👉22. Küçük oyun🤝

Start from the beginning
                                    

Göz ucuyla silaha bakmaya çalışırken acaba rüya mı görüyorum diye düşündüm. Çünkü böyle şeyler hayatımda olmasa da rüyalarımda sık sık oluyordu. Bilinçaltım benden bile çok saçmalamasıyla ünlüydü. Bir keresinde uzaya yolculuk kazanmıştım hiç unutmam. Tabi rüyalarımda bile bela çektiğim için ben uzaya gidemeden birileri uzay gemisini çalıyordu. Sonra bir koşturmaca bir aksiyon uzay gemisini aramaya çıkıyorduk falan. Tam bir bilim kurgu macerası. Ne rüyaydı ama...

"İlk önce seni öldürsem nasıl olur?" Rüyaysa sorun yok da, rüya değilse hiç hoş olmaz be mafya abi. Soğuk namlu şakağıma hafif bir baskı uyguladığında irkildim. O silah patlarsa çok canım yanar mıydı ki? Ölmek nasıl bir şeydi acaba? Ölürdüm değil mi? Fazla yakında çünkü. Kalp atışlarım hafif hafif hızlanmaya başladı. Köşeli jetonum yeni yeni düşüyordu. Galiba bu bir rüya değildi.

Cesedime ne yaparlardı? Öylece burada bırakmazlardı herhalde. Bu ardında delil bırakmak gibi bir şey. Gerçi gerçekten hiçbir sebep olmaksızın adam öldürenler cesetleri ortadan kaldırmaya alışkınlardır değil mi? Hiç kimsenin bulamayacağı bir ormanın derinliklerine mi gömerlerdi? Ya da belki yakarlardı. Denize de atabilirler... "Ama bu güzelliğe yazık olur. Şimdi ikilemde kaldım." Elimle boğazımı sıktığı kolu tuttum. Yalnız orada benim nefes borum var ve açık kalırsa sevinirim, hani nefes alabilmem için...

"Bırak lan kızı!" diye kükredi Zeyd. Aha Zeyd. Hadi ben çok fazla sansasyon yaratmam ama onun ortadan kaybolması büyük olay olur. Ne de olsa o bir Arkan. Sorun şu ki olay olana kadar çoktan geberip gitmiş olabiliriz. O zaman tam şu an 'sen benim kim olduğumu biliyor musun' muhabbeti için çok uygun bir an bence. Hadi Arkan, çok sevmiyor muydun böbürlenmeyi? Kendini tanıtır mısın lütfen. İnan bana ikinci bir can borcuna razıyım.

"Ona elini sürersen gebertirim seni!" diye tehdit ettikten sonra, "Kızı bırak, ikimizi öldürebilirsin," dedi. Hayır hayır hayır. Bu çok saçma. Zaten beni bıraktıktan sonra sizi öldürmesi için bir neden kalmıyor. Hem sizi öldürürken ben her şeye şahit olursam beni zaten bırakmazlar... Mantıklı düşün. Sen bir Arkan'sın. Sen çok güçlüsün. Dişlerimi birbirine bastırdım. Hey şeyi soyadıyla çözen adam şimdi niye böylesine saçma bir pazarlık yapıyordu. Kızı bırak bizi al demişti. Kaşlarım çatıldı. Nasıl ya? Benim hayatıma karşılık kendisininkini mi sunmuştu biraz önce?

Deminden beri susan Emre, "Ben ölmek istemiyorum ama," diye çocuklaştı. "Ulan Emre, senin yüzünden başımıza neler geldi, buradan bir sağ çık geberteceğim seni," dedim öfkeyle. "Kes sesini," deyip boğazımı daha çok sıkınca adam nefessiz kaldım ve öksürmeye başladım. Hayır elinde o silah olmasa ben sana yapacağımı bilirdim aslında.

"Pardon çok sıktım değil mi?"

Bir dakika bu benden özür mü diledi şimdi?

Silahını yavaşça indirip kolunu gevşetti. Bu hareketini gören Zeyd kolumdan tutup kendine çekti ve arkasına aldı beni. "Özür dilerim Alya biraz kendimi kaptırdım," dedikten sonra Emre'ye dönüp, "Bence bu kadar yeter ha, ne dersin?" dedi.

Emre kahkaha atarken Zeyd'le birbirimize 'öldük de cennette miyiz' bakışı attık. Ne oluyordu burada tam olarak? "Alya gerçekten tanımadın mı beni?" diye sorarken gözlerinin içi parlıyordu. Bu kadar yakışıklı birini nerede görsem tanırım demek istesem de kafamı sallamakla yetindim. Bön bön bir ona bir ona bakıyordum. Kafam bir hayli karışmıştı. Şimdi ölmeyecek miydik biz? "Neler olduğunu çabuk anlatın!" diye bağırdım.

Emre gözyaşlarını sildikten sonra konuşmaya başladı, "Sen gerçekten benim uyuşturucu işine gireceğimi mi sandın? Çok safsın Alya ya," dedi. O saçmalığa daha sonra değineceğim şu mafyayı anlamadım ben. "Emreee!" diye başladığımda, "Tamam Alya kızma anlatıyorum," dedi mafya rolü yapan ama mafya olup olmadığını anlamadığım adam. "Öncelikle kim olduğumu söyleyeyim, ben polis memuru Ömer hani beraber kursa gitmiştik bir dönem." Kaşlarımı çattım. Sonra gözlerim büyüdü. Yok artık. Şişko Ömer?

Arıza tespitWhere stories live. Discover now