👉56. Saat 12🕛

Comenzar desde el principio
                                    

"Akşam on bir buçuktan sonra salona geri dönmesini istiyorum. Tek başına." Gözlerini kıstı Yavuz. "Çok fazla şey istiyor olmayasın."

Belli belirsiz bir hoşnutsuzluk sezmiştim sesinde, sanki çelişkili hisler yaşıyordu.

"Bazı şeyleri anlamayı, fark etmeyi, görmeyi reddediyor." "Seni iş ortamında görmesini mi istiyorsun?" Başımı sallayıp, "Kendini o ortamda görmesini istiyorum," diye düzelttiğimde bu onu düşündürdü biraz.

Aslında sadece gayet de benim bulunduğum ortamlara uyum sağlayabileceğini bilmesini istiyordum. Ayrı dünyalar fikri beni deli ediyordu. O kutlamaya gelecek ve oradaki herkesten bir farkı olmadığını görecekti. Kafasında kurduğu aramızdaki uçurumu kapatmalıydım.

"Ya sonra?" " Öylece durup bekleyemem. Onu zorlamazsam hiçbir şey yapmayacak biliyorum." Yorum yapmadan öylece bakıyor olsa da içimden bir ses doğru yolda olduğumu söylüyordu. Yavuz'un karşı çıkmaması bile bir onaydı aslında. Sonuçta Alya'yı en yakından tanıyan oydu.

"Ters tepebilir biliyorsun değil mi. Ben bile ne zaman ters tepeceğini öngöremiyorum."

Ben daha ne cevap vereceğimi düşünemeden kapı açıldı aniden. Aylin telaşla içeri girip kapıyı bir gürültüyle kapatarak, "Olaya el koyuyorum!" dedi karşıma dikilip. "Kusura bakma kapıyı çalmadım ama..." deyip hızlıca Yavuz'a kısa bir bakış atmayı da ihmal etmedi.

"Git ders çalış," dedim ona kale bile almaksızın. "Olaya el koyuyorum," diye tekrarlayıp, "Maskeli balo," derken iki elini önemli bir şeyi vurgular gibi sözlerinin etrafına sardı adeta. Gözlerimi devirmemek için direnerek, "Senin el koyduğun olaylar ne zaman yolunda gitti?" diye yerli yerinde bir soru yönelttim ona.

"Süper fikirlerim var." Birden Yavuz'un orada olduğunu hatırlamış gibi ona dikti gözlerini. "Sormadan edemeyeceğim Security administrator nedir ya. Baya afili." "Kısaca sisteme sızmaya çalışan, güvenlik duvarını aşmaya çalışan herhangi bir atağı engellemek."

"Şimdi sen sisteme sızmaya çalışanlara karşı güvenlik sağlıyorsan eğer, bu istersen başka sistemlere sızabileceğin anlamına da geliyor mu?" Yavuz buna cevap vermek ve vermemek arasında kalmış gibi ufak bir hareket yapınca, "Bir nevi hackersin yani. Güzel. Sevdim bunu," dedi Aylin takdir edercesine.

"Aylin odama gider misin bir şey konuşuyorum." "Ya ben kendimi anlatamıyor muyum? Bak tekrarlıyorum. Olaya el koyuyorum. Masal konsepti üzerinde yürüyoruz. Kutlamayı maskeli baloya dönüştürüyoruz." Ellerini çırpıp, "Harika olacak!" dedi coşkuyla.

Yok, canım kardeşim kendini çok güzel anlatıyor da, ben anlatamıyorum galiba.

"Aylin? Şirketimizin ne şirketi olduğunu biliyorsundur diye umuyorum. Ne lanse ettiğimizi ve ne kutladığımızı da biliyorsun. E hangi cağda yaşadığımızı da bildiğini varsayarsak, maskeli balo nedir bana açıklar mısın?"

"Ah," dediğinde elindeki kutuyu fark ettim. "Bunu da takdim edeyim." Yavuz çatık kaslarla ona uzatılan kutuya bakınca, "Alyacığımın maskesi. Bizzat seçtim," diye açıklayarak kutuyu masaya koydu.

"Hayallerinizi yıkmak istemem ama Arkan holding ve maskeli balo konseptlerine Alya'yı gerçekten sığdırabiliyor musunuz?" Göz ucuyla tekrar kutuya bakarken Yavuz, "Hiçbir kız masallara dayanamaz," dedi Aylin hala coşkusunda hiçbir eksilme olmaksızın.

Alya söz konusu olunca benim bile bu konuda şüphelerim vardı ama Yavuz'un ikna olmamış bakışları onu hiç de tereddüte düşürmedi. "İyi tarafından bakın. Maske demek tanınmamak demek. Bu kesinlikle hoşuna gidecektir. Tanınmadan gözlemlemek."

Arıza tespitDonde viven las historias. Descúbrelo ahora