Bölüm 2

3.2K 271 173
                                    

Keyifli okumalar! ❤️🕊
Satır içi yorum yapın ❤️😻

***

Bahar küçük kızın söylediği şeyle dönüp kalmıştı.

"Anlamadım, ufaklık?"

Küçük kız dudaklarını büzdü.

"Biliyor musun, benim de annem beni hiç sevmiyor. Sevseydi bırakıp gitmezdi, beni, babamı. Hoş babam işe gittiğini söylüyor, ama benim ondan soğumamam için, üzülmemem için söylüyor biliyorum. O beni de, babamı da sevmiyor."

Diyerek küçük kız göz yaşlarına boğulduğunda, Bahar onu kendine çekti. Sımsıkı sarılıp, saçlarını okşadı. Bir yandan elinle nazikçe kızın göz yaşlarını sildi.

"A-a? Babalar yalan söyler mi hiç? Annen gerçekten işe gitmiştir, gelecek sana. Ağlama, ufaklık."

"Hayır, gelmeyecek! Ben onu çok bekledim biliyor musun? Hatta onu gökyüzüne gitti dedim, fakat babam bunu tersledi. Artık ben beklemek istemiyorum.. Ben anne istiyorum, abla... Lütfen, benim annem ol, lütfen. Uslu kız olacağım, söz. Yaramazlık yapmam, hep seni dinleyeceğim, ama lütfen annem ol...",- dedi kız, ve Bahar'a sımsıkı sarılarak kafasını omuzuna gömdü.

Bahar gerçekten o kadar çok şaşırarak kalmıştı. Ne yapacağını, kıza ne diyeceğini, nasıl davranacağı bilmiyordu. Şu an karşısında kendisi gibi kırık kalpli bir küçük kız vardı, ve ondan annesi olmasını rica ediyordu... Belki şu an tek yapacağı şey kıza sarılmaktı. Ne konuşmaya, ne başkaya ihtiyacı yoktu.

"Sen anneler gibi kokuyorsun...",- dedi küçük Bahar'ın boynuna burnunu koyarak.

Bahar kaşlarını çattı. Anne gibi kokmak neydi, anne kokusu nasıldı o da bilmiyordu...

"Arkadaşım Elif'in annesine sarıldım bir günü. O an onun kokusunu duydum, ve hiç bir zaman o kokuyu koklamadım. Ya babamdan, ya da teyzem, ablamlardan... O bir anne kokusuydu... Ve şimdi sen de anne kokuyorsun..."

Genç kız ne diyeceğini bilemedi o an. Gittikçe zor durumda bırakıyordu bu ufaklık onu. Kızın saçlarını kocaman-kocaman öperek, yüzünü boynundan ayırdı. Kömür gibi siyah gözlerine dikti kendi çekik gözlerin.  Gözlerindeki o kırıklığı göre biliyordu kızın. Çünkü kendisi de hala tatıyordu bu kırgınlığı...

"Adin ne senin, ufaklık?"

"Masal. Senin?"

Bahar gülümsedi.
"Bahar.. Bak, kuzum, sen beni zor durumda bırakıyorsun..."

Bahar sözlerini devam edemeden kız sözünü kesti, bağırarak konuştu, içindeki bunca yılın öfkesini, acısını:
"Ama benim anneye ihtiyacım var!"

Bahar kızın yüzünü okşadı, yanağına öpücük kondurdu.

"Bak, ufaklık, senin annen belli ki uzak bir yere işe gitmiş, bu yüzden gecikiyor. Ama gelecek bak, benden daha güzel anne olacak sana. Onun kokusu benim kokumdan daha güzel. Seni herkesten çok sevecek, doyasıya sarılacaksın ona. İnan bana..."

"Ya gelmezse?"

Bahar tebessüm etti, içi yanarken bile, gülümsedi:
" Gelecek bak, söz veriyorum. Baban da yalan söylemez sana."

"Tamam... ama sana sadece bir sebeple inanacağım..."

"Dinliyorum?"

Bana da anne olur musun? #Wattys2018 | BittiWhere stories live. Discover now