

Rebecca bir anda soğuk terler döktü.  Bu soru şuanda duymak istediği en son şeydi. 

''Eski bir arkadaş.''

Sadece bunu diyebildi karşısındakinin buna inanmasını umud ederek.

''Pekala ben gidiyorum o zaman. Tekrardan geçmiş olsun kendine iyi bak Rebecca.''

''Teşekkürler Alex. İyi geceler.''

Kapıyı kapatıp yukarı tanımadığı bu adamın yanına gitmek üzere yavaş yavaş medivenleri çıktı. Misafir odasına aldığı bu yabancıya doğru  yaklaşınca uyumak üzere olduğunu gördü ve hemen hızlıca yanına gitti.

AŞK-I SİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin