ZENGİN VE ŞIMARIK BIR SLYTHERİN

2.1K 132 121
                                    

Sonra ki saatler gergin geçmişti Harry ve Draco, Lily Potter'dan baya bir azar işitmişti. Fakat Harry annesine yalandan bir sarılma verdiğinde Lily yumuşamış ve oğlunu bırakmamak için çaba sarf etmeğe başlamıştı. Ve Harry yaptığından pişman olarak geç kalacağını söylemiş ve son bir veda ettikten sonra Draco ile trene binip boş bir kompartıman da oturup beklemeye başlamıştı.

Weasley'ler ayrı bir meseleydi hepsi Ron'a ve Hermione'ye olanı duyunca sinirden köpürmüştü. Ve Molly Weasley nedensizce Harry'den nefret etmeye başlamıştı. Ve Harry hakkında konuşurken yakalanmaması gereken birine yakalanmıştı.

"O çocuk ne yapıyordu öyle, şu hani Seherbazlar Başkanı'nın oğlu. Sizi mi izliyordu, hani tren görmüş öksüzler gibi" Mrs Weasley oğlunun burnundaki kanı sildikten sonra sinirle sormuştu.

"Mrs. Weasley..." Hermione onları duyan James'i görünce Molly'i durdurmaya çalışmıştı fakat iş işten geçmişti. James Potter oğlu hakkında söylenenleri duymuştu ve sinirden kıpkırmızı olmuş bir suratla sıkılı dişler arasında onlara doğru geliyordu.

"Pardon?!" James büyük bir sinirle Molly'e sordu.

Molly arkasına döndü ve gördüğü yüzle affalladı. Fakat konuşmaya devam etti. "Ne pardonu? Gerçekleri söylüyorum. Oğlunuzun fazla şımartılmış zengin çocuklardan farkı nedir acaba." Molly sordu sinirle.

"Molly..." Arthur Seherbazlar Başkanı'nı daha fazla kızdırmak istemeyerek karısını uyarmaya çalıştı.

"Tamam zengin olabiliriz ama biz özelliklede oğlum asla parasıyla veya geri kalan mal varlığıyla övünmez." James sinirle iç geçirdikten sonra söyledi.

"Ohh öyle mi? O yüzden zaten Harry Potter ismi bu kadar ünlü. Ve ayrıca onun bir Slytherin olduğunu düşünürsek oğlunuzun yaptığı gayet normal." Molly kendini tutamayan her şeyi söylüyordu.

James apaçık konuşamaz hale gelmişti. Ağzı bir şeyler söylemek için açıp kapanıyordu fakat yapamıyordu konuşmaya gücü yoktu ilk defa biri oğlunu Slytherin olduğu için suçluyordu. Hemde daha oğluyla doğru düzgün göz teması bile kuramayan biri.

"Ne?.." James karısının fısıltı sesini duyduktan sonra anında arkasını döndü. O da öğle şaşırmış görünüyordu ki gözleri dolmaya başlamıştı.

Herkes susmuştu Molly yaptığından pişman görünmeye başlamıştı. Ve etraftaki herkes Lily'e bakıyordu. Hogwarts'ın iksir profösörune. Hermione, Ron ve Ginny'nin ağızları resmen açılmıştı. Harry Potter ismini elbette duymuşlardı fakat nasıl bir olduğunu bilmiyorlardı. Ama şu an anliyorlardı ki ailesi tarafından çok seviliyordu.

"Hayır! Benim oğlumla ilgili bu şekil de konuşmaya hiç bir hakkınız yok Mrs Weasley. Hemde onu tanımıyorken."Lily belirtti. "Ve ayrıca Slytherin olmak kötü bir şey değil. Biz oğlumuzla gurur duyuyoruz o çok iyi yerlere gelecek. Sizlerin ne dediği hiç bir zaman umurumuzda olmadı şimdide olmayacak."

James'i de peşinden sürükleyerek geride kalakalmış bir aile bıraktı ve gitti.

《~》

Pansy her yerde arkadaşlarını arıyordu Harry'i ve Draco'yu. Fakat hiç bir yerde bulamıyordu en son kendi için boş kompartıman bulmaya başladı ama onu da bulamadı. Ve en son pes ederek bazı dolu kompartımanlarda oturmak için izin istemeye başladı.

"Şey... pardon boş kompartıman bulamıyorum oturabilir miyim?" Karşısındaki üçlüğe utangaçlılkla sordu.

Hermione, Ron ve Ginny şaşırarak baktılar bir Slytherin hemde az önce kavga ettikleri çocukların en yakın arkadaşı bir Slytherin. Onlardan yanında oturmak için izin istiyordu.

Hermione, Ron bir şey demeden cevap verdi. "Şey..tabi lütfen buyrun" dedi yanını işaret ederek.

Pansy içtenlikle gülümseyip teşekkür ettikten sonra turuncu kafalı bir çocuğun tam karşısına oturdu.

Rahatsızlıkla etrafına baktı ve kendini tanıttı." Ben Pansy Parkinson. Ama arkadaşlarım genelde bana Pans der." Dedi.

Ron buna daha bi sinirli göründü.
"Arkadaşların derken Malfoy ve Potter'dan mı bahsediyorsun."

"Eee...evet... Neden ki?"

"Çok kötü arkadaşların var da ondan." Ron tiksintiyle söyledi.

"Ne! Hayır. Onlar gayet te iyi." Hemen arkadaşlarını savunmaya geçti.

"Oh hadi ama bana o salakları anlatma. İğreniyorum."

"Sen...sen... nasıl...n-nasıl bir insansın yaa. Onları tanımıyorsun bile!" O kadar sinirlenmişti ki her an ağlayabilirdi.

"Ben nasıl bir insan olduğumu biliyorum. Ama onların insan olduğundan şüpheleniyorum."

Tam o anda kompartıman kapısı açıldı ve Harry içeri göz gezdirdi Pansy'i görünce rahatlıkla gülümsedi. "Her yerde seni arıyordum Pans." Sonra kızın üzgün suratını ve gözünde birikmiş yaşları gördü. Ve hemen kızın önünde eğilerek korkuyla ona bakmaya başladı. "Pans? Sen..iyi misin?"

Pansy'i sinirle başını salla dı ve ayağa kalktı. Harry'nin de dikleştiğini gördü.

"İyiyim ben gidelim mi? Az önce sizi arıyordum."

Harry kızın eşyalarını almaya uzandığını görünce hemen onu durdurdu. " Ben onları alırım Draco seni bekliyor. Sen sonlara doğru ilerle ben sana yerişirim."

Kız başını salladı ve arkasına bile bakmasın çıktı.

İşte Harry o zaman karşısında ki insanların kim olduğunu fark etti. Hepsine rahatsızlık la baktı fakat bakışı biri üzerinde durdu. Kızıl saçlı, açık kahverengi gözleri olan güzel mi güzel bir kız. Harry kızın güzelliği ve saf görünüşü karşısında affalladı fakat hemen kendisini toparladı.

"Şey...Ben özür dilerim." Söyledi.

"Ne?" Dedi şaşkınlıkla Ron.

"Draco adına, onun adına özür dilerim. Aslında kavga hakkında hiç bir fikrim yok yani konuyu bilmiyorum. Draco söylemiyor ve onunda asla kimseden özür dilemediğini bildiğim için...Özür dilerim." Söyledi rahatsızlıkla.

Herkes şaşırmıştı az önce ki Molly ve James'in tartışmasından sonra. Gerçektende çocuğun zengin şımarıklığında olduğunu düşünmüşler di. Ama şimdi çocuk  onların önünde durmuş özür diliyor du. Hem de arkadaşı adına. Hiç kimse ne diyeceğini bilmiyordu bir kaç sessiz dakikadan sonra içeri Lily girdi.

"Merlin aşkına Harry! Her yerde seni arıyorum arkadaşların burda olduğunu söylemişlerdi. Ne yapıyorsun burda." Oturan üçlüğü gördukten sonra sordu.

"Hiç. Hiç bir şey sadece Draco adına özür diliyordum. Önemli bir şey degil"

Lily oğluna gururla gülümsedi.

"Pekala şimdi sen benimle geliyorsun ve ben de sana bende kalan eşyalarını veriyorum." Söyledi.

"Tamam geliyorum." Annesi çıktıktan sonra. Pansy'nin eşyalarını aldı. Ve son kez kızıl güzele baktıktan sonra dışarı çıktı ve geride şaşkınlıktan ölmek üzere olan 3 Gryffindor bıraktı.

Evet sayın okurlar bölüm nasıldı?

Bu bölümden öğreniyoruz ki Harry'nin ailesi onun bir Slytherin olmasını takmıyor aksine onunla gurur duyuyor. Ayrıca Pansy'nin fazla duygusal olduğunu da bilmenizi isterim. Ehh bu kadardı.

Umarım beğenirsiniz.

Veee Tanrım!! Tamı tamına 919 kelime.

Çok yazdım neyse hadi Adios.😊😊

İMKANSIZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin