"Yardım etmeye çalışıyorum."

"Hangi hakla?" Dediğimde "Yorgun gözüküyorsun uyumak ister misin?" Dedi. Kaşlarımı çatarak suratına baktım. "Ciddi olamazsın."

"Gayet ciddiyim."

"O gerçekten öldü mü?"

"Evet öldü."

"Peki ya biri gördü mü? Evden çıkarırken felan?"

"Bilmiyorum." Dediğinde gözlerimi irice açtım.

"Ne demek bilmiyorum?"

"Lina ne yapsaydım? Adam öldürmekten bahsediyoruz burada."

"Ama eğer biri gördüyse hapse girersin."

"Ne?" Dedi afallamış gibiydi. "Beni mi düşünüyorsun sen?" Bense söylediğim sözleri yeni idrak edebilmiştim.

"Benim yüzümden adam öldürdün tabiki seni düşüneceğim." Dedim ve ayağa kalktım. "Nese ya gerçekten ben yorgunum sen git, biraz uyuyacağım." Diyerek arkamı döndüm ve merdivene doğru yürüdüm. Arkama baktığımda bana bakıyor olduğunu farkettim.

"Teşekkür ederim." Diye fısıldadım. Neden ve ne için yaptı bilmiyordum ama eğer o olmasaydı kim bilir ben şu an ne haldeydim. O adam benim peşimi asla ama asla bırakmazdı. Belki de daha kötü şeyler yapardı.

Odama girdikten sonra kapıyı kapadım ve üzerime rahat bir pijama takımı giydikten sonra yatağa yattım.

Bilincim yavaş yavaş gelirken, uykumdan uyanmamın sebebini anlamaya çalıştım. Mirza'yla dip dibe olduğumu farkedince gözlerim irice açıldı, onunsa gözleri normal bir şekilde açıldığında bakışları ilk önce irileşmiş irislerime odaklandı sonra ise dudaklarıma kaydı. Ne yapacağımı şaşırıp hızla geri çekilirken yataktan düştüm ve kolumun ve bacağımın acısıyla çığlık attım.

"Ah sakar şey seni." Deyip yanıma geldi ve kucağına aldığında acılarıma aldırmadan bağırdım.

"Pardon bir anda seni görünce korktum."

"Özür dilerim haklısın girmemem gerekiyordu."

"Sorun değil yani aslında sorun." Dedim beni yatağa bırakırken. Yanıma oturduktan sonra kollarımdaki sargılara baktı.
"Bu halde seni tek bırakmaya hiç içim el vermiyor?"

"Ben iyiyim merak etme."

"İyi ol ama içimde bir huzursuzluk var." Dediğinde gözlerimi kıstım.

"Bana da olur genelde pek takmamak gerekiyor."

"Peki sen uyu ben gideyim kapıda nöbet tutayım olur mu?" Dediğinde güldüm. Benim düşmanım falan yok Mirza, beni kimden koruyacaksın?

"Bilmiyorum kızım işte huzursuzum anlasana."

"İyi peki ama sabah koruma parası istersen vermem haberin olsun." Deyince gülerken bir anda kapının hızla açılmasıyla yatakta geriledim.

Mirza da kapıdan tarafa dönmüştü, önümüzde bir adam belirmişti. 37'li yaşlarda oldukça beyaz tenli siyah saçlı biriydi.Adamın elinde silah vardı ve ucu bana dönüktü.

Bu adam o pisliğin kardeşiydi. Onlara gittiğimizde bu adam da vardı. Adı Yusuf'tu.
Mirza, Yusuf'a temkinli adımlarla yaklaşırken bir yandan da konuştu.

"Sen de kimsin?" Adam namlunun ucunu benden çekip Mirza'ya doğrulttuğunda bir an korktuğumu hissettim. Benim yüzümden ona bir şey olmasını asla istemiyordum.

"Seni gördüm, onu ikiniz öldürdünüz."
Onu ikimiz öldürdük, evet en doğru tabir buydu sanırım.

"Haketti o orospunun evladı." Dediğinde gözlerim kocaman açıldı bu adam ne yaptığını sanıyordu böyle? Yaptığı akıl işi değildi, adamın elinde silah vardı ve söylediği şey ne kadar mantıklıydı? Resmen kendini vurması için gaza getiriyordu.

"Ne diyorsun lan sen puşt." Dediğinde kaşlarımı çatıp ayağa kalkmaya çalıştım.

Adam biraz geriledi ve yanıma doğru gelmeye başladı. Yine bir vazo aldım elime ve ona tuttum, abi adam tetiği sıksa geberecektim elime aldığım şeye bir bakın.

"Ne o beni de mi vazoyla öldürmeye çalışacaksın?" Dediğinde kaşlarım tekrar çatıldı adam ise bir bana bir Mirza'ya bakıyordu. Dengemin bozulmasıyla vazoyu düşürdüm. Anılar beynime hücum etmişti beni kolunun altına alıp alnıma silahı dayamıştı.

"Sen? Senin de canının yanması güzel olabilir." Dedi Mirza'ya bakarken. Bende ona bakıyordum. İçimde en ufak bir korku yoktu.

"Ona zarar verirsen senin ecdadını sikerim." Dediğinde ettiği küfürle yüzümü buruşturdum. Adam pis bir şekilde kahkaha attıktan sonra silahı alnımdan çekip koluyla tuttu beni. Diğer koluyla da sargıda olan kolumu sıkmaya başladığında daha iyileşmemiş yaralarım acıdı o kadar çok fazla sıkıyoru ki dişlerimi birbirine bastırdım hayır ona istediğini vermeyecektim. Beyaz sargı kırmızı olduğunda gözlerimi kolumdan çekip Mirza'nın gözleriyle buluşturdum. Çenesi kaskatı olmuş bir koluma bir de adama bakıyordu. Dişlerini o kadar çok sıkmıştı ki bir an kırılacaklarından korktum.

"Bırak onu!"

"Hani ona zarar verirsem ecdadımı sikecektin? Bak zarar veriyorum." Deyip biraz daha sıkılaştı kolumu sıktığı eli dayanamayarak acıyla inledim.

Mirza dayanamamış olacak ki üstümüze doğru yürümeye başladı. Yusuf elini elimden çekip kolunu boynuma getirdiği silah olan elini ise Mirza'nın üzerine sabitlenmişti, büyük bir gürültü koptuğunda gözlerim açıldı. Tam zamanı diye düşünüp tüm gücümle öne doğru itildim sonra ise geri doğru. Dengesi bozulan adam komodinin üzerine düştü. Oturur pozisyona geçtiğinde alçılı kolumla silahı yere doğru itip yanından çıktım ve öbür tarafa düşen silahın yanına gittim. Elime silahı aldığımda yerden kalkamamıştım. Yorgun olan bedenim kımıldamamı reddediyordu resmen.

Onlara baktığımda Mirza, Yusuf'un suratına ardı ardına yumruklar geçirirken Yusuf  ayağa kalkmaya çalışsa da Mirza adamı tutup duvara yapıştırdı boğuyordu onu gözü hiç bir şey görmüyordu resmen. Koluna ise kurşun girmişti.

"Senin ecdadını da sikeceğim orospu çocuğu ona dokunan parmakları ben kırarım." Deyip kafasını Yusuf'a gömdü. Sonra parmaklarını tutup teker teker kırdı. Kırılma sesleri kulağıma kadar ulaşırken ürpermeden edemedim. Bu adamda çok pis güç vardı.

Yusuf burnu kanarken diğer eliyle cebinden çıkardığı şeye bir şey döküyordu.Mirza'nın bakışları diğer taraftaydı hemen ona bağırdım.

"Mirza dikkat et, bez." Dediğimde arkasında olan bana döndü.

Gözlerim kocaman açılmış arkasına dönerken Yusuf, işinin bitmesiyle bezi Mirza'nın burnuna doğru getirip bastırdı. Mirza yumruklarını sıkmış arkasını dönmeye çalışırken, etkisini gösteren bez ile yere yığıldı. Yusuf onu ayağıyla kenara itip yanıma geldi.

Yerden kalkmaya çalışıyordum aptal bedenim bana itaat etmek yerine karşı çıkıyordu. Geri geri sürünerek gittiğimde adam üstüme çökmüş, boğazımı sıkıyordu elleri. Kolumun acısıyla silahı kaldırmaya çalıştım. Olmuyordu nefes alamıyordum. Kıpkırmızı olmuş suratımla ona bakmaya devam ettim. Gözlerindeki öfkeye bakarken başka bir şey daha dikkatimi çekmişti, o adamın gözleriyle aynı renkte olan gözleri beni de öfkelendirmişti ve biraz daha gayret edip silahı nihayet elime alabilmiştim. Adamın karnına tutarken gücümün kalan kısmını kullanarak düşünmeden tetiği çektim.

Bölüm Sonuuu sizce nasıl bir bölümdü?
❤️

MEYUS(Ara Verildi)Where stories live. Discover now