2. Bölüm: Bar

2.4K 102 38
                                    

Medya: Cihan

---


Okan'ın öyle demesiyle "Yok ya. Ne alakası var?" dedim ve önüme döndüm. Sonra bir adım geriye geldim ve gülümsedim. Bu kadar zamandan sonra aynı okula gelmemiz büyük bir tesadüf gerçekten. O da aynı şeyi düşünüyor olmalı ki konuşmadan bir süre öylece bakıştık. İlk kez geldiğim bir yerde tanıdığım bir yüzü görmek beni mutlu etmişti.

Artık beni de unuttuğunu biliyordum. Zaten aramızda bir şey yaşanmamıştı.

Ben hala yüzüne bakıp bunları düşünürken konuşmaya başladı.

"İşin yoksa bir kafeye gidip dertleşelim. Ne dersin?"

Konuşma tarzı hala eski Okan gibiydi. Sevecen ve arkadaş canlısı bir çocuktu. Girdiğimiz ortamlarda hep herkesle iyi anlaşırdı. Ben onun kadar sosyal biri değildim. Aksine soğuk bile olduğum söylenebilirdi.

"Olabilir ama çok fazla kalamam. " dedim.

"Peki, anlaştık canavar." dedikten sonra kahkaha atıp biraz gerisindeki arabaya doğru yürümeye başladı.

Demek hala unutmamıştı. Onunla gittiğimiz bir yemekte biraz fazla yemiştim ve kız halimle bu kadar yemek yiyebilmeme günlerce gülmüştü. Uzun bir süre bana bu isimle hitap etmişti. Onu takip ederken gülümsedim.

Arabası gerçekten güzeldi. Belli ki onlarda işleri bayağı büyütmüştü. Kapımı açtı ve binerken gözüm adını yeni öğrendiğim Cihan'a kaydı. Sanki beni tanıyormuş gibi bir süre izledikten sonra yanındaki kıza bir şey söyleyip arabaya yalnız bindi.

O an da Okan "Çocuk çok mu ilgini çekti?" deyince hemen önüme dönüp "Ona bakmıyorum." dedim. Sanırım Okan'ın arkadaşı falandı. O yüzden birden fazla kez göz göze gelmiştik. Okan'ın ağzı yukarı doğru kıvrıldı, güldü sanırım.

Beş dakika ya oldu ya olmadı durduk. Bu sefer onun açmasını beklemeden inip girişe doğru yürüdüm. İçeride biz gibi bir sürü genç insan vardı. Hatta hiç büyük insan yoktu, kafe olup olmaması konusunda tereddüt yaşarken köşede öpüşen çiftleri görünce ona dönüp baktım.

"Burası Turkuaz Kafe, bizim okuldakiler takılır ama sevmediysen daha sessiz bir yere gidebiliriz." deyip gülünce "Yok hayır gayet güzel." dedim ve gözüme çarpan ilk yere oturdum. Dekorasyona dikkat edince turkuaz ağırlıklı olduğunu fark ettim. Garson gelip siparişleri alana kadar iyi yabancı gibiydik. Sonrasında konuşmaya başladık. Çok fazla anlatmamıştı taşınma nedenlerini. Onur Holding'le ortak bir ihaleden sonra bayağı büyüdüklerini ve buraya o nedenle taşındıklarını anlattı. Ben de annemin yanında kaldığımı falan kısaca anlattıktan sonra geçmiş hakkında konuşmaya başladı.

Bense yorumsuz bir ifadeyle yeri izledim. Geçmiş hakkında konuşmak pek sevdiğim şeyler arasında değildi.

OKAN

Karşımda ilk aşkım oturuyordu. Eskiden her günüm onunla geçerdi ama o bana yıllarca hep arkadaş gözüyle baktı. Hep bana bir gün aşık olacağı çocukla ilgili hayallerini anlatıp duruyordu. Bir gün dayanamayıp söyledim ama istediğim gibi bir cevap alamadım tabii. Zaten buna hazırlıklıydım. İyi olduğu sürece arkadaşlığımızı bozmayacaktım.

Babam taşınma kararı aldığında ona karşı çıktım. Derin'le burada kalmak istediğimi söyledim ama bir kız için geleceğimi mahvedemezmişim. Orada iyi bir liseden mezun okuduktan sonra iyi bir üniversiteye yerleşeceğimi söyledi. Bense düşündüğümden çok daha uzun bir süre içimdeki hisleri azaltamadım. Yıllarca onu aklımdan çıkaramadım. Arada farklı insanlar girdi çıktı ama hep bir parçam Derin'deydi.

Seni ArarkenWhere stories live. Discover now