TEHLİKENİN KENDİSİ

Bölüm 2

Bu o. Hala inanamadığım için şaşkın ve sersemlemiş bir halde ona bakıyordum. Bu affallamış halimi Josh fark edip, elini omzuma koydu.

"İyi misin bebeğim?"

"E-evet."

Diye kekeleyebilmiştim ancak.Yavaş adımlarla buraya yaklaşıyordu,yanıma doğru geliyordu.

"Selam." dedi soğuk bir sesle.

"Sen burada ne arıyorsun?"

"Kiminle konuştuğunu unutma." diye fısıldadı kulağıma.

"Hey dostum sen de kimsin?"

"Aaron." Net bir ifadeyle karşılık verdi Josh'a.

Bu adam tam bir psikopat. Siyah saçları,buz mavisi gözlere sahip. Kirli sakalları ve  kaslı olan kollarında da  dövmeleri var. Gerçekten seksi birisi. Ama bu kadınları cehennemine çektiği yanı.

-------------

"Aaron, anlaşma yapmıştık. Lütfen rahat bırak artık bizi."

"Evet Mia bir anlaşma yaptık ama bu anlaşmayı istediğim zaman bozarım. Unuttun mu?"

"Ne istiyorsun?"

Aaron'dan ses çıkmadı, salonda gezinip komidindeki çerçevelere bakmaya başladı. Eline Roulette'nin olduğu çerçeveyi alıp uzun uzun baktı.

"İstediğim şey ortada, Roulette. " dedi her zamanki net ifadesiyle.

"Bundan benim kârım ne olacak?"

"İstediğin hayatı yaşamanı sağlayacağım."

"Anlaştık Aaron, eve ne zaman gelir bilmem, umrumda da değil zaten. Bulduğun zaman senindir o."

-----------------

Kolunu belime koyup hafifce fısıldadı kulağıma, "Gidiyoruz güzelim."

Josh'a biraz beklemesini söyleyip hızla ilerledim, bizi duyamıyordu ama görüyordu.

"Hayır, lanet olsun gitmeyeceğim hiç bir yere!"

"Zorluk çıksın istemezsin ve şu masadaki çocuktan da kurtul ,hemen!"

"Benden ne istiyorsun?"

"Seni."

Korkmuştum, buz mavisi gözlerini gözlerime dikip uzun süre baktı.Gözünde hiç bir şey göremiyordum nefret, kin hiç bir şey. Hissizleşmiş gibi daha çok.

"Hayır bu kez istediğini alamazsın."

Dedim kararlı bir şekilde, buna hakkı yoktu.

"Ben her zaman istediklerimi aldım ve alırım. Yoksa fahişe annen sana söylemedi mi? Benimsin artık, şimdi sesini kes ve yürü yoksa bunu ödersin."

Dedi her zamanki o duygusuz konuşmasıyla. O kadar sinirlendim ki. Evet Mia'dan nefret ediyorum ama bunu beklemezdim. Beni satmıştı. Bunu nasıl yapardı? İlk defa bu kadar acınası halde hissediyorum kendimi.

"Çocuktan kurtul Roulette, yoksa bunu zevkle yaparım."

Boğazımda takılan ve söyleyemediğim tüm cümleler, göz yaşı halinde dökülmeye başladı.Kendimi durdurmam gerekti, güçlü bir kızdım ben.Dudağımı ısırıp kendimi tutmaya çalıştım ve Josh'a doğru ilerlemeye başladım.

"Hey benim işim var Josh, mekan güzel ama geri kalan vaktimi seninle geçirmeyeceğim." diyip hafifçe öptüm dudağından.

"Tamamdır." dedi hiç uzatmadan ve kalktı.

Arkamı döndüm ve bana eliyle yanıma gel işareti yaptı.Yavaş yavaş ilerledim.

"Bitti mi?" dedim.

"Hayır, daha yeni başlıyoruz." diyip beni  ittirerek dışarı çıkarmaya başladı.

"Ne yapıyorsun? Kendim gelirim."

Dedim ve elimi alıp koluna geçirdi, çıkış kapısına doğru ilerlerken, seksi bir sarışın Aaron'ın önünde sürtükçe dans etmeye başladı.

"Sonra, çekil önümden." dedi Aaron ona sadece.

Kafamı kaldırıp baktığımda kızlar bana öyle kötü bakıyorlardı ki, orada ben olmalıydım dercesine, gözleriyle aşağıladılar resmen beni.

"Bu taraftan." dedi aynı soğuklukta ve peşinden gitmeye devam ettim. Girdiğimiz yerden farklı bir çıkış kapısından arabasına bindik. Gözlerime siyah bir bant geçirdi.

"Hey ne yapıyorsun, çıkar şunları gözlerimden."

"Kapa çeneni" dedi emir veren bi ses tonuyla.

Yolda giderken yavaş yavaş her şeyin sesi uzaklaşıyordu, ne insan sesleri ne trafikten sesler vardı... Lanet olsun nereye getirdi beni böyle. Araba durdu. Ve bana bir emir daha verdi.

"Sesini çıkarma."

Multimedia'daki Aaron.