"Tanrım bu benim düşündüğüm şey mi?" Heyecanlı sesi tüylerimi diken diken etti. Karşımda deriler içinde, yarı çıplak kadın ve erkek karışık süper ötesi seksi bir ekip vardı lakin benim etkilendiğim tek şey Baekhyun'un sesiydi. Çıldırmış olmalıydım.

Sadece sahne aydınlandığı için yüzünü göremiyordum ama gözlerindeki parıltıyı ve yanaklarındaki kızarıklığı hayal etmem için görmeme gerek yoktu. Böyle halka açık şeylerden etkilendiğini fark ettikçe vücuduma ağır darbeler iniyordu.

"Tam olarak düşündüğün şey." Ritim kuvvetli bir hal almaya başlar başlamaz birkaç dansçı direklere tırmandı. Birkaçı yerlerinde kalıp dans ederken geriye kalan ismi platforma yatıp herkesin aklını başından alabilecek hareketler yapmaya başladı. Etkileyiciydi. Ama nedense benim için bir gösteriden farksızdı. Televizyonda sıradan bir klip izliyormuşum gibi, herhangi bir dans gösterisiymiş gibi. Buradaki gösteriden zevk alan insanların aksine böyle şeylerden etkilenen biri olmayı başaramamıştım.

"Tanrım bu resmen sanat!" Dakikalarca süren performans sırasında Baekhyun'un iltifatı beni güldürdü. Sekse özenen biri oluşu çok işime yarayabilirdi. Birlikte kalmaya devam edebilecek olsaydık.

"Hoşuna gitmiş gibi."

"Senin gitmedi mi? Bu hayatımda gördüğüm en seksi şey!"

"Kalbimi kırıyorsun." Diye takıldım. Ciddiyet payım vardı. Benim hayatımda gördüğüm en seksi şey oydu.

Işıklar üzerimizde göz oyunları yapmaya başladı. Birkaç spot ışığı sürekli müşterilerin üzerinde gidip geldi. Bu insanların duyularıyla oynayıp onları etkilemek için iyi bir taktikti. Bu sayede adamın hala orada oturduğunu görebiliyordum arada. Hoş, bu gösteri burada devam ederken kimsenin bir yere ayrılabileceğine ihtimal vermiyordum.

Müzik daha da hızlanmış, dansçılar daha erotik hareketler yapmaya başlamışken Baekhyun'dan yeniden garip bir ses çıktı. Merakla ona baktım çünkü her şeye rağmen hoşlandığım erkeğin birkaç dansçıdan etkilenmiş olması kaldırabileceğim bir yük değildi. Ona döner dönmez beni kendisine çevirip kollarını boynuma sarmasını da beklememiştim tabii.

"Baek?" Kulağının dibinde mırıldandım.

"Daha fazla izlemene katlanamayacağım." Benim engellenecek bir şeyim yoktu. Asıl benim onu engellemem gerekirken yüzümü kendisine çekmeye çalışarak görüşümü engelliyordu. Bu yaptığı, tatlı kıskançlığı içimi bir kez daha mutlulukla doldurdu ve kollarımı ona doladım. Gidecektim. Kim olduğum bile belli değildi ama beni kıskanacak kadar bana sevgi besliyor olması paha biçilemezdi.

"Orada ne yaptıkları umrumda değil, biliyorsun değil mi?"

"Olsun. Sen yine de bakma." Yüzümdeki gülümsemeyi görmemesiydi iyiydi. Ama görebilseydi eğer böyle şeyler yapmasına ihtiyacı olmadığını bilirdi.

Ona bolca sarılmaya ihtiyacım vardı. Onu hiç durmadan öpmeliydim, kollarıma almalı sevmeliydim. Bu yüzden dakikalarca sarılı kalmamız en ufak bir sorun teşkil etmemişti. Öyle ki bir süreden sonra müziğin ritmine uyarak sallanmaya, onun sırtını okşamaya başlamıştım. Mutluluğun böyle bir şey olduğu kesindi.

Müzik kesilince aramızdaki büyü bozulmuş gibi birbirimizden ayrıldık. Bar yeniden aydınlandı ve göstericiler bizi selamlayıp platformu terk etti.

"Ee, ne yapacaksın öyleyse?" Ben de başından beri Baekhyun'un sorusunu düşünüyordum. Ne yapacaktım? Böyle bir adam nasıl olduğu yerde kalabilirdi, onu nasıl tutabilirdim?

"Bilmiyorum. Bir şekilde adamın dışarı çıkmasına engel olmalıyım." Müzik sesini rahatlıkla bastırabileceğine inandığım bir kahkaha döküldü dudaklarından, merakla ona baktım.

RescuerWhere stories live. Discover now