0.8'F

1.5K 88 181
                                    


|Pasaj yorumları mutlaka istiyorum.|
|Keyifli okumalar!|

-

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

-

Morg kapısından içeri girerken görevlinin ona doğru bakması ile onaylarcasına gözlerini kırpıştırdı; orta yaşlı adamın demir kapından çıkması ile oldukça soğuk alanda önünde bulunan üstü örtülü ceset ile bir başına kaldı Ales.

Üzeri örtülü bu adamla, ne çok şey yaşamış; ne çok yıl devirmişlerdi birlikte. Bütün mutlulukları birbirleri arasında görünmez bağlarda saklıyken; o bağın kopması bütün mutluluklarını uçurumdan aşağı atmış; ardından yerini uçsuz bucaksız karmaşa dizisine bırakmıştı.

Bir elini örtünün üzerine götürüp iki parmağı arasına örtüyü alırken yavaşça kumaş parçasını açtı; gördüğü sima gözlerindeki nefreti daha da yoğunlaştırırken elini örtüden çekti ve kafasını yana eğerek önündeki cansız bedene baktı. Hayat yoldaşına; bir zamanlar için en büyük aşkına hüzün dolu gözlerle bakacağına; saf bir nefretle bakıyordu.

Beş yıllık birlikteliğin son durağının morg olacağını asla tahmin edemezdi kızıl saçlı kadın.

Önünde gözleri ebediyen kapatılmış olan nişanlısını kendi elleriyle öldürmüştü Ales. Düğünlerine son altı gün kala, kavuşmaya sayılı saatler kala; kendi elinden çıkan kurşun ile tamamiyle bitirmişti adamın hayatını. Evliliklerinden sonra belki de boy boy çocukları doğacakken; şuan bu soğuk morgda, önünde ilerideki çocuklarının babası konumunda olan nişanlısına boş gözlerle bakıyor olmak ne denli acıtıyordu canını.

Ona kendini tamamiyle teslim etmişti Ales. Daha on dokuz yaşındayken hayatının en acımasız darbelerini ailesinden yerken Aytunç kol kanat germişti. Onla hiç bilemediği ülkeye, Türkiye'ye gelmiş; onunla küçük bir eve yerleşip yaşamaya başlamıştı. İkisi de okuduğundan maddi konularda güçlük çekerken; kazandıkları cüzi rakamları, mutlulukları, üzüntüleri küçük bir evde pay etmişlerdi. Aynı yatağa baş koymuşlar; geceler boyu birbirlerinin hüzün dolu geçmişlerine birlikte üzülmüşlerdi.

Karşısındaki soluk erkek yüzüne kendi yüzünü yaklaştırırken bütün hatlarını inceledi Ales. "Sana kötü bir haberim var." Burukça gülümserken sesini inceltti; tok sesi yerini fısıltıya bıraktı. "Artık canımı eskisi kadar yakmıyorsun." Gözleri biraz sonra söyleyeceği sözler nedeniyle dolarken hüzün akan tebessümüyle Aytunç'un soğuk yüzüne sıcak nefesini üfledi. "Senden daha çok canımı yakan birileri var artık."

Gözünden akan bir damla yaş adamın yüzüne temas ederken yüzünü geri çekip arkasına döndü Ales. Aytunç'tan daha çok canını yakan adam, gideli tam iki ay olmuştu. Koskoca iki ay içerisinde çok şey değişmiş, İplikçi'nin gittiği gecenin sabahına uyandığında yanında hiç kimsenin bulunmaması Ales'i daha katı bir hale getirmişti.

Feveran Where stories live. Discover now