Bölüm 3 : Yeni Bir Hayat

Zacznij od początku
                                    

Ve ablası şimdi onun hakkında konuşuyordu. Çok güzel bir kadın olduğunu, kendi ayakları üzerinde duran ve hasta olmasına rağmen işe giden -burada tıpkı sen gibi diyerek atıfta bulunmuştu- çalışanlarına karşı kibar birisi olduğundan bahsediyordu. Devrim'in bütün bunlarla işi yoktu. O kadın gibi milyonlarca kadın vardı. 

Onun ilgisini çeken şeyin ne olduğunu bile bilmiyordu. Ablasına bu konuda konuşmasını kesmek kibar olmazdı ve Devrim kibar bir insan değildi. O yüzden sessiz kalarak hiçbir şey söylemedi. 

"Bana kartını verdi ve üzerimdeki giysileri beğenmediğini belli ederek benim için bir şeyler tasarlayabileceğini söyledi. İnanabiliyor musun? Açık sözlü bir kadın o."

Bundan ona neydi? Genç adam kağıtları düzene soktu ve son ayın muhasebe hesaplarını gözden geçirmeye başladı. Bilgisayara notlarını girerken ablası hala konuşmaya devam ediyordu.

"Onun kartını aldım ve onu arayacağımı söyledim Yekta." 

Devrim tepki vermedi. İşine konsantre olmuş bir şekilde çalışıyordu. 

"Beni dinlediğini biliyorum, bu yüzden konuşmaya devam edeceğim."

Genç adam iç çekti ve başını kaldırıp ablasına baktı. Kırk yaşında, çok güzel bir kadındı ama yılların yaşanmışlıkları onda çok büyük bir iz bırakmıştı. Ablası yaşamaktan zevk almıyordu. Devrim onu hayatta tutmak için o kadar çok çaba harcamıştı ki. Son intihar girişiminden sonra Devrim ona rest çekmişti. Yaşamak istemiyor muydu? Peki. O zaman birlikte ölürlerdi. Ablasını araba bindirmiş ve bir uçurumun kenarına götürmüştü. 

Ona bakarak, uçurumdan aşağı süreceğini ve bunu ikinci kez düşünmeden yapacağını söylemişti. Kurtulmaları imkansızdı. Uçurumun aşağısına bakarken bile insanın başı dönüyordu ve üstelik onlar arabanın içinde olacaktı. Daha fazla hasar, daha fazla sarsıntı. Ölmeseler bile komaya girecekleri kesindi.

Ve Armağan kardeşinin ciddi olduğunu gözlerinde görmüş olacak ki ona bir söz vermişti. Bir daha ölmeyi denemeyecekti. 

O günün anısı hala zihinlerinde tazeydi çünkü yalnızca birkaç ay önce olmuştu. 

"Bana neden ondan bahsediyorsun abla?"

Ablası ona imalı bir bakış attı. "Ona çarptığın için özür diledin mi? Ya da iyi olup olmadığını kontrol ettin mi?"

Deniz onu kontrol etmişti. İyi olduğunu biliyordu. Devrim aslında hiç merak etmemesine rağmen Deniz'in onu bilgilendirmek istediğini de biliyordu. 

"Bana iyi olduğunu söyledin. Daha fazla ne yapabilirim onun için?" Yorgunluktan vücudu sızlıyordu. "Ayrıca arabamın önüne atlayan oydu."

"Deniz bana onun acelesi olduğunu söyledi."

Devrim ilgisiz bir şekilde, "Hepimizin yok mu?" diye cevap verdi.

"Yine de onu bir ziyaret etsen güzel olabilirdi," diye konuştu Armağan. "Benim ya da Deniz'in senin yerine onu ziyaret etmesi sayılmaz. O çok hoş bir kadın ve senin ilgisizliğinin farkında."

Genç adam kadını düşündü. Uzun dalgalı saçlarının yere yayıldığını ve kahverengi gözlerinin çok net olduğunu hatırlıyordu. Beyaz tenli, güzel bir kadındı ancak Devrim onunla o şekilde ilgilenmiyordu. Hiçbir kadınla o şekilde ilgilenmiyordu. Bu dünyaya zevk için gelmiş birisi değildi o. Yalnızca acı çekmek için yaratılmıştı ve bir kadın ona acı değil ancak zevk verebilirdi.

"Benden ne yapmamı istiyorsun?" diye sordu iç çekerek. "Ona çiçek göndermemi mi? Ya da kendim götürmemi mi? Bunun bir sonucu olmayacak abla."

PERİ ve KUZGUNOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz