BÖLÜM 25

86 1 0
                                    

Multimedyada Ashley ve Chris var...

Saçlarım ellerimin arasında,yere çökmüş bir şekilde ağlıyordum.Hanry ise hemen yanımda durmuş beni teselli etmeye çalışıyordu.Bir yandan ağlıyor,bir yandan da Chrisle tanışmamdan bu yana yaşananları düşünüyordum.Neredeyse bir aydır tanışıyoruz ve o kız gelmeden bir kaç gün öncesine kadar her gün kavga ediyorduk.Bilmiyorum,belkide bizi birbirimize bağlayan bu kavgalardır.Sonuçta ikimizde iyi anlaşamayacak kadar kendini beğenmiş insanlarız.Pekala bunu kabul ediyorum.Onu seviyorum.Evet,onu halâ seviyorum.Peki o beni seviyor mu? Bunu bende bilmiyorum fakat,sevmeseydi Emily olmasına rağmen beni istemezdi diye düşünüyorum.Beni sevse bile ona geri dönemem.Beni her gün bir sapık gibi takip etmesine rağmen ona geri dönemem.Beni sevdiğini açık açık yüzüme söylemesine rağmen ona inanamam.Evet,bunu yapamam.Ben Ashley Mayolanım.Ne yani bir erkeğin,belki de ileride evli olabilecek bir erkeğin metresi mi olacağım.Ha ha ha.Buna sadece gülerim.Evet,belki de Emilye karşı hissettiği o 'korumacılık'duygusundan dolayı günün birinde onunla evlenir ve bir sürü küçük Chris gezinir etrafta.Ahh hadi ama! Düşünmek bile içimi bu denli acıtıyorken,bunun gerçek olmasına nasıl dayanabilirim ki.Bu yaptığım yalnızca kendimi kandırmak olur.Fakat acı olan şu ki,tüm bu gerçekleri bilmeme rağmen bir şey yapamıyorum.Onun karşısına geçip,'Emily umrumda değil,ben seni seviyorum.' diyemiyorum.Bu yüzden sadece onları uzaktan izleyip,nasıl mutlu olduklarına bakabilirim.Belki de Chrisi unutmak için Hanryi kullanmaktan vaz geçip,ona aşık olmalıyım,bilemiyorum.Hayır aslında biliyorum.Bunu yapabilirim.Hanrye aşık olmak.Bu o kadar da imkansız değil.Hanry de Chris kadar yakışıklı.Üstelik onun kadar da umursamaz değil.Bana değer veriyor.

Verdiğim kararla yerimden doğruldum ve Hanry'nin hizasına gelebilmek için parmak uçlarında yerleşip,kollarımı boynuna doladım.

'Teşekkür ederim Hanry'

'Ne için prenses?'

'Benim yanımda olduğun için,beni mutlu ettiğin için,bana değer verdiğin için.Tüm bunlar için teşekkür ederim.'

Cevap olarak bana koca bir sarılış bahşettiğinde,yüzümde huzur dolu bir gülümsemeyle bende ona karşılık verdim.Bu gerçekten güzel bir histi.Kendini değerli hissetmek.Kendin olduğun için kendini değerli hissetmek.

***

Chris'inağzından

'SENİ LANET HERİF! BEN SENİN DEĞİLİM,HİÇ BİR ZAMANDA SENİN OLMADIM.DUYUYOR MUSUN BENİ?BUNU O KALIN KAFANA SOK ANLADIN MI BENİ? BEN.SENİN.DE.Ğİ.LİM.'

Etrafında deli gibi koşturup,bana söylediği sözleri haykırdığında,elimde olamadan sinirlenmiştim.Bana ait olmadığını söylediğinde adeta beynimden vurulmuşa dönmüştüm.Onu benimle değilde bir başkasıyla düşünmek,ellerini başka ellerde,gözlerini,saçlarını,dudaklarını,vücudunu,başka biriyle düşünmek.Bu canımı gerçekten yakıyordu.Duyduklarımı hazmetmek istemediğim için,kabullenmediğimi göstermek için havaya iki el ateş açtım.Daha sonra o lanet yeri terk ettim.Eve geldiğimde Emily uyuyordu.Tedavisinin sona ermesine rağmen ilaç kullanmaya devam ediyordu ve bu ilaçlarda onun uykusunu getiriyordu.Koltukta boylu boyunca uzanan,hayatımın ilk kadınına baktım.Çok güzeldi,masumdu.Uyurken tıpkı bir kedi yavrusunu andırıyordu.Dudaklarından küçük mırıltılar dökülüyor,başını yastıkta ileri geri hareket ettiriyordu. Bu haline hafifçe gülümseyip,onu uzandığı koltuktan kucağıma alıp yatağa doğru taşıdım.Üst kata çıkıp,bedenini yumuşak yatağa bıraktığımda,gözlerini açıp bana bakmaya başladı.

'Aşağıda uyuya kalmışsın,sedece yatağına getirdim ve şimdi gidiyorum.Sen uyumana devam et.'

'Chris,bekle.'

Odadan çıkmak için tuttuğum kapı kolunu bırakıp arkama döndüm ve konuşmasını belirtmek için iki kaşımıda havaya kaldırdım.

'Ashley'in yanından mı geliyorsun?'

'Pek sayılmaz.Bak aramızda sandığın gibi bir şey yok.Evet,onu seviyorum fakat sadece bu kadar,daha fazlası yok.'

'Seni tanıyorum Chris.Kesinlikle daha fazlası var.O kıza karşı sevgiden daha fazlasını hissediyorsun.Ve ben aranızdakilere engel oluyorum.'

'Sadece bana benzediğini düşündüğüm için onu seviyorum,kendime yakın hissediyorum.'

'Bak Chris,sadece bir kaç gündür buradayım fakat,okulda sürekli gözlerin onu arıyor,okul dışında ise hiç yanımda değilsin,büyük ihtimalle ona gidiyorsun.Ve bu gün onu okulda göremediğinde nasıl bir öfkeyle okulu terk ettiğini gördüm.Yani demek istediğim,onu görmeden duramıyorsun.Sen sadece onu sevdiğini söylüyorsun fakat,o kız senin hayatın olmuş.'

'Bak Emily,şuan ilaçların etkisinden ne dediğini, ne düşündüğünü bilmiyorsun.Sadece uzan ve uyumana devam et'

'Ben yarın gideceğim Chris,sen ne dersen de,ben ne gördüğümü gayet iyi biliyorum.Ve burada kalıp,bir fazlalık gibi sana ve aşkına yük olmak istemiyorum.'

'Hiç bir yere gitmeyeceksin Emily,şimdi uyu.'

Kapıyı çarpıp hızlı adımlarla aşağı kata indiğimde,dolaptan kendime iki soğuk bira çıkarttım.Dediklerinde haklı olduğunu bilmek beni sinirlendiriyordu.Gerçektende Ashley benim hayatım olmuştu.Her an onu görmek,onu hissetmek istiyordum.Bir yandanda Emilyi gönderemezdim.Yaşadığı onca şeye rağmen bana gelmişken,onu terk edemezdim.Yarın uyandığında bunu onunla konuşmalıydım.Dolaptan çıkarttığım bir kaç biranında dibini gördükten sonra,oturduğum koltukta sızıp kalmıştım.Ashleyle her zaman mutlu olduğum tek yere,rüyalarıma gömülmüştüm.

***

Sıcaktan, istemeyerekte olsa gözlerimi açtığımda,odanın içerisine yayılan güneş ışığından,saatin epeyce geç olduğunu anlamıştım.Yattığım yerde doğrulup,ayağımı yere attığımda,etrafa saçılmış bira şişelerinin birisinin üzerine basmıştım.Odaya yayılan cam sesiyle yüzümü buruşturduğumda,gözüme masanın üzerinde duran,ortadan ikiye katlanmış beyaz bir kağıt takıldı.Sersemlemiş bir şekilde, uyuşuk adımlarla masanın yanına ulaştığımda,beyaz kağıdı parmaklarımın arasına alıp,okumaya başladım.

'Chris...Benim tatlı,iyi kalpli Chrisim. Buraya bir kaç gün için değil, bir ömür boyu seninle beraber olabilmek için gelmiştim.Yaşadığım her şeyi aşıp,tamamen iyileşip,yalnızca senin olabilmek için gelmiştim.Sanırım biraz düşüncesizce davranmışım.Aradan geçen uzun bir zamandan sonra tekrar eskisi gibi olabileceğimizi düşünmek,tamda benim gibi bir deliye göre değil mi? Affet beni sevgilim,bir sevdiğin olduğunu düşünemedim.Buraya gelip, düzeninizi,ikişkinizi bozdum.Sense bana duyduğun suçluluktan,korumacılıktan dolayı,beni yanında tutmanın görevin olduğunu,sorumluluk alman gerektiğini düşündün.Fakat,bu kadar aciz bir duruma düşmeyi kendime yediremem.Ayrıca sana ve Ashleye bunu yapamam.Kendine iyi bak ilk aşkım,seni seviyorum.'

-Emily

Sonlara doğru okuduğum kelimeler bulanıklaştığında,kağıt elimden kayıp gitmişti.Tıpkı Emily gibi.O gitmişti.Yine onu koruyamamıştım.Yine ona sahip çıkamamıştım.Şimdi sokaklarda bir başına ne yapıyordu kim bilir? Belkide ailesinin yanına dönmüştür değil mi?Evet,o akıllı bir kız.Tekrar ailesinin yanına dönmüştür.Sandalyenin üzerinde duran ceketimi alıp,evden kendimi dışarıya attığımda,sokaklarda deli gibi koşmaya başlamıştım.Her yerde Emilyi arıyordum.Yolda gördüğüm,her uzun ve kahverengi saçlı kızı durdurup,acaba o mudur diye bakıyordum.Gidebileceği tüm pansiyonlara,otellere,hatta kafe ve parklara bile bakmıştım ama hiç bir yerde yoktu.O tamamen gitmişti.Benimle vedalaşmadan gitmişti.

KENDİNİ BEĞENMİŞ!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin