19 / sarmaşıklar doladı kalbimi (büyük final... mi?)

Start from the beginning
                                    

Atlas hemen konuşmadı. Sonra, "Öyle bir yere kapatılma fikri bile hoşuma gitmiyor," dedi.

"Atlas! Sana yemin ederim Necati Abi seni en iyi doktorlara emanet edecektir. Ben her gün ziyaretine gelirim, yani eğer ziyaret edilebiliyorsa. Birkaç ay dayanmalısın. Buna değer."

Atlas ona baktı. "Bunu düşüneceğim... Senin için."

Irmak gülümsedi. Onu sonunda ikna edebileceğine inanmıştı. "Bunu her şeyden önce kendin için yapmalısın." Parmağıyla onu çıplak göğsünden ittirdi.

Atlas yaklaşıp onu öptü.

"Sana bundan sonra da Atlas desem olmaz mı? Ahmet kulağıma hala çok yabancı geliyor."

Atlas gözlerini kırptı. Şaşırmıştı. "Bana nasıl hitap etmek istiyorsan onu söyle."

Böylece Ahmet tekrar Atlas oldu.

Irmak artık yalnızca ona değil, ona ait her şeye de farklı bir gözle bakmaya başlamıştı. İşte şuradaki pantolonu, askılıktaki giysileri, kitapları, nostaljik radyosu, küçük dünya topu, duvarındaki Marilyn Monroe posteri, kitaplık raflarında duran tam sıralı Dylan Dog çizgi romanları, jazz CD'leri, eski Yeşilçam şarkıları, hatta yatak örtüsünün üzerinde bulduğu kıvrılmış küçük bir tüyü bile artık ona eskisinden daha farklı, işin aslı daha heyecan verici geliyordu. Tüm bunlar Atlas'ın zihninin yansımalarıydı çünkü artık, birdenbire o hali almıştı tüm eşyaları, odadaki her şey her an ondan bir mesaj verir gibiydi. Öncesinde yalnızca sevdiği çocuğa ait olan bu gibi şeyler, şimdi çok daha gizemli birinin yaşamından izler ve imalar taşıyor gibiydi. Oysa yerde şu değil bu açıyla duran bir çorabın ne gibi bir anlamı olabilirdi, ama işte Irmak için artık öyle değildi.

"Beni affettin mi?" dedi Atlas. "Tüm bunları sana en başından söylemem gerekirdi..."

"Seni affetmek mi?" diye yanıt verdi Irmak. "Mesele aşk olduğunda, affedilecek bir şey söz konusu değildir."

Atlas'ın şaşkın bakışları altında yataktan kalkan Irmak içerideki portmantoya gitti ve boranın üstünden aldığı hediye paketiyle geri döndü. Atlas elindekinin ne olduğunu bilmeyerek onu izliyordu.

"Al bunu aç."

"Ne bu?" dedi Atlas paketi elinden alırken.

"Küçük bir hediye."

Atlas merak içinde paketi açtı –kurdelesi çıplak ayaklarının tam üstüne düştü– ve içindeki tişörtü çıkardı, havaya kaldırarak, "I am not perfect but I am limited edition" diye okudu.

"Yazar olacaksan, bunun gibi bir şeyler giymelisin," dedi Irmak.

Atlas ona bakıp bir şey söylemeye hazırlandı, ama tam o sırada çalan kapı zili o sihirli an'ı sonsuza dek böldü. 

"Kim ki?" 

Irmak geceliğini giyip açmaya gitti. Gelenler olsa olsa Necati veya Efe olurdu... Ama... Kapıdaki arkadaşı Aslı'ydı.

"Aslı?" diye fısıldadı. "Burada ne işin var?"

"Çifte kumrular ne yapıyor bakalım?" dedi Aslı, Irmak'ın sessiz konuşmasının aksine, Atlas'ın içerideki yatak odasından bile duyabileceği kadar neşeli bir sesle.

"Buraya niye geldin?"

O sırada içeriden Atlas geldi. Aslı'yı görünce huysuzlaşmış gibi Irmak'a dönerek, "Neler oluyor?" diye sordu. O an Irmak nedense, kötü bir şekilde, Cem'i bayılttığı gece oraya gelip de kapıda Atlas ve Aslı'yı birlikte gördüğü akşamı hatırladı. Ve bundan –bir anı olsa bile– hiç hoşlanmadı.

Mürekkep Kokunu İçime Çektim (2017-2018, 19 Bölüm, Tamamlandı)Where stories live. Discover now