KADER ATEŞİ / 19. BÖLÜM

En başından başla
                                    

Amy'yi ayağa kaldırıp kollarına girerek kapıya yürüdük.

Kapıyı açmamızla birlikte üzerimize hücum edip bir tokat gibi yüzümüze çarpan dumanla, veskarın etkisi iki katına çıktı ve bacaklarımız üzerindeki yetkiyi kaybederken üçümüz birden yere düştük.

Bella kalkmaya çalışırken başını diğer tarafa çevirip kusmaya başladı. Veskarın bir diğer etkisiydi bu. İçimize dolan duman yüzünden içten içe çürüyorduk.

Alevlerden yükselen korkunç sesler Bella'nın kusma sesine, Amy'nin hıçkırıklarına ve kızların odasından gelen öksürük seslerine karışıyordu. Kafamı hafifçe kaldırıp salonumuza baktım. Her yer alev alev yanıyordu. Salonun birçok yerine yığılmış veskarlar tutuşup havada savruluyor, alevleri daha da harlayıp canlı kalmasını sağlıyordu.

Birçok kez kızlar gecesi yaptığımız koltuklarımız; etrafında kahkahalarla güldüğümüz, dans ettiğimiz, ağladığımız, sarhoş olduğumuz masamız; odamızdaki dolabımıza sığdıramadığımız eşyalarımızı saklayan dolaplarımız; bir köşeye yaptığımız küçük kütüphanemiz, etrafındaki koltuk ve puflar... Hepsi şu an alev alev yanıyordu. Kahkahalarımız, danslarımız ve gözyaşlarımız... Hepsi.

Ben şu an üç yaşındaydım. Üç yaşındaydım ve hayatımın en korkunç gecesini yaşıyordum. Ailemi benden alan o korkunç geceyi. Gözlerimi alevlerden alamıyordum. Önüne geçen her şeyi yakan alevlerden... Zaman ve mekan kavramları anlamını yitirmişti. Geriye sadece, o gece hissettiğim, tenimi kavuran sıcaklık kalmıştı.

Sesler duyuyordum. Kimin sesiydi? Annemin mi? Yoksa Bella mıydı şu an konuşan? Bu yanan yer neresiydi? Evim miydi? Yoksa hala Lermont yurdunda mıydım? Bağıran kimdi? Annem? Babam? Yoksa ben miydim? Yanıyordu. Yanıyorduk. Yok oluyorduk.

Yanağımda hissettiğim şiddetli acı ile yanımda duran kişiye baktım. Sesler yeniden kulağıma dolmaya başlarken yeniden Lermont'ta idim. Ne zaman ayağa kalkmış, ne zaman korkulukların kenarına kadar gelmiştim ben?

"Elena kendine gel!" dedi Bella, sanki kapalı bir yerden çıkan sesi ile. "Şoka girecek, travma yaşayacak zaman değil! Merdivenler yanmak üzere!"

Nefesim her seferinde yüksek hırıltılar ile çıkıyor ve yine ciğerlerime hırıltılar ile doluyordu. Sağ bacağım uyuşmaya başlamıştı.

Korkuluğa yapışıp var gücüyle sıkan elimi gevşetip tekrar salona baktım. Söylemek istesem de kelimeler boğazımda takılıp kalmıştı. Yüksek, hırıltı dolu bir nefes çektim içime. "Alevler merdivene ulaşmadan..." öksürük, "...Amy'yi çıkar..." öksürük, "...Ben kızlara..." öksürük.

Bella yalnızca, "Acele et," diyerek, yeniden Amy'ye dönüp onu kaldırmaya çalışırken, ben duvarlardan destek alarak Shanny ve Lily'nin odasında girip kapıyı arkamdan kapattım.

Lily ayakta zor duruyor olsa da, Shanny ona göre daha iyi durumdaydı. Bella'nın yaptığı gibi dolaptan uygun bir şeyler bulup yüzlerini kapattım. Shanny gibi Lily'nin diğer kolunun altına girdim. Kapıya ulaşmak üzereyken salondan gürültülü bir ses yükseldi.

"Neler oluyor?"

Shannon'ın yükselen panik dolu sesine aldırış etmedim. Ne olduğu tahmin edebiliyordum.

Kapıyı açmadan önce, "Nefesinizi tutun," desem de çok etkili olmamıştı. Veskarın etkisi o kadar artmıştı ki, Shannon yalnızca bir iki adım sonra yere düşmüştü.

Biraz önce salondan yükselen ses yeniden geldiğinde, tahminimde yanılmadığımı anladım. Kapı da pencereler gibi mühürlenmişti ve Bella kapıyı kırmaya çalışıyordu. Yurtta kalan profesörlerin şimdiye dek yangını fark edip, mührü kırarak kapıyı açacağını düşünmüştüm. "Olsun," dedim kendi kendime. "Yangını fark etmedilerse bile sesi kesin duydular. Şimdi gelecekler ve kapıyı açacaklar."

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin