1.Bölüm

439 26 17
                                    

Lucie ve Zayn'in giyindiği kıyafetler, yukarıda bulunuyor. Dilerseniz, bölümü yazdığım şarkı olan Adele - Rolling İn The Deep'i dinleyebilirsiniz. İyi okumalar!

*10 Sene Sonra*

*Lucie Morris*

"Merhaba" dedim acildeki küçük hastama yaklaşırken. Bu sabah, düşüp başını vurduğu için gelmişlerdi. Kıvırcık sarı saçları, büyük kahverengi gözleri ve dolgun yanakları onu çok şirin gösteriyordu. Başındaki annesi ve babası bana baktılar. "Merhaba doktor hanım" dedi annesi. 

"Filmlerini inceledim. Herhangi bir problem gözükmüyor. Son kontrollerini yapalım, taburcu olabilirsiniz" Genç kadın memnun bir ifadeyle gülümsedi. "Tamam hocam" dedi. "Tom, dikişlerini kontrol edebilir miyim?" dedim ona doğru eğilerek. Gülümsedi. "Acıtmayacaksan olur" dedi. Güldüm. "Acıtmayacağım" dedim. Yatağın hemen yanındaki tepsiden eldiven alıp ellerime geçirdim. Başındaki bandı çıkartıp altına baktım. Dikişlerde bir problem gözükmüyordu. Bandı kapatıp doğruldum. Tom, elinden bıraktığı oyuncağını geri eline alıp oynamaya başladı.

Eldivenlerimi çıkartıp çöpe atarken konuştum. "Dikişlerde bir problem gözükmüyor, taburcu olabilirsiniz" dedim annesine dönerek.  Gülerek konuştu. "Çok teşekkürler doktor hanım" dedi. Başımı salladım. "Görevimiz" dedikten sonra Tom'a dönmüştüm ki ellerinin titrediğini, oyuncağının elinden düştüğünü gördüm. Saniyeler içerisinde göz bebekleri yukarı kalkıp vücudu da titremeye başladı.

Hemşireler ve yardımcı asistanlar küçük bedeni tutmaya çalışırken annesinin Tom'a seslendiğini duyabiliyordum. Başının altındaki yastığı alıp yere attım. "Nöbet geçiriyor" dedim. "Hocam ne yapacağız?" dedi Polly çaresizce bana bakarken. "Çabuk 1 miligram Ativan!" diye bağırdım Tom'un omuzlarını  tutarken. Polly koşarak ilacı almaya giderken, annesine döndüm. "Epilepsi'si var mı?" diye sordum. "Hayır yok" dedi kadın eşine sarılıp korkuyla oğluna bakarken. "Nöbet geçmişi var mı?" dedim Tom'u zar zor zapt ederken. Babası başını iki yana salladı. "Yok doktor hanım ne oluyor oğlumuza?" "Bende bunun cevabını bulacağım" dedim. Elinde ilaçla gelen Polly'e baktım.

İğneyi bana verdi. Sol elime alıp Tom'un omzundan sağ elimi çektim. Bir elimle kolunu tutup diğer elimle iğneyi damar yolunun olduğu yere yerleştirdim ve ilacı damara enjekte ettim. Tom'un titremesi anında dururken derin bir nefes alıp verdim. Cebimdeki ışık kaynağını çıkartıp sağ göz kapağını kaldırdım ve göz bebeğine baktım. Aynı işlemi sol gözüne de yaptığımda, göz bebeklerinin olması gereken yere geldiğini gördüm. Göz bebekleri ışığa tepki verdiği için şu anlık iyi olduğunu anladım.

"Ne oldu oğluma? Hani iyi demiştiniz!" diye bağırdı annesi. Annesine dönüp konuştum. "Düşmeyle alakası olduğunu sanmıyorum, testler yapıp ne olduğunu anlayacağız" dedim. Yanlarından ayrılıp acilden çıktım. Polly'de yanımda geliyordu. Yerimde durup mavi gözlerine baktım. "Hastayı CT'ye alın. Sonuçlar çıkınca hemen bana haber ver" dedim. Başını salladı. "Tamam hocam" deyip yanımdan ayrıldı. Ellerimi cebime atıp koridorda yürümeye başladım. Nöbet geçirmek birçok hastalığın belirtisiydi ve asıl sebebi bulmam için tomografi şarttı. 

Hastanenin girişine geldiğimde, kapıda bir çok magazin muhabirinin olduğunu gördüm. Kaşlarım çatılırken, yan tarafımdaki veznede konuşan kızları duydum. "Zayn Malik hastanemize geldiğine göre artık bunlar buradan ayrılmazlar" dedi sarışın olan gülerek. Demek gelmişti. Hastaneye gelmeden önce bile adını konuşturmayı başaran bu doktor çok mu başarılı yoksa çok mu şovmen açıkçası görmek istiyordum.

Telefonumun çalmasıyla dikkatim dağıldı ve telefonu cebimden çıkartıp ekrana baktım. Ablam arıyordu. "Efendim abla" dedim asansöre doğru ilerlerken. "Neredesin sen Lucie?" dedi hafif azarlar tonda. "Hastanedeyim abla nerede olacağım?" dedim bu saçma sorusuna tepkiyle. Asansörün düğmesine basıp gelmesini beklerken bir ileri bir geri adım atmaya başlamıştım.

EMERGENCY ||ZAYLENA||Où les histoires vivent. Découvrez maintenant