KESTANE TADI - Bölüm 7

3 0 0
                                    


AİLE SORUMLULUĞUNDA BAŞARISIZ BAŞLANGIÇ

Kaçış

1961 yılı baharında Adapazarı'na döndüm. Daha önce kiracımız olan Rabiye ablanın kız kardeşi Rahmiye ile ta o zamandan tanışıyor, birbirimizle ilgileniyorduk. Aramızda bir çocukluk aşkı vardı. Şimdi ben 17 yaşımdaydım, Rahmiye 15 yaşındaydı. Görüşmeler, sokaklarda buluşmalar, bazen amcamın kızı Türkan ablanın evinde masum öpüşmeler başladı.

Bir gün sinemaya gittik. Ertesi gün Rahmiye'den dayımın torunu Hatice aracılığıyla, acele buluşma isteği haberi geldi. Buluştuğumuzda Rahmiye'nin suratında izler vardı.

- Babam ilişkimizi ve birlikte sinemaya gittiğimizi öğrenmiş, beni dövdü, dedi Rahmiye.

- Peki, annem yakında gelecek, size göndereyim, seni annenden ve babandan istesin, nişanlanalım, dedim.

Bir süre sonra annem, Rahmiye'nin babası Sabri ve annesi Amire ile görüştü. Ertesi gün Rahmiye, durumun ümitsiz olduğunu, ailesinin bu birlikteliğe olumsuz baktığını söyledi,

- Sen görevini yaptın ama anam babam vermedi. Benim tahammülüm kalmadı. İstersen kaçalım, dedi.

Plan yaptık. Adapazarı ile Karapürçek arasında yolcu taşıyan minibüsün şoförü Ahmet'le anlaştım. Gece, bizi sokak başında bekleyecek ve Karapürçek'e götürecekti. Ücretini ödedim. O gece kararlaştırılan saatte işaretimi verdim ama sabaha kadar beklememe rağmen Rahmiye gelmedi. Çok sinirlendim. Sabaha kadar uykusuz beklediğim için bitkin bir durumdaydım. Yalnız olarak İstanbul'a gidip bir iş bulmayı düşünürken Rahmiye geldi. Özür diledi. Ailesine belli etmemek için uyur gibi yaptığını ama istemeden uyuyakaldığını, uyanamadığını söyledi. Hemen şimdi gitmemizi önerdi. Bütün paramı akşamki arabaya verdiğimden, cebimde bozuk para olarak 450 kuruş kalmıştı. Bu parayla bir araba tutamazdım. Zorunlu olarak otobüsle gitmek için garajlara yürüdük. Bu arada Rahmiye'nin babasının eline geçecek şekilde "Biz Karapürçek'te olacağız" diye bir not yazıp komşu kızı Nazife'ye verdik ve akşam saatlerinde Rahmiye'lerin evine götürmesini istedik. Böylece hem iyiniyetli olduğumuzu göstermiş olacaktık hem de Rahmiye'nin ailesinden hiç kimse o saatten sonra Karapürçek'e gelecek araba bulamayacağı için, biz o geceyi birlikte geçirebilecektik. Akyazı otobüsüne bindik. İki kişi için 3 lira ödedim. Cebimde 150 kuruş kaldı.

Akyazı'da otobüsten inince Karapürçek'e dolmuş olmadığını, taksilerin ise 10 lira istediğini öğrendik. Yürümeye karar verdik. Başka çaremiz yoktu. Karapürçek yolu 10 kilometreydi. 3 saat kadar yürüyüp eve geldik. Annem Eskişehir'e, başsağlığı ziyaretine gitmişti. Babamın ilk eşinin kardeşi olan Eyüp dayının eşi ölmüştü. Evde Nizamettin ağabeyim ve eşi Hüsniye yengem vardı. Bu davranışımızdan ötürü bizi eleştirdiler, kınadılar.

Yemek yedik, geç vakitlere kadar oturduk. Sonra Hüsniye yengem bizi üst kattaki birbirine bitişik iki ayrı odaya yatırdı ve kapılarımızı kilitledi. Ama kapı kilitlerini açtık ve birlikte yattık. Aileleri kabul etmek zorunda bırakmak için birlikte olmayı planlamıştık.

Ertesi gün Rahmiye'nin babası Sabri geldi. Ağabeyimle uzun tartışmalardan sonra, zaman zaman kızına ve bana da bağırıp çağırarak durumu kabul ettiğini, annemin istemesini bekleyeceklerini, evlenmemize rıza göstereceklerini söyleyip Adapazarı'na döndü. Nizamettin ağabeyim, manyetolu telefondan Eskişehir'deki Eyüp dayıyı aradı. Durum anlatıldı ve annemin dönmesi gerektiği bildirildi. Ancak, iki gün sonra Jandarma komutanı beni çağırdı. Akyazı Cumhuriyet Savcısının yakalanıp götürülmemi istediğini, buna muhatap olmamam için savcılığa kendim gidersem daha iyi olacağını söyledi. Doğru Akyazı'ya savcının odasına gittim. Orada, Sabri'nin köyden döndükten sonra bizi şikâyet ettiğini öğrendim. Savcıya durumu anlattım. Evlenmek istediğimi, Rahmiye'nin dayak yemesine son vermek ve evlenme konusunda emrivaki yapmak için kaçmak zorunda kaldığımızı, Sabri'nin yanımıza gelip anlaştığını, sonra da şikâyet ettiğini söyledim. Savcı, en kısa sürede bu işi bitirmemizi ve nikâh yapmamızı önererek beni bıraktı.

KESTANE TADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin