Gözünden akan yaşı temizleyip kafasını arkasına dönerken, kendisini en yakın arkadaşıyla aldatıp üstüne suikast düzenleyen nişanlısına son kez bakıp "Gideceğin yerde bol şans." Dedi, Topuklu ayakkabılarını soğuk zeminde vura vura morg kapısına yürürken yaşadığı son dört ayı hayatından çıkarıp atmış bir kadın olarak yine tüm ihtişamıyla Defne Ales olmaya kaldığı yerden devam etti.

Morgdan dışarıya adım atarken kaldığı yerden devam ettiği hayatında bu sefer eskisi gibi ne nişanlısı Aytunç vardı, ne de en yakın arkadaşı Sezgin. Ömer İplikçi hayatından sadece dört ayını rüzgarına katıp öylece götüren bir kasırga iken; Ales bir daha ne onun, ne de başka kimsenin kasırgasına kapılmayacak; kendi yarattığı kasırgalara dahil olan zavallı insanları büyük bir zevkle izleyip duracaktı.

Güçsüz bir Ales değil, yıpranmışlıklarından doğan eski Ales olacaktı. Sert duruşundan taviz vermeyen; eskisinden daha güçlü ve yalnız Defne Ales olmaya kolları sıvamıştı.

Çok değil, daha morg kapısından çıkalı beş dakika olmuşken eski kişiliğine bürünmeye başlamıştı.

-

"Defne Hanım, başınız sağolsun."

Topuklu ayakkabılarının yerde çıkardığı tok ses ile odasına doğru yönelirken arkasında defteri ile koşturan asistanının başsağlığı dilemesi üzerine aniden durup arkasındaki adama kafasını dönerken; asistanı, kadının aniden durması ile Ales'in sırtına çarptı. Kemik gözlüklerinin yerinden kayması ile yeniden düzeltirken "Pardon." Deyip elini hafifçe kaldırdı.

Ales hiçbir şey demeden tekrar odasına yönelirken "Bugün inanılmaz şekilde yoğunsunuz Defne Hanım. Hemen bugünkü programınızın üzerinden geçeyim." Derken aldığı tek cevap masanın arkasındaki koltuğuna yerleşen Ales'in "Dinliyorum Kıvanç." Cümlesi olmuştu.

"Malum, nişanlınız Aytunç Beyin vefatı üzerine başta Grass Otel yöneticileri olmak üzere sektörün birçok işvereni ile bugün toplantılarınız olacak."

Ales, elinde oyalandığı kalemi asistanı Kıvanç'a yöneltirken "Hepsini iptal et." Dedi net bir ses tonu ile. "Başsağlığı ziyareti istemiyorum."

Kıvanç defterdeki gözünü karşısında oturan kadına bakmak için şaşkınlıkla kaldırırken Ales'in neden böyle bir tavır takındığını anlayamamıştı. Nişanlısı Aytunç, kendi iş yerinden çok buraya gelirdi ve her çalışan onların birbirine ne kadar bağlı olduklarına gözleriyle şahit olurlar; her daim imrenirledi. Karşısında duran patronunun tek varlığı da elinden kayıp gitmişken; nasıl oluyordu da bu kadar gaddar kalabiliyordu ?

"Daha düzene sokamadığımız işimizi düzeltememişken, gelmek isteyen otel yöneticilerini tek kalemde silip araya set çekmek ne kadar doğru Defne Hanım ?" Dedi Kıvanç şaşkınlığını gizlemeyip karşısındaki kadına doğru bakarken. Ales üzerindeki siyah ceketi çıkardı; masanın yanına koyarken "Bu zamana kadar herkesi çok yanlış tanıdık Kıvanç." Dedi derin bir nefes vererek. "Şimdi dediğimi yapıyorsun ve başlı yöneticilerle tüm irtibatımızı sonlandırıyoruz. Başka bir şey var mı ?"

"Yok Defne Hanım."

"Güzel. Çıkabilirsin." Denmesi üzerine Kıvanç kemik gözlüklerini çıkarıp küçük defterini kapattı; Ales'e sorgulayıcı gözlerle bakarken kapıdan dışarıya çıkması üzerine ofisteki çalışanların hepsi başına üşüşmüştü.

Herkes sessizce Kıvanç'tan gelecek cevabı beklerken, "Kadının yüzünde gram üzüntü görmedim." Demesiyle çalışanlardan birisi "Belki de hala şokunu atlatamamıştır." Dedi onay istercesine. "Daha nişanlısının ölüm haberi dün gece geldi sonuçta."

Feveran حيث تعيش القصص. اكتشف الآن