kırk üç | tehdit |

En başından başla
                                    

"Geçin, oturun hele." Diyerek iki genci de salona davet etti. İki genç başları eğik bir vaziyette Afran'ın eliyle gösterdiği yere oturdular.

"İsmin ne?" diye sordu çocuğa. "Turhan."

"Turhan, ne yaptığınızın farkındasınız değil mi?" diye sorduğu sırada kızla göz göze geldi. Tanıyordu. Azad Koçman'ın ortancı kızıydı. En fazla yirmi yaşındaydı.

"Evet."

Aldığı cevap ile tepesine fırlayan sinirlerine hâkim olmakta oldukça zorlandı. Bu çocuk gerçekten ne yaptığının farkında olsaydı şayet karşısında bu şekilde bulunuyor olmazdı.

"Kız kardeşin var mı Turhan?"

Turhan'ın acı dolu bakışları Afran'ı buldu. Cevabını almıştı bile Afran. "Evet ağam, on sekiz yaşında bir kız kardeşim var."

Afran'ın yüreği sızladı. Deran'la tanıştıkları sırada Deran yirmi yaşındaydı. Evlendiklerin de ise yirmi bir. Çok gençti gelini. Çok gençti!

"Bekar erkek kardeşin var mı Zergül?"

Kız, ismini bilmesine şaşırmıştı fakat sormadı. "Evet, en küçük ağabeyim. Yirmi yedi yaşında."

"Eğer ki Azad Ağa yaşamanıza yanaşır ise berdel isteyecek, farkındasınız değil mi? İki suçsuz insanın hayatını yaktınız. Neden usulüne göre değil de bu şekilde Turhan? Neden?"

Turhan ile Zergül'ün başları yere eğilirken Afran gözlerini camdan dışarı, semaya dikti. Azad Ağaya haber vermesi gerekiyordu şimdi. Çok az sıkıntı varmışçasına bir de bu çıkmıştı. Umarım Azad Ağa canlarını bağışlardı.

"Baba, Azad Ağayı sen aramak ister misin?"

"Büyük ağa sensin oğlum, benim aramam yakışık olmaz."

Afran başını sallayarak babasına hak verdiğini gösterdi. Ardından tekrar iki gence bakıp çıktı salondan. Odasının yolunu tuttuğu esnada bu işi nasıl en zararsız atlatabileceğini düşünüyordu. Nasıl olabilirdi?

Odaya girdiği esnada Deran'ın endişeli gözleriyle rastlaştı.

"Buraya gelmişler diye duydum?" diye endişe ile soran kadının gözlerinde parlayan duygular karşısında yutkundu Afran. Bu kadının huzursuz olduğu her ana lanet okumak geliyordu içinden. Bu kadın her daim mutlu olmayı hak ediyordu oysa. Onun endişelenmesini, üzülmesini hiç mi hiç istemiyordu.

"Evet, salondalar. Azad Ağayı aramam gerekiyor. Lâkin yaşamalarına göz yummaz ise ne yapacağımı bilmiyorum. Teslim etmek durumunda kalacağım..."

Deran, korku dolu gözlerle karşısındaki adama baktı.

"Afran, tek suçları sevmek olan iki insanın göz göre göre ölmesine izin vermeyeceksin değil mi?"

Afran'ın zümrüt karası hareleri Deran'ın gözlerine bakarken titreşti. Aşiretleri için en iyisi ne ise onu yapmakla mükellefti.

"Deran..."

"Afran, orta yolu bulamazsan eğer kaçırtırız onları. Suçlusu da Azad Ağa olacaktır hem!" diye içi sızlaya sızlaya konuşan kadının gözlerine bir kez daha baktı. Ne kadar da olumlu düşünüyordu. Suçlusu Azad Ağa asla olmayacaktı, o da biliyordu bunu. İki aşiret arası fazlasıyla bozulacaktı ve büyük ihtimalle bir sorun çıkacaktı.

"Aşiretimiz için en iyi olanı yapmak zorundayım."

"Töre denen lanet illet herkesin hayatını kurutuyor. Kanla başlayan bir başlangıç bizimkisi de. Ama bak, mutluyuz. Bir evladımız olacak. Neden aynı şansı onlara da tanımayalım."

AĞA [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin