2.

101K 3.4K 714
                                    

Yeni bölümü hemen yayınlayamadığım için üzgünüm. Ve her yerden yazdığınız yorumlar beni mutlu etti. Teşekkürler.

Rutubeti iyice yayılan odanın tozu içerisini bir hayli havasızlaştırıyordu. Genzimi yakan düğüm yavaşça azalırken, burnumun önünde tüten sıcak dumanı izledim. Şaşkınlığımı üzerimden atmış sayılmazdım.

"tüm müşterileri korkuttun. Nasıl böyle bir şey yaparsın?" patronumun sesi kulaklarımı delip geçerken, suçlanan kişinin ben olmam yüreğimi dağlamıştı. "Ne yapsaydım?" diye sordum gözlerimi iri göbeğinin üstündeki yüzüne çevirirken.

Anlamsız gözleri yüzümde dolaşırken "orda kimse yoktu Hare. İşten kaytarmak için yaptığın bes belli. Az önce birlikte baktık." sözleri sinirlerimi harekete geçirdiğinde parmaklarım arasında tuttuğum sıcak çayı masanın üzerine bıraktım.

Yaklaşık yarım saat olmuştu.

O manyak beni yavaşça duvara yapıştırıp öylece durmamı söylediği zaman bir anda sıyrılıp kaçmıştı işte. Nereye gittiğini kim bilebilirdi?

Suçlu değildim ben. Burda suçlu olan kişi kesinlikle değildim.

Bana yönetilen suçu kabul edecekte değildim. "Ne demeye çalışıyorsunuz siz pardon? Bir paranoyak olduğumu mu?" sesim yükselmişti. İlk kez, her gün iri göbeğinin hemen üzerinde bulunan yüzünü görmeye zorla katlandığım patronuma karşı sesimi yükseltmiştim.

Yüzündeki gerginlik kesilmeden sesi kitapçının içerisinde yankılandı. "Ne diyorum biliyor musun?" kolları kapıya doğru uzandığında içeriye bir kaç müşteri girdi. Giren müşteriler önce yüzlerini bize çeviriyor daha sonrasında anlamsız gözlerle ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.

"kovuldun!" diye tısladı, tısladığı kelime kalbimdeki mecali bitirdiğinde masaya bıraktığım telefonumu avuçlarım arasına alarak ayağa kalktım.

İşten kovuluşum hayra alamet olmasada yalvarmayacaktım.

Parmaklarım dışarıya oranla sıcak kapıyı avuçladığında kapıyı içeri doğru araladı. Soğuk tüm bedenime yayıldığında yüzümün donmaya başladığını hissettim.

Bedenime tümüyle isabet eden Soğuğun etkisiyle donmak üzere olan yüzümü buruşturup bedenimi soğuk havaya doğru çıkardım. Bu soğukta bir hiç için buralara kadar gelmiştim. Hemde hava bu denli buz tutmuşken. Gerizekalı! diye geçirdim içimden. Tüm hücrelerim onu boğmak için can atıyordu.

   

Gri merdivenlerden inmek için adımlarımı atarken botlarımın yeniden kara bulanması bir oldu. Ellerimi cebime soktuktan sonra zorlukla geldiğim yöne doğru sıklaştırdım adımlarımı.

Cebimden çıkardığım eldivenlerimi yeniden geçirdim ince ve soğuğun işlediği ten bulmuş kemiksi ellerime. Üşüyen tenimin sızısının biraz olsun azalmasını umuyordum.

Kıçım donarken tek düşündüğüm şey şuydu, tek gelirimiz olan işi nasıl kaybederdim ben? Annem çalışmıyordu. Kardeşimin boyu yaşı kadar küçüktü. Evin gelirisi benim bedenime bağlıydı. Şimdiyse karanlıkta başıma gelen boş bir şey yüzünden kovuluşumu kendime yediremiyordum.

Doğru olan bu değildi. Doğru olan o manyak kimse onun bulunmasıydı. Ama suçlanan kişi tam tersiydi. Suçun yöneltildiği kişi bendim.

Karın kapladığı yol boyunca yürümem gerekiyordu. Evimizin bu caddede olmasına şükrediyordum. Çok yakın değildi ama arabayla gidilebilecek kadarda uzak değildi. Botlarıma yapışan karlara aldırış etmeden adımlarımı atmayı sürdürdüm.

Enseme Dokunan NefesWhere stories live. Discover now