KADER ATEŞİ / 21. BÖLÜM

Start from the beginning
                                    

Bizim dediğini yapmak yerine birkaç saniye onu izledikten sonra tedirgin hareketlerle ve rahatsız şekillerde oturup ellerimizi dizlerimizin üzerine koymamız onu oldukça eğlendirmiş olacak, Samantha'ya baktıktan sonra ikisi birden bir kahkaha koyuverdi.

"Şaka yapıyordum," dedi hala gülerken. Onun kızlara da tanıdık gelip gelmediğini merak ediyordum.

Biz tedirginliğimizi atıp gülümsediğimizde, Samantha başkomutan için bir koltuk çekti. "Lütfen onlara bu kadar içten davranmayın. Emir verirseniz eğer, sırtlarından kanat çıkarıp uçmak zorunda olduklarını öğrenmeliler."

"Orası öyle," diyerek cevap verdi başkomutan Danow, koltuğa yerleşirken. Üzerinde daha önce gördüğümden daha farklı bir asker kıyafeti vardı. Dizlerine kadar uzanan, arkası yırtmaçlı haki yeşil ceketinin kol uçları yukarı doğru kıvrılıp, büyük siyah düğmeler ile tutturulmuştu. Aynı düğmeler ceketinin önünde, iki tarafta da vardı. Bunların bir işlevi yoktu, yalnızca süs olarak eklenmişti. Yakaları ise Amy'nin hakim yaka dediği tarzdandı. Ceketinin üzerine onlarca nişan tutturulmuştu. Omuzlarında ise, siyah değerli taşlardan yapıldığı belli olan, oldukça gösterişli apoletler vardı. Elinde tuttuğu deri eldivenleri koltuğun kenarına özenli bir şekilde bıraktıktan sonra bana baktı.

"Gelebilmek için daha güzel bir zaman ayarlamaya çalışsam da, işlerimden ötürü gelemedim. Başınıza gelen bu duruma çok üzüldüm. Bizzat takipçisi olması için Jack ile özel olarak konuştum."

Sevgili Caroline'ın babası, sevgili kurul başkanımız Jack kesinlikle yakından ilgilenirdi bu durumla! Mesela yakınıma kadar gelip, bu yangının kontrol edemediğim güçlerimden dolayı çıktığını söylerdi! Veskar için de uydururdu bir şeyler.

Başkomutan konuşmaya devam ederken, onun hayatımda gördüğüm en karizmatik adam olduğunu düşündüm. Karizmatik ve korkutucuydu. Ama aynı zamanda konuşmasında ve ses tonunda garip bir şekilde güven veren bir tını vardı. Etrafına güçlü bir enerji yayıyordu.

"Çok uzun kalıp sizi rahatsız etmek istemiyorum. Çok kötü bir olay atlattınız, dinlenip kafanızı dağıtmaya ihtiyacınız var. Sadece söyledikleri gibi iyi olup olmadığınızı görmek ve iyi dileklerimi bizzat sunmak için geldim."

"Teşekkür ederiz," dedim, içten bir gülümseme ile. "Ziyaretiniz bizim için çok değerli, onur duyduk."

"Rica ederim. Söylediğim gibi daha uygun bir zamanda gelmeyi dilerdim. Yapabilirsem eğer, tekrar ziyaretinize gelip hepinizle sohbet etmek isterim."

Keskin siyah gözleri Shanny'i buldu. "Sen ruh öpücüğüne sahip Shannon olmalısın."

Shannon hazırlıksız yakalandığı için yüzünden bariz bir şaşkınlık ifadesi geçtiğinde, başkomutan gülümsedi. "Hepinizi tanıyorum, ayrıca Samantha hepinizi uzun uzun anlattı. Yakından çok daha güzelmişsin," dediğinde, Shannon utangaç bir gülümseme karşılık verdi.

Gözleri bu sefer Lily'e döndü. "Sen de rüya gezgini olmalısın. Uzun zamandır ilgimi sizin kadar çeken bir şey olmamıştı doğrusu. Ah, size baktığımda," dedikten sonra tekrar Shannon'a bakarak ekledi, "Güneşin," bana döndü, "Mehtabın," gözleri tek tek kızların üzerinde dolaşırken devam etti, "Ve yıldızların aynı gökyüzünde buluştuğunu görüyorum." Ayağa kalktığında biz de onunla kalktık. "Yolunuz da sizin kadar aydınlık, sizin kadar parlak olsun çocuklarım."

Orién erkekleri nasıl iltifat etmesi gerektiğini kesinlikle çok iyi biliyordu. Odadan çıkmadan önce ekledi, "Sizi ordumda görmek için sabırsızlanıyorum."

Bir baş selamı verip kapıya yöneldi. Birkaç adım atmıştı ki, "Bu arada Elena," diyerek bana döndü. O kısacık anda aklımdan onlarca düşünce geçmişti. Yüzünün aldığı sert ifade bu düşüncelerimin sayısını daha da arttırmıştı. Beni azarlayacağını düşünmüştüm. Sonuçta kaderdim ve Lermont gibi güvenli bir yerde kurulan bir tuzaktan kaçmayı bile başaramamıştım. Acaba beni fazla abarttıklarını mı düşünüyordu?

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLWhere stories live. Discover now