-2-

7.6K 442 51
                                    

Onun bakışlarındaki masum çocuk aniden yerini eski alaycı çocuğa bırakmıştı. Daha ben nolduğunu anlayamadan beni itti ve okula doğru yürümeye başladı. Arkasından bakakalmıştım. Neden bir anda değiştiğini anlayamıyordum. Acaba benim gördüğüm bir yanılsama mıydı? O masum çoçuğu ben mi yaratmıştım? Bilemiyordum. Okulun kapısından girmeden önce bana dönüp baktı ve eliyle asker selamı verdi. Ben bir harekette bulunamadan da okulun içinde kayboldu. Banka oturup olanları düşünmeye başladım. Beni düşürüp dalga geçmesi, sonra onu yere düşürüp üzerine oturmam, bana onlara katılmamı teklif etmesi, bahçede kovalaması, son olarak da o bakışma.. Her şey üst üste gelmişti ve artık düşünmekten yorulmuştum. O sırada dersin bittiğini haber veren zil çaldı. Herkes bahçeye çıkmaya başlamıştı. Okul boşaldığı zaman yerimden kalkıp sınıfa doğru yürüdüm. Sınıfa girecekken içerden Burhanın ve bizim sınıfta olan ve Burhanın peşinde koşturan kızın sesini duydum.

- Ne yapman gerektiğini anladın değil mi? İnandırıcı olman lazım.

- Anladım Burhan. Fakat bunu neden yapıyoruz? Ya da kim için yapıyoruz. Beni sevdiğini düşünecek kadar salak değilim.

- Nedeni ya da kim için olduğu seni ilgilendirmez. Yapmak istemiyosan ben yapacak başka birisini bulurum.

- Tamam tamam sakin ol. Yapacağım.

- İyi. Yarın ilk tenefüste, kantinde. Tenefüs başlar başlamaz gel. Beklemekten hiç hoşlanmadığımı biliyorsun.

- Tamam.

Burhan beni görmemeliydi. Bu yüzden hemen kendimi sınıfın biraz ilerisindeki tuvalete attım. Bir iki dakika geçtikten sonra tuvaletten çıkıp sınıfa gittim. Sınıfta hatta okulda kimse yoktu. Tam da sevdiğim gibi. Sessiz, sakin, yalnız... Diğer insanların aksine ben yalnızlığı seviyordum. Benim ne elbisesini giyip makyaj malzemelerini kullanarak özeneceğim bir annem ne de ilk aşkım babam olmuştu. Küçücükken kaybetmiştim onları. Sevginin varlığını öğrenemeden kaybetmiştim. Ben yalnızlıkta büyüdüm. Belki de bu yüzden seviyordum yalnızlığı. Onu garipsemiyordum çünkü. Anne babam aklıma gelince içimde bir burukluk oluşmuştu. Ama hayır, onlar için ağlamayacaktım. Onlar ne olursa olsun gülmemi isterlerdi çünkü. Bu yüzden kendimi zorlayıp gülümsedim ve kafamı dağıtmak için telefonumdan Eminem-Cinderella Man açtım. Nakaratına eşlik ederken sınıfa Çisel girdi. Hani Burhanla bir sonraki teneffüs buluşacak olan Çisel. Peşinde de her zamanki gibi onun anlattığı dedikoduları dinleyen diğer tiki kızlar vardı. Okulun boşaldığını sanıyordum. Ne anlattığını bilmek için dinlememe gerek yoktu. Burhanla olan konuşmasını sanki Burhan onu kızlar tuvaletine götürüp orada onunla ilişkiye girmiş gibi anlatıyordu. Yapmadıkları şey değil gerçi..

Bir sonraki günü hep sınıfta geçirmiştim. Okulun bittiğini haber veren zil çalar çalmaz yerimden fırladım. Kantine inip o manzarayı görecek gücü kendimde bulamamıştım. Zaten akşama kalmaz o fotoğraflar okulun haber sayfasına konacaktı. Gerekli görürsem oradan bakardım. Eve gelir gelmez çantamı odama fırlatıp yüzücü mayom ile eşofman takımımı giydim ve sitemizin kapalı olimpik havuzuna doğru yürümeye başladım. Soyunma odasına eşofmanlarımı ve çantamı bıraktım. Havlumu, bonemi, gözlüğümü ve telefonumu elime alıp soyunma odasından çıktım. Havuzun önüne geldiğimde bekleyebileceğim en son sahneyle karşılaştım. Burhan ve Çisel havuzda öpüşüyordu. Üstelik Çisel'in bikinisinin üstü yoktu. Onlara görünmeden soyunma odasına dönmeyi planlasam da Burhan beni çoktan görmüştü. Çisel'i eliyle ittirip konuşmaya başladı:

- Oo eziğimiz de gelmiş. Havuzda yüzmene engel oluyoruzdur ama merak etme birazdan soyunma odasıne geçeriz biz

Deyip göz kırpmıştı.

- Saçlarınızın döküldüğü bir havuzda yüzüceğimi mi sanıyorsun cidden? Ah, yapma.

- Saçlarım için delirdiğini sanıyordum. Yanılıyor muyum?

Kesinlikle haklıydı ama tabii ki bunu ona söyleyemezdim.

- Tabii ki de yanılıyorsun. Senin saçların için mi delireceğim ben? Ahaha dalga geçiyor olmalısın.

- Her kız benim saçlarıma bayılır. Ama daha çok bayıldıkları yerlerim yok değil.

- Her gece farklı bir erkekle içini ısıtan kızlardan bahsediyorsan haklısın. Onlar senin her yerine bayılır. Ama şunu unutma, ben o kızlardan değilim.

- O kızlardan olmadığını geçen gün bahçede beni öpmeye kalkışmadığında anlamıştım zaten.

Burhanın söylediğini anlamayan Çisel araya girdi:

- Bahçede ne oldu ki Burhan?

- Seni ilgilendirmez Çisel.

Bana dönüp konuşmaya devam etti.

- Umarım sen de bunu gidip onları ilgilendirmeyen kişilere anlatmamışsındır.

- Merak etme ben etrafındaki her kız gibi senin hakkında olan her şeyi diğerlerine anlatıp hava atmıyorum. Hele yanındaki gibi abartarak asla.

- Onun abartıp abartmadığını nereden bilebilirsin ki sen?

- Hımm bir düşüneyim. Belki de sınıfta olan minik konuşmanızı seninle tuvalette seks yapmış olarak anlatmasından biliyorumdur. Ne dersin?

Burhan Çisele dönüp kızgın bir ifadeyle baktı. Daha sonra bana tekrar döndü.

- Sınıftaki minik konuşmamızı ya da tuvalette seks yapıp yapmadığımızı bilemezsin ki.

- Ah emin ol sandığından fazlasını biliyorum. Neyse size iyi eğlenceler.

Son sözümle birlikte arkamı dönüp soyunma odasına doğru yürümeye başladım. İki gün ıiçerisinde Burhanı üçüncü kez alt etmiştim. Ah, bu kesinlikle bünyemin alışık olmadığı bir şeydi. Eve gidip sıcak bir duş almalıydım. Evet evet sıcak bir duş kesinlikle çok iyi gelirdi.

EZİK.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin