138™(War)

984 38 12
                                    

İlk önce bu bölüm hakkında biraz açıklama yapma gereği hissettim çünkü zaman konusunda karmaşıklık ve mantık açısından tutarsızlık olmasın istedim.

Öncelikle bu bölüm 1940 larda geçiyor. 2.Dünya savaşı döneminde. Dunkirk te olduğu gibi Harry savaşa giden bir asker.

Keyifli okumalar...

Ne zaman gidiyorsun dedim sesim bir fısıltıdan farksız çıkarken, beni duyduğuna emin bile değildim. Üzgün ama bir o kadar da güçlü bakan yeşilleriyle baktı buğulanmış gözlerime.
"İki gün, iki gün sonra." dedi güçlü bakışlarından hiç beklemediğim çatallanmış ses tonuyla.
-Ne zaman geleceksin?
Histerik bir kahkaha attı.
-Bilmiyorum, belki 2 sene belki 3, belki de...
Hayır dedim çırpınırcasına, gözyaşlarım beni dinlemeksizin akarken.
....

Gitme vakti gelmişti. Son kez sarıldık birbirimize, ayrılık vakti gelmeden önce. Kokusunu beynime kazımak için son kez gömdüm başımı sıcak boynuna.
-Seni seviyorum Harry, hep sevdim, hep seveceğim.
-Seni seviyorum, çok seviyorum meleğim, dedi dudaklarımız son bir kez buluşmadan.
...

Gideli 3 ay olmuştu. Ben her gün kendi cehennemimde yanarken, ondan gelecek tek bir harfe dahi muhtaçtım.
...

Harry, senden haber alamıyorum umarım iyisindir. Seni çok seviyorum.
Kasım 1939.

Bunu sana söylerken keşke yanımda olsaydın herşeyim. Karnımda bebeğimizi taşıyorum. Seni çok seviyoruz, Harry.
Ocak 1939
...

Harry'nin ağzından
-Harry Styles!
İsmimi söyleyen gür sesi duyduğum tarafa doğru baktım.
-Benim!
-Sana bir mektup var!
...
Elimde tuttuğum şey o kadar değerliydi ki benim için, zarfını bile yırtmaya kıyamıyordum. Ellerim titrerken sakin bir yer bulmaya çalıştım. Bulduğumda saman kağıdına yazılmış güzel bir el yazısını okumaya başladım.

Bebeğimiz olacaktı...
Bizim bebeğimiz ve ben yanlarında değildim.

Ne hissedeceğimi bilemezken kulaklarımı sağır eden bir patlama sesiyle irkildim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ne hissedeceğimi bilemezken kulaklarımı sağır eden bir patlama sesiyle irkildim.
...

Sevgilim... Umarım mektubumu almışsındır. Biliyor musun, bir kızımız olacak.

Yanımızda olmanı o kadar isterdim ki. Seni tüm kalbimizle seviyoruz.
Mart 1939
...

Sensiz geçirdiğim her gün yeniden ölüyorum aşkım. Ben ve bebeğimiz için geri dönmelisin. Seni çok seviyorum.
Mayıs 1939

Kızımız dün doğdu Harry. Tıpkı sana benziyor. Onu görmelisin. Bizi yalnız bırakma.Seni çok seviyoruz.
Temmuz 1939

Bugün tam bir sene oldu bizi bıraktığın günden bu yana.Mektuplarımın sana ulaşıp ulaşmadığını bile bilmiyorum. Ne halde olduğunu bilmiyorum, ne yaptığını bilmiyorum. Geri dönmeni bekliyoruz. Seni çok seviyoruz.
Eylül 1940

Artık dayanamıyorum Harry. Ağlamaktan yoruldum, sensizlikten yoruldum. Mektuplar size ulaşmıyormuş, öyle diyorlar bana. Senin için ölüyorum. Umarım iyisidir.Seni çok seviyoruz meleğim .
Aralık 1941

Gönderdiğim mektuplara cevap gelmiyordu. Harry den haber alamıyordum. Duyurulan her listede adını duymamak için sımsıkı yumuyorum gözlerimi. İsmini duymadığım her gün yeniden yaşama bağlanıyordum. Çok özlüyorum, çok fazla...

Harry nin ağzından
1941
Soğuk rüzgarın pençesinde, denizin kenarında bekliyorduk.
-Harry...
bana seslenen Tommy e doğru çevirdim başımı.
-Bekleyenin var mı?

-Var, dedim boğazımda oluşan yumruyu yutmaya çalışırken

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-Var, dedim boğazımda oluşan yumruyu yutmaya çalışırken.
-Eşim ve 2 yaşında bir kızım var...

Hiç görmediğim kızım 2 yaşında olmalıydı şimdi.

...

1945
Radyoda duyduğum şey uyuşmuş beynime girmekte zorlanıyordu. Savaş, bitmiş miydi? Harry gelecek miydi? Gazetelerde okuduklarım hayal ürünüm değilse eğer bu Cuma geleceklerdi. Karnıma ağrılar girdi.

...
O gün bugündü. Şehirde oluşan telaş, içimde oluşan endişeyle birlikte kızımızla tren garındaydık. Lokomotiflerin gürültülü, yeri titreten sesini duyunca kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Bacaklarıma sarılan Darcy i kucağıma alarak, deli gibi çarpan kalbimi susturmaya çalıştım. Askerler trenden inmeye başladığında gözlerim her yerde aşina olduğum çehreyi arıyordu.
Birden Darcy nin kulağımda çınlanan sesiyle kendime geldim.

"Baba!"

Kucağımdaki yeşil gözlerin nereye baktığını bulmaya çalışırken, gözlerim bize kenetlenmiş bir çift yeşil gözle buluştu.

Biliyorum uzun bir süre oldu yazmayalı, kim kaldı kim gitti bilmiyorum.
Sabırla, inatla bekleyen okurlarıma sonsuz teşekkürler.
Bu bölüm genelde yazdığım bölümlerden biraz farklı. Diyalog şeklinden hikaye tarzına dönüşmüş gibi. Böyle ilk defa yazdım. Tabiki muhteşem olmadığını biliyorum, elimden geldiği kadar denemeye çalıştım.Biraz acemilik eserim gibi o yüzden hatam olduysa affola. Bir dahaki bölümün gelmesi yine uzun sürebilir, canınızı sıkmayın.♡
Yorum atabilirsiniz, duvarıma yazabilirsiniz.

Bu arada yeni  Harry Styles kurgum olan De Clèrambault'a bakarsanız çok sevinirim :)

Tüm sevgilerimle.♥
Umarım beğenmişsinizdir.

♥Umarım beğenmişsinizdir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dream With Harry StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin