-🌾🌾🌾-

34 7 0
                                    

  

    

 

    "Eğer benim hayatım üzerine kurulu bir film çekicek olsak (ki düşüncesi bile korkutucu) prodüksiyon aşamasında en önemli bulduğum anıların tamamı kesilip atılırdı. 'Bu epizot gereksiz. Pek fena değil ama çok sıradan..' gibi yorumlarla."
           (Haruki Murakami)




   Benim için hayatımın en önemli anılarından birisiydi. İlk defa birisi benim için bir fedakarlık yapmış ve risk almıştı. Ten benim için ailesine yalan söylemişti.

    Bana ne halin varsa gör dememişti. Aslında o teklifi yaparken bile 'imkansız' diye düşünmüştüm. Kabul etmez.

    Ama Ten saniyesinde "Tamam" demişti. Ben hayatımda ailemden bile sevgi görmemiştim. Belki de bu yüzden onun gerçek sevgisini görmüş olsamda tanıyamamıştım.

     Ten çantasını sırtına taktı ve "Hadi yapalım şunu" dedi. Gülerek "İlk defa mı okuldan kaçıyorsun?"dedim. Başını olumlu anlamda salladı. Bir ilkini benimle yaşıyor olması çok hoşuma gitmişti. O zamanlar Tenin bütün ilklerini bana vereceğini söyleseler yalnızca gülüp geçerdim.

    "Nereye gitmek istersin? Sonuçta ilki olan sensin istediğin yeri söyle"dedim. Güzel dişlerini göstererek gülümsedi ve "Sanki bekaretimi sana veriyormuşum gibi konuşuyorsun. Ama yinede seçim hakkı benimse oraya gitmek istiyorum." dedi. Eliyle okulun arkasındaki dağı göstererek. Okulumuz yurdu olan bir okul olduğu için şehir çıkışındaydı ve arkasında bir ormanlık alan ve dağlardan başka hiçbir şey yoktu. Oraya gitmek istemesi biraz... Garipti??

     Si Yeonun AVM'den başka bir yere gitmek istememesine o kadar alışmıştım ki başka yerler de görmek güzel olacaktı.

      O an aklım Ten'in söylediği şeye takıldı." Sanki bekaretimi sana veriyırmuşum gibi konuşuyorsun." Ten utangaç bir çocuk değildi. Sessizdi ama utangaç değildi. Böyle şeyleri söylerken çekinmezdi ve sexin doğal bir insan ilişkisi olduğunu düşünüyordu. Buda onun yanında daha rahat hissetmemi sağlıyordu.

     Yaptığım kirli şakalara bile karşılık vermeyip yerli yersiz utanan bir sevgili ikonu değildi en azından.

    Bana yolu göstermek için önümden yürümeye başladı. Aslında bazen kafa dağıtmak için buraya gelirdim ama ona bunu söylemedim. Çünkü onu izlemek çok hoştu. Birden" Söylesene Johnny, onu gerçekten seviyor musun?"dedi.

Bu sorunun gerçek cevabını verdim. "Hayır. Onunla sadece zaman geçiriyorum."
"Ama bu çok adice. Bence bu yüzden onunla ödeşmişsiniz. Kızmaya hakkın yok." dedi. Aslında haklıydı. Ama bunu ona asla söylemedim çünkü ona erkeklerin kızları kafalarında adilik kaldırabilecek, varlığıyla yokluğu bir olan ve hata kaldırmayacak, yokluğunun mahvedeceği kızlar olarak ikiye ayırdığını açıklayamazdım. Bunun için fazla masumdu.

   "Sen öyle diyorsan..." dedim büyük bir kabullenmişlikle. Ten sevimli bir çocuktu kendiside bunun farkındaydı ve bu sevimliliğini de kullanmaktan hiç çekinmiyordu. Bu yüzden de fikirlerine karşı gelmek zordu.

"Baksana Ten"dedim. "Ruh eşlerine inanır mısın?"
"Aslında inanıyorum ama onu bulmanın her şeyden zor olduğunu düşünüyorum."dedi.
Ve ekledi " Soru sorma sırası bana geldi. Şimdide sen cevapla. Bugün ne oldu? Niye bu kadar çok sinirlendin? Ve beni niye yanında istedin?"

     Yüzüne baktım ve doğruları söyledim."Çünkü beni anlayabilecek ve beni sakinleştirebilecek başka kimse yoktu."
"Tamam. Diğer sorularıma cevap vermene gerek yok sadece o kız sana ne yapmış olursa olsun şunu bil ki, o seni hak etmiyor." derin bir nefes aldı ve oradaki bir ağacın gölgesine oturup " Sen göstermeye çalıştığından çok farklı birisin. Aslında sanata çok yatkınsın ve ince bir ruhun var ayrıcada açık fikirlisin. Sadece bir pislik gibi davranıyorsun çünkü hayatın boyunca kimse sana başka türlü davranmamış."dedi.

   "Ten" dedim ve "Benimle buraya neden geldin?" diye ekledim."Çünkü çağırdın."dedi. "Hayır, ben gerçekten neden geldiğini bilmek istiyorum." dedim.

Bir süre yüzümü izledi ve "Çünkü yalnız kalmak ne berbat bir şey bilirim." dedi.

    O ana kadar öz annemden bile şefkat görmemiştim  daha onbir yaşımdayken beni yatılı olarak okutmaya başlamışlardı, o zamandan beri de ailemi tatiller dışında hiç görmüyordum bu yüzden söyledikleri çok garibime gitti. Beni düşünmüştü, beni umursamıştı. Bende biraz onu düşünmeliydim, bu yüzden "Kalk hadi yoksa geç kalacaksın." dedim.

    Okulumuz dağ başında olduğundan buraya otobüs uğramıyordu Tenle beraber ilerdeki hastane kavşağına kadar otostop çekmem gerekiyordu. Ten her ne kadar bir erkek olsa da çok güzel bir erkekti ve en az bir kız kadar korunmaya muhtaçtı. Bu yüzden onunla beraber durağa kadar gittim ve kendisine bir yer bulup oturmasını izledim.

   Otobüs kalkış için hazırlanmaya başladığı zamanda ona el salladım. İçerde oturmuş o küçük ellerini bana hızla sallıyordu. O gittiğinde içimde var olan tüm huzur da gitti.

Sanırım ben gerçektende sevgiye aç pisliğin tekiydim...

     

BACK TO UWhere stories live. Discover now