Bölüm 1

8K 629 34
                                    

Çağ yaşadığı şoku henüz atlatamamıştı. Arkadaşının ona böyle bir oyun oynadığına inanmak istemese de bütün bunların gerçek olduğunu biliyordu. Asya ile havuz başında yaptıkları konuşmayı çok net hatırlıyordu. İşlerin yoğunluğundan ve kendine vakit ayırmadığından şikâyet etmiş iç çekerek "Keşke ıssız bir adada tek başıma geçirebileceğim bir günüm olsa" demişti. O zaman bile Asya'nın bir şeyler çevireceğini anlamalıydı. "Bu isteğini gerçekleştirmek çok kolay" diyen arkadaşı onun için planlar yaparken Çağ kahkaha atarak "Şirketi bırakıp hiçbir yere gidemem Asya. Artık kendime ait tek bir saniyem bile yok" demişti.

Ayağında hissettiği sızıyla inledi. Adam kafasını kaldırıp ona baktıktan sonra kafasını tekrar eğerken "Kötü incitmişsiniz" dedi. Adamın parmakları teninin üstünde ustaca geziyordu. Daha önce birçok defa bu tür yaralarla ilgilendiği belliydi.

Yüzünü buruştururken "O sürdüğünüz ne?" diye sordu. Adam bileğine ince bir kumaş parçası sardıktan sonra ayağa kalkarak "Ağrınızı hafifletecek uyuşturucu bir bitkiden yapılma merhem" diye açıkladı. Çağ kafasını kaldırmış adamın yüzüne şaşkınca bakıyordu. Saçı ve sakalı uzundu. Çoğu insanı barbar gibi gösterecek olan tarz bu adama yakışmıştı. Hatta haddinden fazla yakışmıştı. Adamın yeşil gözleri sanki neşeyle parlıyordu.

Çağ gözlerini kırpıştırıp kafasını eğdi. Ayağına bakarken düşüncelerini toplamaya alıştı. Tekrar kafasını kaldırdığında vücudunu dikleştirerek "Adınız neydi?" diye sordu.

Adam hala ilgiyle ona bakıyordu. O adını sorunca "Ah size kendimi tanıtmadım" diyerek elini tişörtüne silip "Ares Kosta" diyerek ona uzattı. Çağ adamın merhemli ellerine baktı. Elini tişörtüne silmişti ama hala merhem kalıntıları oradaydı. Tedirginlikle elini uzatıp sıkarken "Çağ Laçin" diyerek kendini tanıttı.

"Biliyorum" diyen adam elini kuvvetli bir şekilde sıkıp bırakarak ellerini beline yerleştirdi. "Bana bir program vermeniz gerekiyor Çağ Hanım" dediğinde Çağ anlamayarak adamın yüzüne bakmıştı.

Ares iç çekerek "Buraya gelenler genelde rahatsız edilmek istemeyen insanlardır. Bunun için bir program oluşturuyoruz. Yemek saatlerini ve temizlik saatlerini siz belirliyorsunuz. Bende o saatler haricinde eve gelmiyorum" diye açıkladı. Kızın hala yaşadıkları karşısında şaşkın olduğunu fark etmişti. Henüz neler olduğunu kavrayamamıştı.

Çağ da derin bir nefes alırken "Bakın bence siz beni anlamadınız. Ben burada kalmayı düşünmüyorum. Hemen geri dönmem gerekiyor. İki hafta burada telefon ve internet olmadan yaşayamam" dedi. Sona doğru sesi telaşla yükselmişti. Çağ biran iki hafta boyunca ona ulaşmak isteyip ulaşamayan iş ortaklarını ve asistanını düşündü. Aklını kaçıracak gibi olurken "Bu imkânsız" diyerek kafasını iki yana salladı. Nefesi sıklaşmış başı dönmeye başlamıştı.

Ares onun bu kadar telaş yapmasına gülmek istese de kızın ciddi bir şekilde strese girdiğini fark ettiğinde bir bardak su doldurup ona uzattı. Çağ suyu minnetle kabul ederken bardağı kafasına dikti. Boş bardağı geri uzatırken "Beni anladınız mı?" diye sordu.

Ares gülümsedi. Karşısındaki bu iş koliğe burada iki hafta geçirmek zorunda olduğunu anlatmak hiç kolay olmayacaktı. Kafasını sakince onaylarcasına salladı. Dudakları düz bir çizgi olurken "Ben sizi çok iyi anladım ancak siz beni anlamadınız" diyerek tane tane konuştu.

Ellerinin önünde birleştirip kıza doğru hafifçe eğilirken "Üzülerek söylüyorum ki iki hafta burada kalmak zorundasınız" dediği an kız öfkeyle ayağa fırladı.

Ares'in Çağ'ı (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now